Sanatçılar nakışı farklı tekniklerle ve malzemelerle harmanlayarak bir çağdaş sanat pratiği haline getirdi. Nakış kullanan her sanatçı özgün bir yorum katıyor. Kimi mimariye, kimi iç mekanlara, kimi UFO’lara, kimi soyut formlara, kimi de doğa manzaralarına odaklanıyor. Evelin Kasikov’un nakışla tasarladığı CMYK kataloğu ve Anuradha Bhaumick’in evlerinde güzel zaman geçiren insanları tasvir ettiği çalışmaları son dönemde yer verdiğimiz en büyüleyici çalışmalardandı. Bu defa Danielle Clough’ın devam etmekte olan su altı temalı nakış projesi Jess Lee of the Sea var karşımızda.
Nakışla su altı tasviri
Jess Lee of the Sea, sanatçının Midnight Names isimli bir portre serisinin parçası. Bu seride sanatçı, yakın hissettiği insanların portrelerini yapıyor. Yarı yarıya suyun içinde olan bir portreden oluşan nakış çalışmasında, eski balık ağlarını kullanmış. Bu sayede kompozisyon teknik açıdan derinlik kazanırken örnek bir ileri dönüşüm projesi ortaya çıkmış. Kompozisyon, sanatçının evinden denizi evinden görebildiği Norman tarzı penceresinin şeklinde. Portresini yaptığı arkadaşı Jess de hevesli bir sörfçü ve çevreci olarak bu sahilin yakınında yaşıyor.
Portre bir sörfçü, bir deniz aşığı ve sürdürülebilir prensiplere bağlı olan Jess’in ruhunu yansıtıyor. Onun prensiplerine olan bağlılığına göstermek için sanatçı, kasnak ve kumaş yerine limanda bulduğu eski ağları kullanmış.
Güney Afrikalı sanatçının Instagram paylaşımlarını incelediğinizde; popüler kültür ikonları, doğa, arkadaşları ve ona ilham veren her türlü temayı işlediğini görebiliyorsunuz. Boncuk, tenis raketi, tuval gibi farklı malzemeler de kullanabiliyor.
Görsel: Instagram