2021 gezegenimiz, doğa, insanlık ve ülkelerin ekonomisi açısından oldukça zorlu bir yıl oldu. 2020’de başlayan küresel salgın nedeniyle yaşanan değişim 2021’i de sıra dışı gelişmelerin yaşandığı bir yıl haline getirdi. Bu değişim hayatımızın her alanına yansıdı. 2021 yılını geride bırakmaya hazırlanırken yılın öne çıkan konularını inceleyip belirli kategoriler altında yılın fark yaratan en çarpıcı haberlerini derliyoruz.
Kısa filmler, izleyiciye mesajı iletmek ve hikayeyi anlatmak için çok kısa bir süreye sahip fakat bu kısa süre, insanda daha derin duyguları uyandırabileceği için kimilerinin tercihi kısa filmlerden yana oluyor. Daha özgür ve güç konuları işliyor olmasıyla beraber uzun metrajlı filmlere kıyasla hemencecik tüketilebiliyor oluşu kısa filmleri cazip kılan etkenler arasında. Geçtğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da derlememiz içerisine dahil ettiğimiz kısa filmler kategorisinde yine birbirinden farklı tadımlık hikayeler mevcut. Günlük hayatın sıradan anılarından tutun, toplumsal olaylara ya da distopik evrenlere kadar pekçok farklı konu çeşitli şekillerde işlenmiş. Geride bıraktığımız bu çarpıcı yılın ardından dikkat çeken kısa filmlere gelin birlikte bakalım.
İnsanlığın Kulesi
Yönetmen Toby Auberg, Pile isimli kısa filmiyle toplumsal ilerlemenin farklı aşamalarını kelimenin tam anlamıyla üst üste yığarak gösteriyor. Deniz seviyesinden önce kırsal yaşama, yerleşik hayattaki insanların çiftçilik ile uğraşına oradan sanayi devrimine ve tüm bu el emeği aşamalarından sonra robotiğe uzanan bir yolculuk sunuluyor. Cannes Film Festivali’nde Cinéfondation bölümünde galası yapılan ve Annecy Uluslararası Animasyon Film Festivali’nde jüri ödülü kazanan film; BFI London, Anima Brussels, Hiroshima dahil olmak üzere diğer birçok festivalde yer aldı.
Başıboş Makinelerin Döngüsel Hareketleri
Geoffroy de Crécy tarafından yaratılan 8 dakikalık animasyon film Empty Places, makinelerin mekanik döngülerini ve bu döngülerin büyüleyici görüntüsünü sunuyor. Döngüsel animasyonlardan oluşan sahnelerdeki çerçeve her seferinde aynı sahneye bir adım daha uzaktan bakarken izleyici daha geniş bir açıdan olayı gözlemleme şansı bulunuyor. Sokakların, parkların ve mekanların boşalması, spor alanlarının sessizliğe gömülmesi pandemi döneminde bir anda karşımıza çıkan bir durumken Geoffroy de Crécy Şubat 2020’de yayınlanan filminde bu senaryoyu izleyiciye sunmuş.
Kütüphaneci ve Küçük Çocuğun Duygusal Hikayesi
Kitaplara meraklı küçük bir çocuğun ve kütüphanecinin hikayesini anlatan animasyon film, sorumlu bir insan olmanın değerini gösteriyor. Film, genç bir adamın tavan arasını temizlerken kutudaki Binbir Gece Masalları’nın (The Arabian Nights) toz içinde kalmış bir kopyasını bulmasıyla başlıyor ve tarihte bir yolculuğa çıkılıyor. Güçlü animasyonu, karakter tasarımları ve sıcak renkleri reklam filmini adeta kısa filme dönüştürüyor. Görsel yönü ağır basan filmde diyaloglar yerine jestler ve mimikler kullanılıyor. BEA’deki kişilerin ya da şirketlerin kredi raporlarını verileri toplayarak ve analiz ederek oluşturan Al Etihad Credit Bureau, kurumların ya da kişilerin finansal işlemlerinde güvenilir bir destek olmayı hedefliyor.
Yalnız Kalan Robotların Belirsizliğe Sürüklenen Varoluş Süreci
İnsanlığın olmadığı evrende geçen Michael Dockery’nin distopik animasyon filmi The Desert, bir başına kalan robotların kararsızlığına ve yalnızlığına odaklanıyor. Yönetmen, “asıl yabancı gezegen dünyamızdır” diyen İngiliz asıllı bilimkurgu yazarı J.G. Ballard’ın distopyalarından etkileniyor. The Desert evreninde insanlar bir nedenden dolayı gezegeni terk etmiş ya da tamamen silinip gitmiş. Geriye hurda araçlar, yıkılmış yapılar, kitaplar, televizyonlar ve robotlar kalmış.
Müzisyen Tavşanın Hiç Bilmediği Diyara Yolculuğu
Welcome to O’Town, başarılı bir müzisyen olmak umuduyla büyük bir şehre yolculuğa çıkan müzisyen tavşanın duygusal hikayesini anlatıyor. Görsel iletişim sanatçısı Euni Cho tarafından yaratılan bağımsız animasyon film, müziğe olan tutkusunu filmin ilk anından itibaren hissettiren bir tavşanın yolculuğunu işliyor. Euni Cho, 2B animasyon filmin karakter yaratım sürecinden prodüksiyon aşamasına kadar olan süreçleri internet sitesi üzerinden paylaşıyor.
