Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
2017’nin En Dikkat Çekici Teknolojileri [Bigumigu’da 2017]

2017’nin En Dikkat Çekici Teknolojileri [Bigumigu’da 2017]

Bigumigu'da geçtiğimiz yılı özetliyoruz: teknoloji alanında yılın en dikkat çeken, en yenilikçi, en değer yaratan gelişmeleri.

Geride bırakmaya hazırlandığımız yılın en çarpıcı haberlerini inceledik ve ele aldığımız konular arasında bazılarının öne çıktığını gördük. 2017’nin Bigumigu’da öne çıkan konularını da tek tek derledik.

Bigumigu’nun üç ana kategorisinden birisi olan teknoloji üzerine bu yıl çok çeşitli gelişmelerle karşılaştık. Yüksek teknoloji olarak sınıflandırabileceğimiz yapay zeka, makine öğrenme, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik, sürücüsüz otomobil gibi alanlar yine yılın gözde başlıkları arasındaydı. Ayrıca üniversite çatısı altında geliştirilen deneysel projeler de günümüz teknolojilerinin farklı amaçlarla nasıl kullanılabileceği üzerine yoğunlaşıyordu. Bigumigu’da yıl boyunca yazdığımız içerikler arasından teknolojinin hem bugününe hem de geleceğine yön verecek konularını derledik.

Yıllarca Merakla Beklenen Magic Leap’in İlk Artırılmış Gerçeklik Gözlüğü

2010’da, Florida’da kurulan Magic Leap, erken döneminden itibaren Google ve Alibaba gibi devlerden yatırım alarak geliştirme yapmaya devam etmişti. Zaman zaman demo videoları yayınlayan teknoloji şirketi, bilgisayarla olan etkileşimimizi, artırılmış gerçekliği kökten değiştireceğini iddia ediyordu. Forbes’a göre 4,5 milyar dolar değerindeki Magic Leap’in ilk ürünü Magic Leap One: Creator Edition, şirketin yıllar boyunca vadettiği teknolojinin ilk meyvesi oldu. Magic Leap One üç parçadan oluşuyor; Lightwear isimli aşırı büyük siberpunk aksesuarını andıran gözlükler, Lightpack isimli harici bilgisayar olan minik bir kutu ve kontrol kumandası. Böylece başka hiçbir teknolojik donanıma olmadan, kabloyla, yüksek donanımlı bilgisayarla uğraşmadan ürünü kullanabiliyorsunuz. Çünkü Lightpack, bir MacBook Pro veya Alienware oyun bilgisayarı kadar yüksek donanıma sahip.

Gerçek Topu Sanal Gerçeklikte Yakalamak

Disney Research çatısı altında araştırmalarına devam eden Matthew Pan ve Günter Niemeyertarafından yapılan sanal gerçeklikte gerçek top yakalama deneyi, objelere karşı verdiğimiz tepkilerin değişimini analiz ediyor. Hareket yakalama teknolojisiyle gerçek topu dijital olarak takip ederken sanal gerçeklik içinde kişi topu bire bir görüyor ve yakalayabiliyor. Hatta sanal ile gerçek arasındaki çizginin bulanıklaştığını da deneğin muntazam davranışlarıyla ölçümleyebiliyoruz.


Tesla’nın Yeni TIR’ı Bir Spor Otomobil Kadar Zarif ve Güçlü

Günümüz teknoloji dünyasının en gözde isimlerinden olan Elon Musk, SpaceX ile Mars’a gitmek için çalışmalarını sürdürürken Tesla ile de mobilite ve enerji alanında yenilikler yapmaya devam ediyor. Düzenlenen lansman etkinliğiyle de Elon Musk, azami yükle 500 mil (804 km) menzili olan Tesla Semi ve spor otomobilinin yeni versiyonu Roadster 2.0’ı tanıttı.

Tesla Semi, 0’dan 60 mil/s’e (96,5 km/s) 5 saniye içinde çıkıyor. Ki bu da dizel araçlarla kıyaslandığında muazzam bir hız. Tesla Semi, ABD’nin maksimum yük limiti olan 80.000 lbs (36.287 kg) ile yüklendiği zaman ise 0’dan 60 mil/s’e 20 saniyede ulaşıyor. Elon Musk, menzil konusunda ise otoyol hız limitinde 500 mil gidebildiğini söylerken ABD’deki nakliye yolculuklarının %80’i 250 milin (402 km) altında kalıyor. Yani sürücüsülerin tek şarjla gidip dönmesi bile mümkün olabilir.


