Font tasarımları kendi işlevlerinin ötesine geçip, yalnızca taşıdığı mesajla veya temasıyla bile ses getirebiliyor. Hatta bir font tasarımı başlı başına bir iletişim kampanyası olarak dahi kurgulanabiliyor. Marka logolarını kullanarak kapitalizme ve çağdaş tüketim toplumuna dair bir parodi sunan Brand New Roman bu türden efsane bir çalışmaydı. Yine Dünya Temizlik Günü’ne dikkat çekmek için çöplerden yapılan font da etkileyici işlerdendi. G7 liderlerini dünya sorunlarına çözüm geliştirmeye davet etmek için politikacıların imzalarından yaratılan The Most Powerful Font da unutulmazlar arasındaki yerini aldı. Berat Namlı da benzer bir yaklaşımla Leukocyte Typeface adlı tipografi projesine imza atmış.
Kontrolsüz çoğalan kan hücrelerinden tipografiye “Leukocyte Typeface”
İzmirli grafik tasarımcı Berat Namlı, Leukocyte Typeface projesini geçtiğimiz yaz ayında paylaşmış. Projenin amacı lösemiye (kan kanseri) dikkat çekmek. Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türü. Dolayısıyla Namlı projesini, akyuvarların (beyaz kan hücreleri) kontrolsüz çoğalmasını ve seyrini gösteren bir deneysel tipografi çalışması olarak tarif ediyor.
Projede; Regular, Display ve News olmak üzere 3 farklı yazıyüzü ailesi bulunuyor. Berat Namlı, Leukocyte Typeface için bir specimen book (örnek kitap) da hazırlamış.
Berat Namlı’nın çalışmalarını Behance portfolyosu ve Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Font ve alfabe tasarımlarına ilgi duyuyorsanız Piet Mondrian’ın sanatından ilhamla tasarlanan Tajreed adlı fonta; ağaç alfabesine, rock alfabesine ve Wes Anderson alfabesine göz atmanızı öneririm.
Görsel: Berat Namlı