Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
7 Yıldır Evden Çalışıyorum, Neler Öğrendim?

7 Yıldır Evden Çalışıyorum, Neler Öğrendim?

Coronavirus salgınıyla birlikte şirketleri evden çalışma sistemine geçiş yapan çalışanlar için yedi yıldır biriktirdiğim deneyimlerimi paylaştım.

Küresel salgınının gölgesindeki yeni dünyada herkese merhaba! Eski yaşamlarımız kökünden değişti. Coronavirüs durdurulsa bile bundan sonrasında hep bir başka salgının da yaşanabileceği gerçeğiyle karşı karşıyayız artık. Dünya toplumunun gündeminde artık eve kapanmak, evden çalışmak, evden eğitim, evden kültür-sanat gibi kavramlar var. Evden yapılan bu şeyler bazılarımızın kulağına inanılmaz sıkıcı veya korkutucu geliyor olabilir. Ama belki de deneyimler bunun tersini gösterecek ve yaşamlarımızın salgınsız dönemlerinde de uygulamak isteyebileceğimiz bir parçası haline gelecek. En azından evden çalışma hakkında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de pek çok önyargının kırılacağını düşünüyorum. Bunu yedi yıldır evden çalışan biri olarak söylüyorum!

Vizyon sahibi bir işveren ve sorumluluk sahibi bir ekip bir araya geldiğinde evden çalışmak harikadır

Son yedi senedir, evden içerik üretme ve dijital pazarlama odaklı işler yapıyorum. Freelance değil, her zaman bir şirket çatısı altında olduğumun altını çizmek isterim. Salgınla birlikte bir zorunluluk halini aldı belki ama normal şartlarda evden çalışma imkanı yakalayabilmek hiç kolay değildir. Uzmanlaştığınız alan evden çalışmaya imkan verebilecek bir alan olsa bile çoğu zaman bu imkanı kullanma şansınız olmaz. Çünkü çoğu işveren evden çalışma sistemine inanmaz. Kısacası böyle bir iş bulabilme şansınız tamamen işvereninizin vizyonunun ne kadar geniş olduğuyla ilintilidir. Bu vizyon sayesinde evden çalışmaya başlarsınız. İşe başladıktan sonra ise hakkıyla yapmak ve güven sağlamak adına top sizdedir. Yıllardır gözlemlediğim şeylerden biri, evden çalışmayı suistimal edenlerin çabucak kendini ele verdikleri ve böyle bir sistemde kendilerine asla ve asla yer edinemiyor oldukları. Ancak dikkatli bakarsanız aynı kişilerin fiziksel ofis ortamlarında çalışıyormuş izlenimi yaratmayı başardıklarını rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz.

Bir yanda “Evde sıkılmıyor musun?” diyenler bir yanda da “Keşke ben de evden çalışabilsem” diyenler

Beni en çok şaşırtan şeylerden biri, yıllardır çevremdekilerden duyduğum “Evde sıkılmıyor musun?” cümlesi. İş yaparken sadece işe odaklanıyorum, dolayısıyla sıkılma şansım olmuyor. Her gün giyim kuşam için zaman ayırıp 2-4 saati trafikte geçirmekten daha sıkıcı bir şey düşünemiyorum çünkü. İş arkadaşlarımla iletişim kurmamı sağlayacak her türlü araç elimin altında. Ekip arkadaşım Mert, bu konuda harika bir rehber hazırladı (aşağıda görebilirsiniz) ona mutlaka bakın derim.

Evinizi Ofise Dönüştürmenizi Kolaylaştıracak Basit Adımlar

Öğle molasında istediğim sağlıklı yemekleri pişirmekle meşgul oluyorum. Bilgisayara bakmaktan yorulduğumda kısa yoga egzersizleriyle belimi rahatlatıyorum. Ailemle aynı evi paylaşırken onlarla, komşularımla ve yürüme mesafesindeki arkadaşlarımla yüz yüze sohbet etme imkanına sahip olabiliyorum. Bilgisayarımı yanıma alıp özlediğim bir yakınımın ya da arkadaşımın ziyaretine gidebiliyorum. Ofiste çalıştığım yıllara oranla çok daha fazla sosyalleşme imkanına sahibim, çok daha sağlıklıyım, çok daha fitim. Tabii ki salgınla birlikte yüz yüze görüşmelerin yerini büyük oranda görüntülü konuşma alacak bir süre.

