Bilim insanları yıllardır atmosferdeki karbondioksit, metan ve diğer sera gazlarını ölçümlemeye çalışıyor; dünya genelindeki ortama seviyelerinin ne kadar yükseldiğini hesaplıyor ve fosil yakıtların küresel iklim değişikliğindeki rolünün altını çiziyorlar. Bizler de milyonlarca metreküplük sera gazıyla bireysel, örgütlü, kamu veya özel sektör olarak farklı ölçeklerde mücadele ediyoruz ancak gerçekte kiminle mücadele ettiğimizi biliyor muyuz?
Dünyayı kirletenleri isim isim tanıyor muyuz? Hangi ülkelerde, hangi sektörlerde, nelere neden olduklarının farkında mıyız? En önemlisi tüm bunları tek bir harita üzerinde görebiliyor muyuz?
“This release makes the Climate TRACE data browser the largest open data set of global emissions inventory in history, providing valuable insights to… improve our ability to take action on climate change, globally.” More from member org @EarthriseAlly:https://t.co/kLwsHHUG9e
— Climate TRACE (@ClimateTRACE) November 11, 2022
Bu hafta itibarıyla bu sorunun bir cevabı var: Evet. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, teknoloji şirketleri ve bilim insanlarının bir araya gelerek oluşturdukları Climate TRACE adlı grup, bu hafta çelik ve çimento fabrikalarından petrol ve gaz sahalarına kadar dünyayı en çok kirleten 72 bin 612 kuruluş ve şirketin yer aldığı haritayı yayınladı. Şu anda dünyadaki en büyük ve en ayrıntılı sera gazı emisyonları veritabanına sahip olan haritada listelenen 70 bini aşkın kuruluşun her biri çevresel kirliliğin kaynaklarından ve iklim değişikliğinin sorumlularından.
Uydulardan ve diğer kaynaklardan gelen verileri özel bir yazılım ile tarayan Climate TRACE emisyonları yalnızca tüm ülkeler ve endüstriler için değil, bireysel kirletici tesisler için de tahmin edebiliyor. Örneğin Çin’in Jiangsu kentindeki tek bir çelik fabrikası, her yıl 43 milyon ton CO2 salıyor. Bu rakam tüm Madagaskar veya Nikaragua ülkesinin neden olduğu karbon salınımından fazla.
Yönetim biliminin duayeni Peter Drucker’a atfedilen bir söz vardır: Ölçmediğin şeyi yönetemezsin. Çevre teknolojisi kuruluşu WattTime‘ın kurucusu Gavin McCormick de buna dikkat çekiyor: “Ne olduklarını bilmiyorsanız emisyonları yönetemezsiniz”. Birleşmiş Milletler, bu ay Mısır’daki iklim zirvesinde de tekrarladığı gibi küresel iklim görüşmelerine rehberlik etmek için ülkelerden emisyonları rapor etmelerini istiyor. Ancak kendi iklim hedeflerini belirleyen şirketler ve şehirler bir yana, bunların hepsini hesaplamak pek çok hükümet için başlı başına bir zorluk.
Bu nedenle ülkeler genellikle emisyon verilerini geç yayınlıyor. Dolayısıyla mevcut bilgiler henüz dolaşıma girmeden güncelliğini yitiriyor. Hatta ve hatta resmi emisyon raporları da hatalı olabiliyor. Öte yandan hükümetler ve kuruluşlar, her bacaya veya egzoz borusuna bağlı izleme cihazlarına sahip değiller. Genellikle ne kadar kömür yakıldığı, ne kadar çelik üretildiği, yollarda ne kadar trafik olduğu gibi faaliyet ölçütlerini kullanarak emisyonları tahmin ederler. Climate TRACe ekibi ise uydu verilerini içeren ayrıntılı modeller ve algoritmalar kullanıyor.
Grubun fon sağlayıcılarından biri olan eski Başkan Yardımcısı Al Gore, Climate TRACE’in yerel emisyonlar hakkında bilgi sağlamak için Meksika, Brezilya, Güney Afrika, İspanya ve İtalya’da altı bölgesel hükümetle çalışmaya başladığını söylüyor. Türkiye’deki durumu merak edenler bu linkte yer alan haritaya göz atabilirler.
Görseller: Climate TRACE, Twitter