Waymo Kelimenin Tam Anlamıyla Sürücüsüz Araç Geliştirdi

Google’ın çatı şirketi Alphabet bünyesindeki Waymo, bu yıl Web Summit’te sürücüsüz otomobillerinin 5. seviyeye, yani sürücü koltuğunda kimsenin olmadığı ve hiçbir insan mühadalesine ihtiyaç duymadığı seviye, ulaştığını duyurdu. Bir süredir Arizona’nın Phoenix kentinde deneme sürüşleri de yapıldığını açıklamasıyla bilimkurgu gibi görünen dünyalar gerçekliğe biraz daha yaklaştı. Şu anda Waymo dışındaki tüm otonom araç geliştiricileri seviye 3 ile 4 arasında. Yani bir noktada sürücü koltuğunda bir insanın oturmasını zorunlu görüyor. İlerleyen zamanlarda bu testler daha iyi sonuçlar verdikçe ve makine öğrenme ile bilgi birikimi arttıkça araçların performansı da gelişmeye devam edecek.


Uber’in Uçan Taksileri 2020’de Los Angeles’ta

Uber, mobilite alanında yenilikçi çözümler üreten şirketlerden birisi. Bizlerin aşina olduğu bir model olan minibüs sistemi, ABD’de UberPOOL olarak çalışıyor. Ve farklı bir teknoloji olduğunu hissediliyor, özünde aynı mekanikler olsa da. Uber aynı zamanda UberCOPTER isimli helikopter servisini özel etkinliklerde ve festivallerde hizmete sunuyor. UberAIR ise adeta bu ikisinin birleşimi. Kalabalık şehirlerde Dallas ve Dubai’de deneme sürüşleri gerçekleşen servis, bir hava minibüsü gibi hizmet verecek. 2020 yılında ise Los Angeles’ta aktif olması planlanıyor. Gökdelenin tepesine çıkarak biniş kartınızla birlikte helikoptere biniyorsunuz. Diğer yolcular da katıldıktan sonra trafik vakit kaybetmek yerine gökten şipşak ulaşıyorsunuz hedefinize.

Gelecek 10 Yılın iPhone’u: iPhone X

Steve Jobs, 2007’de ilk iPhone’u tanıttığında, o günün teknolojisinin 5 yıl önünde olduğunu söylemişti. Bu sözünü geçmişe bakarak doğrulayabiliriz. Apple, iPhone’un 10. yılında ana ürün bandının son üyesi olan iPhone 8 ve 8 Plus‘a ek olarak yeni bir telefon da çıkaracağı konuşuluyordu. 10. yıla özel bu yeni ürün iPhone X oldu.

Ürünün en belirgin kısmı, ön yüzünün tamamen ekranla kaplanmış olması. Uçtan uça ekran deneyimi sunan Apple, bu vizyonunun gelecek nesillerde de uygulanacağının sinyalini veriyor. Tıpkı iPhone 7’de Home tuşunu kaldırıp yerine haptik algılayıcı koymaları bu tuşun gelecekte kalkacağının sinyali olması gibi. Keza iPhone X’da Home tuşu bulunmuyor. Bu tuşun yokluğunda da telefonu açmak için parmak izi değil yüz kullanılıyor. Face ID, cihazın üstündeki minik siyah bant üzerinde bulunan sensörler ve

Ayrıca Face ID’nin sunduğu yüz tanıma teknolojisini kullanarak insan yüzü bir arayüze dönüştü. Nose Zone ve Rainbow gibi oyun örnekleri de bu teknolojinin deneysel öncüleri. Sadece bir iPhone olarak ele alındığında kimi tüketicileri tatmin etmeyecek olsa da sahip olduğu yenilikler açısından iPhone X farklı bir yere sahip.


Google’dan İyi Tasarım Dersi: Pixel 2 ve 2 XL

Google, şirket vizyonunu mobil öncelikli olmaktan çıkarıp yapay zeka öncelikli olmaya yönelttiğini 2016’daki I/O konferasında açıklamıştı. Bununla birlikte de Google’un çıkardığı fiziksel ve dijital ürünler yapay zeka ile donatılmış oluyor. Pixel 2 ve 2 Plus da bu ailenin amiral gemisi oldu. Google Assistant, Google Photos ve Google Lens de Pixel 2 ve 2 Plus’ın öne çıkan özellikleri. Hepsi makine öğrenmeyi kullanıyor, hepsi günden güne iyileşiyor.

Tüm akıllı telefonların birbirine yakınsandığı günümüzde Pixel 2 ve 2 Plus, makine öğrenme sayesinde tek kamerayla portre modu fotoğraf çekebiliyor. Google Lens ve Assistant ise her an dünyayı okutabileceğiniz gözünüz kulağınız oluyor.

Google’ın bu vizyonla Pixel 2 ve 2 Plus ile aynı etkinlik tanıttığı diğer dikkat çekici ürünleri ise Google Assistant ve Translate sayesinde anlık çeviri bile yapabilen kablosuz kulaklığı Pixel Buds ile makine öğrenmeyle sizi ve sevdiklerinizi doğru anda fotoğraflayabilen mini kamera Google Clips oldu.