Evden çalışırken uyguladığınız öz disiplin, kendi içinizdeki gücü keşfetmenizi ve hayalleriniz için de disiplin kurmanızı sağlayabilir

Evden çalışmanın en önemli kısmı kendi kendine disiplin sağlamak. Her sabah işinizin (çalışma masanızın) başında olmalı, size verilen işleri istenen süre içerisinde tamamlamalısınız. Bir süre sonra bu öz disiplinden büyük bir haz almaya başlayabilecek, hayatınızın başka alanlarında da uygulayabileceğinizi fark edeceksiniz. Hep ertelediğiniz bir hayaliniz varsa, aynı öz disiplini onu gerçekleştirme yolunda da uygulayabileceksiniz. Örneğin kitap yazmayı istiyorsanız, kimse sizi dürtelemeden kendi kendinize bunu yapabileceğinizi fark edeceksiniz.

Evden çalışmaya başladığım ilk yıllarda kendi kendime karikatür çizmeye de başladım. Çizimlerim birikince LeMan dergisiyle görüşmeye gittim. Çaylaklık dönemimi atlattığımda LeMan ailesinden Bayan Yanı’nda bir köşem oldu. Artık hayal ettiğim gibi bir çizerim aynı zamanda. Karikatürleri de evde çizip gönderiyorum.

Evden çalışırken temiz çamaşırlarınız her zaman yanınızdadır 🙂 Sansürsüz, makyajsız, filtresiz çektim; yolladım.

İçe dönük bir yapınız varsa, evden çalışırken gösterdiğiniz performans sizi bile şaşırtabilir

Evden çalıştığımı öğrenince ön yargıyla yaklaşanlar kadar “keşke bizde de aynı sistem olsa diyen” insanlar da oldu çevremde. Bu kişilerin pek çoğunun benim gibi içe dönük insanlar olduğunu söylemeliyim. Yöneticileriyle konuşup böyle bir şeyi teklif etmelerini önerdim. Konuşanlar oldu ancak ne yazık ki olumlu bir cevap alamadılar. Yukarıda da söylediğim gibi bu yöneticinizin ne kadar vizyon sahibi olduğuyla, dünyayı ne kadar takip ettiğiyle ilgili. Türkiye’de ofisteki masanızın arkasına kamera yerleştirip tüm gün ne yaptığınızı kontrol eden yöneticiler bile mevcut – bizzat yaşadım. Verimli çalışmanın bu şekilde sağlanabileceğine dair çok yanlış bir inançları var. Evden çalışma sistemine geçtiğim ilk işimde kısa sürede yönetici konumuna geçtim, kendi altımda evden çalışan bir ekibim oldu ve ortaklık teklifi dahi aldım.

Aynı evi paylaştığınız insanlarla, mesainiz süresince nasıl bir ortama ihtiyaç duyduğunuzu açıkça konuşmalı ve uzlaşmalısınız

Ailemle aynı evi paylaştığım dönemlerde, ailemin işimden etkilenmediğini söyleyemem. Evin içinde hafif bir gürültüye açıkçası ihtiyaç duyarım. Konsantrasyon için kütüphane sessizliği yerine hafif bir fon sesinin daha etkili olduğunu anlatan bir araştırma yazısı okumuştum yıllar önce. Dolayısıyla evdeki insanların sesi veya TV sesi hiçbir şekilde beni etkilemedi. Ancak mesai saatlerim içinde gelen ve bağıra çağıra sohbet eden misafirler maalesef oldukça dikkat dağıtıcıydı. O nedenle gündüzleri pek misafir kabul edemedik. Yüksek sesle yapılan telefon konuşmaları da dikkatimi toplamama engel olduğundan evin içinde bununla ilgili de bir anlaşma yapmamız gerekti.

