Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali belki bir hafta sürüyor ama etkisi tüm yıla yayılıyor. Yarışmaya katılacak kampanyaların festivale doğru yayınlanması, sene boyunca dikkat çeken işleri not almak ve hatta geçmiş senenin işlerini konuşarak festivalin nabzını tutmak adeta bir festival klasiği. Reklamverenler ve ajanslar için de Cannes Lions’da ödül almak büyük bir prestij. Sadece bir ödül değil bu çünkü, yılın en beğenilen işlerinden biri olma anlamına da geliyor. Sanat yönetmeninden yazarına herkes için ve fikrin bulunmasından uygulanmasına her aşama için önem taşıyor.
Biz de Cannes Lions yaklaşırken sektördeki Yaratıcı Yönetmenlerden bu sene neler olacağına dair kehanetlerini aldık. Taylan Yapıcı, Güldeniz Şeşen, Öncü Doğu Gürsoy’dan sonraki konuğumuz Rabarba Yaratıcı Yönetmeni Murat Yaylagül.
Murat bizlerle bu seneki en beğendiği 5 işi paylaştı.
Murat’ın Kehanetleri:
Apple – HomePod
“Bu video TV’de çok az gösterilecek, çoğunlukla dijitalde dönecek. Bu yüzden fazla bir prodüksiyon bütçesi ayırmadık.”
Bu yazıyı okuyanların çoğu yukarıdaki cümleyi ya kurmuş ya da duymuştur. Peki tam aksine, içeriğin derya deniz olduğu dijital mecralarda aradan sıyrılmak adına prodüksiyona daha fazla yüklenmek gerekmez mi? Zaten projeye ayrılacak dijital medya bütçesi TV için gerekli bütçenin yanında oldukça düşük. Kesenin ağzı biraz açılıp da prodüksiyon kalitesi yüksek tutulduğunda ortaya bu film gibi etkili ve organik yayılma potansiyeli yüksek bir iş çıkabiliyor. Biraz uç bir örnek üzerinden mesaj vermeye çalıştığımın farkındayım 🙂 Ancak bu durum her büyüklükteki marka için orantısal olarak geçerli diye düşünüyorum. Bırakın videonun kendisini, making of videosu bile milyonlarca kez izlenmiş. Prodüksiyon için harcanan her kuruşun karşılığı misliyle alınmış. Film Craft kategorisinde Grand Prix’yi hakediyor.
KFC – Hot&Spicy
Ya “artık kimse gazete-dergi almıyor, ilan yapsak kim görecek” dersin.
Ya da o kadar basit ve iyi bir ilan yaparsın ki dijital mecralarda organik olarak yayılır ve herkes yaptığın ilanı görür. Print & Publishing Grand Prix adayım olsa da ben de herkes gibi Facebook’ta gördüm bu ilanı.
Tide – It’s a Tide ad
Mükemmel. Görüyorsunuz, anlatmaya gerek yok. Konuşmuyorum. Görüyorsunuz.
Anlatmaya hiç gerek yok. Görüyorsunuz. Vay şöyle olmuş böyle olmuş konuşmam. Kesin. Görüyorsunuz. Film Grand Prix. Kesin. Mükemmel.
Not: Teşekkürler ilk defa şelale gören adam.
Bianco – Hate is so 2018
Robert McKee bir seminerinde HBO ve Netflix gibi platformların kendilerine sunulan projeleri değerlendirirken ilk sordukları sorunun “yeteri kadar karanlık mı?” olduğunu anlatmıştı. Hakkında en çok konuşulan, en fazla tüketilen içeriklerin yapımcıları/yayıncıları bu arkadaşların bir bildiği var tabii. İnsanoğlu toplumsal sözleşmelerden ötürü ruhunun karanlıklarını baskı altında tutuyor ancak kendisine bu konuda ayna tutan kurgusal içerikleri bağrına basıyor. Neden reklam kampanyaları için de bu geçerli olmasın? Hangi kategori olur bilemedim ama bu listeye koymadan da edemedim.
Lacoste – Save our species
Son yıllarda markaların logolarında veya ambalajlarında dönemsel değişiklikler yaparak mesaj verdiklerine sıkça şahit olduk. Ancak hiçbiri Lacoste’un meşhur timsahını nesli tükenme riski bulunan hayvanlarla değiştirmesi ve bunu da Paris Fashion Week’de tanıtması kadar basit ve etkili bir işe imza atmadı. Grand Prix For Good alırsa mutlu olurum.
Lacoste’un Timsahı Önemli Bir Mesaj İçin Yerini Arkadaşlarına Bırakıyor
Görsel: Murat Yaylagül, Bigumigu