Günlük Yaşamın Tekinsiz Yüzü
Fernando Livschitz “Anywhere Can Happen” adlı yeni filminde, günlük yaşamın sürekli bozulmaya uğradığı gerçeküstü bir evren sunuyor. Black Sheep Films‘in başkanlığını yürüten Fernando Livschitz, Anywhere Can Happen filminde; günlük aktiviteleri ve günlük yaşamdan sahneleri biraz tedirgin edici bir şekilde gösteriyor. Müziğin ve aydınlık çekimlerin etkisiyle olumlu bir bakış açısı beklerken tersine distopik bir yaklaşımla karşılaşıyorsunuz. Hipnotize edici bir giriş kısmının ardından izleyici galaktik hız treniyle başka bir boyuta iniyor. Bu evren, manzarayı manipüle etmeye istekli büyük ellerin evreni.
Louis’nin Zihin Dünyasına Yolculuk
8,5 yaşındaki otizmli çocuğun hayata bakışını ve yeni okuluna geçişini anlatan Louis’ Shoes, günlük yaşamın ritüellerini Louis’nin gözünden aktarıyor. Louis’ Shoes, yaratıcı ekibin Ecole MoPA animasyon film okulu mezuniyet projesi olarak ortaya çıkıyor. Kısa animasyon film 8,5 yaşındaki otizmli Louis’nin dünyayı nasıl deneyimlediğine, insanları ve hayatı nasıl gördüğüne odaklanıyor. Hikaye, yeni okulunda kendini tanıtmak üzere tabureye çıkan Louis’nin diğer çocuklarda görmediğimiz benzersiz bakış açısını ele alıyor. Dünya çapındaki festivallerde de gösterilen film, Öğrenci Akademi Ödülleri’nde (2021 Student Academy Awards) animasyon kategorisinde altın madalya kazandı.
Modern Teknolojinin Karanlık Tarafına Hicivli Bakış
Peter Huang’nın kısa filmi, sosyal medya ve akıllı telefon bağımlılığını modern teknolojinin insanı alt eden taraflarına odaklanarak gösteriyor. Black Mirror’ın hiciv yönü daha ağır basan hali olarak yorumlayabileceğimiz film, eski sosyalleşme biçimlerinin yerini tamamen devralmış sosyal medya uygulamalarına ve akıllı telefonlara odaklanıyor.
Göçmen Kutup Ayılarının Yürek Burkan Hikayesi
Migrants, küresel ısınma nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalan ve sürgün edildikleri habitatta yeni zorluklarla karşılaşan göçmen iki kutup ayısının hikayesini anlatıyor. Migrants isimli kısa animasyon filmi gezegenimizdeki iklim değişikliği nedeniyle evlerini kaybeden ve hiç bilmedikleri yeni topraklarda göçmen konumuna düşen iki kutup ayısının hikayesini işliyor. Short of the Week seçkisinde yer bulan 2020 yapımı Migrants; Short Shorts Asia, Cleveland International, SIGGRAPH 2021, VES Awards gibi bir çok festivalde ve yarışmada gösterildi.
Ayrılığın Ardından Günlük Yaşamın İçine Karışan Hatıralar
Bir ilişki bittiğinde hissedilenler karmaşıktır ve elbette ilişkiye ve kişiye göre değişir. Yine de bir genelleme yapmak gerekirse bunların içinde en yaygın olarak hissedilenlerden biri yalnızlık hissidir muhtemelen. Peki bu yalnızlık hissi nereden geliyor? İsrailli genç yönetmen ve fotoğrafçı Matan Portnoy, kısa filmi Entropy ile bu soruyu kendi bakış açısına göre cevaplıyor. Film, biten bir ilişkinin ardından yaşananları sembolik bir üslupla görselleştiriyor.
Hayatını Çiçeklere Adayan Bir Kadının Hikayesi
Marlies van der Wel tarafından yönetilen kısa animasyon filmi Emily, yalnızlığını çiçeklerle paylaşan bir kadını anlatıyor. Kırsal bir bölgede yaşayan çiçekçi kadının hayatına odaklanan film, dokunaklı hikayesi, renkli çizimleri ve sade anlatımla karşımıza çıkıyor. Hollanda tarafından kısa animasyon filmi dalında 2019’daki Akademi Ödülleri’ne de aday gösterilen Emily, HALAL prodüksiyon şirketi seçkisi içerisinde yer alıyor.
Eski Kahve Makinesinin İş Yerindeki Hüzünlü Günü
Andre Maat tarafından hazırlanan kısa filmde modası geçmiş bir kahve makinesi olarak canlandırılan kukla PHILIP, artık eskisi kadar popüler olamayacağının farkına varıyor. Geçmiş güzel günlerde son teknoloji ürünü olarak tanıtılan kahve makinesi günümüzde artık çağın gerisinde kalmış, modası geçmiş ve yaşlanmış halde. Tüm bu eksikliklere rağmen çalışanlarla teker teker ilgilenen kukla, kahve hazırlama işinden asla vazgeçmiyor. Ancak bir taraftan da artık kendisinin son günleri olduğunu etraftaki konuşmalardan anlıyor. Yeni makinenin yaptıklarını gerçekleştiremeyeceğini iç burukluğuyla kabul ederek çalışma gününü sonlandırıyor ve çalışma düğmesini kapatıyor. Andre Maat kısa filmini kukla, heykel ve maske yapımcılığıyla bilinen Matt Jackson’ın The Rising Puppet isimli çalıştayına katıldıktan sonra hayata geçiriyor.
Görsel: Michael Dockery