Sevdiklerimizle aynı ortamda çalışma fırsatı yakalamak aslında büyük bir mutluluk. Anne babalarından uzun süre ayrı kalmak zorunda kalan çocuklar evden çalışma sistemine geçilmesiyle birlikte onlarla daha fazla vakit geçirebilecek. Çocuklar için bundan daha mutluluk verici bir şey olamaz herhalde. Zorluklar zamanla aşılacak, evdeki kurallar zamanla oturacak merak etmeyin. Bugünün çocukları salgın nedeniyle evde eğitim almayı deneyimlemek zorundalar. Sizin evden çalışan ebevenyler olarak ne yaşadığınızı, neye ihtiyaç duyduğunuzu anlamaya çok daha yakınlar. İklim krizine olan duyarlılığı da düşünürsek muhtemelen bugünün çocukları gelecekte evden çalışma sistemine sonuna kadar inanan ve bu sistemi geliştiren girişimciler olacak.

Evden çalışırken hareketli bir yaşam için taktiklerim

Ofiste çalıştığım dönemlerde yol koşturmacasının önemli bir antrenman fırsatı olduğunu itiraf etmeliyim. Genelde 2-3 vesait değiştirip metro koridorlarında koştura koştura işe gittiğimi hatırlıyorum. Evden çalışmaya geçtiğim dönemde hareketsiz kalmamak için ne yapacağım konusu tamamen bana kalmıştı. Gün içinde kısa bir yürüyüş ya da yoga, mesai sonrası ise uzun bir yürüyüşle her şeyi telafi etmeyi başardım. Hatta eskisine oranla daha hareketli bir yaşamım oldu. Salgın dolayısıyla bir müddet sonra sokağa çıkıp yürüyüş yapmak da mümkün olmayabilir. O durumda aklımdaki çözüm, annemin kötü havalarda uyguladığı evde yürüyüş yöntemi. Evinizi bol bol havalandırıp oksijen girmesini sağladıktan sonra evin içinde yürümeye başlayın. Yarım saati doldurana kadar durmadan devam edin. Sizin kendi kendinize keşfettiğiniz ev içi hareket taktikleri varsa lütfen onları da bu yazının altında hepimizle paylaşın. Virüsten kaçarken hareketsizlikten dolayı sağlığımızı kaybetmeyelim!

evden çalışmak

Ayakta çalışmak için iki masayı üst üste koyarak kurduğum düzenek bu. Gülmek ve uygulamak serbest 🙂

Çalışma ortamınızda iyi hissetmek adına verebileceğim bir başka taktik de bir süre ayakta bir süre oturarak çalışmanız. İkisini de uzun tutmanız sağlıklı değil. Ben yaklaşık bir saat ayakta bir saat oturarak çalışıyorum. Yaptığım şey, masamın üzerine bir tane de küçük çocuk masası koyup ayakta çalışmak. Yorulduğumda ise tabureye oturup çalışmaya devam ediyorum. Bütçenize uygunsa yüksekliği ayakta çalışmak üzere ayarlanabilen masalardan da satın alabilirsiniz.

Coronavirüsten öğrendiklerimizi görünmez virüs “iklim krizi” için de uygulayabiliriz

Virüs salgını gibi hayatımızı tehdit eden bir nedenden dolayı evlerimize kapanmış olsak da bundan büyük dersler çıkarabiliriz. Salgının etkili olduğu pek çok ülkede hava kirliliğinin azaldığını ana akım medyadaki haberlerde görebilirsiniz. Evden çalışma, evde eğitim gibi konuların salgın sonrasında zorunlu olarak uygulanması bence yaşadığımız bu korkunç tabloyu olumluya dönüştürmek için en büyük şansımız. Sevdiklerimiz ve kendimiz için korkuyoruz, virüsten etkilenmek istemiyoruz. Peki ya hepimizi en çok da çocuklarımızın geleceğini yavaş yavaş öldüren görünmez virüs “iklim krizi”? Daha az karbon salımı için pek çok şeyi evden yürütmeye devam edebiliriz.

Salgına Karşı Evden Çalışma Düzenine Geçen Ajanslar

Görsel: unsplash.com, Bigumigu


Bigumigu Yazarı
| GENEL