Çin’e Gidip Kendi iPhone’unu Kendin Yapmak

Teknoloji meraklısı Strange Parts, kendine garip görevler ediniyor ve bunları mini belgesellere dönüştürüyor. How I Made My Own iPhone – in China! belgeselinde de evinden kalkıp Çin’e gidişini, Shenzhen ve Guangdong yolculuğunu ve en nihayetinde telefon tamircilerinden ve parça satan marketlerden aldığı parçalarla kendi yaptığı iPhone’un hikayesini anlatıyor.

Tamamen yeni parçalarla yaptığı iPhone 6S 16GB‘ın parçalarını dünyanın en büyük teknoloji süpermarketlerinden Huaqiangbei‘den alıyor. Tek bir alışveriş merkezi gibi değil devasa bir bölge olan Huaqiangbei, Çin’in Silicon Vadisi veya donanımın Silicon Vadisi olarak anılıyor. Strange Parts, teknoloji dünyasının bambaşka boyutlarını tek bir belgesel işlerken bizlere de kendi telefonunu yapmanın, yedek parça endüstrisinin ve Çin’deki teknoloji dinamiklerinin nasıl olduğunu bir çırpıda gösteriyor.


Softbank, Google’dan Boston Dynamics’i Satın Aldı

1992’de MIT’nin altında kurulan Boston Dynamics, geliştirdiği dört bacaklı robotlarla tanınıyor. BigDog, Cheetah, Spot, AtlasHandle, SpotMini gibi robotları geliştiren Boston Dynamics, mühendislik ve robotik alanda birçok konuda çığır açıcı çalışmalara imza attı. 2013 yılında Google X, Boston Dynamics’i satın almıştı. Google’ın uçuk projeler için ayırdığı bu departman 4 yıl boyunca robotik şirketin çalışmasını destekledi. Ancak Boston Dynamics’in ticari bir ürün ortaya çıkaramaması üzerine Google’ın geçtiğimiz yıl sonunda satmayı planladığı konuşulmaya başlanmıştı. Haziran ayında ise Japon çokuluslu telekomünikasyon şirketi Softbank, Google’ın çatı şirketi Alphabet’ten Boston Dynamics’i satın aldığını açıkladı.

Bu satın alma sonrasında ise Boston Dynamics yeni robotlar tanıtmaya devam etti. Ancak iletişim stratejisinde ciddi bir değişiklik gözlemleniyor. Satın alma sonrasında marka, SpotMini‘nin yeni, atletik görüntüsünü ve Atlas‘ın yeni meziyetlerini tanıttı.


Kan Şekeri Seviyesine Göre Renk Değiştiren Dövme

DermalAbyss adlı mürekkep ile yapılan dövmenin, kişinin vücuduyla etkileşimli bir ekran olarak işlev görmesi hedefleniyor. Ölçüm için herhangi bir harici cihaza gerek kalmaması, kişinin aktivite halindeyken, örneğin spor yapıyorken de kendi bedenini takip altında tutabilmesini sağlıyor. DermalAbyss kan şekeri seviyesini, pH ve sodyum değerlerini algılayabilen kimyasallar içeren özel bir tür dövme mürekkebi. Örneğin kan şekeri yükseldiğinde glikozu algılayan mürekkep, maviden -görsele bakılırsa turkuaz demek daha doğru- kahverengiye dönüşüyor. Kişinin vücudundaki tuz seviyesi yükseldiğinde sodyumu algılayan mürekkep daha canlı bir yeşile dönüşüyor. Alkali düzeyleri değiştiğinde, pH sensörü mordan pembeye dönüşüyor.


Cinsel Saldırıyı Anlayan ve Alarm Veren Akıllı Çıkartma

MIT Media Lab araştırmacısı Manisha Mohan, cinsel saldırı olaylarını engelleyebilecek bir çözüm bulmak üzere kolları sıvamış ve saldırı anında yakında bulunanları ve mağdurun sevdiklerini haberdar eden Intrepid adlı akıllı bir çıkartma geliştirmiş. Intrepid tehlikeyi kendi kendine algılayabiliyor. Bu sayede özellikle çocukların, engellilerin ve ileri yaştaki insanların uğradığı cinsel saldırılara anında engel olabilecek bir çözüm olması hedefleniyor.

Giysilerin herhangi bir yerine yerleştirilebilen Intrepid’in yapısındaki sensörler ve mikroişlemciler, kullanıcının giysilerini çıkarma davranışlarını kaydedip öğrenebiliyor ve tanıyabiliyor. Eğer zorla giysilerin çıkarıldığını algılarsa Bluetooth aracılığıyla kullanıcının telefonuna bildirim gönderiyor. Kullanıcı her şeyin yolunda olduğunu teyit etmediği takdirde ise alarm bildirimi susuyor ve daha önce kaydedilen 5 kişiye ters giden bir şeyler olduğuna dair mesaj gönderiyor.

Görsel: Tesla