Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
3B Örgü Köpek Tüylerinden Yapılmış Kompostlanabilir Ayakkabı

3B Örgü Köpek Tüylerinden Yapılmış Kompostlanabilir Ayakkabı

Emilie Burfeind imzalı kompostlanabilir ayakkabı Sneature, can dostlarımızın dökülen tüylerini sürdürülebilir bir kaynak olarak değerlendiriyor.

Spor ayakkabı dünyasındaki rekabetin bir kolu sürdürülebilir ayakkabı tasarımı üzerinde ilerliyor. Reebok’ın bitki bazlı ayakkabısı, mantardan üretilen vegan ayakkabı nat-2 Funghi Line, Jen Keane’in dokumasını bakterilerle yarattığı ayakkabı projesi This is grown ve tabanı atık sakızlardan yapılan Gumshoe son zamanlarda rastladığımız ilginç örneklerdendi. Şimdi sırada Alman tasarımcı Emilie Burfeind’ın tasarladığı kompostlanabilir ayakkabı Sneature var.

Çorap ayakkabı Sneature, mantar miselyumundan yapılmış bir tabana ve ev köpeklerinin taranırken dökülen tüylerinden örülmüş bir gövdeye sahip. Ayakkabı toplamda yalnızca üç biyo-bazlı, yenilenebilir malzemeden oluşuyor. Kullanım ömrünü tamamladığında parçalarına ayrılıp geri dönüştürülmesi veya endüstriyel olarak kompostlanması mümkün.

Diğer sıradan spor ayakkabılar genellikle naylon kumaş, etilen-vinil asetat (EVA) köpüğün de dahil olduğu yaklaşık 8-12 farklı malzemeden yapılıyor. Bu malzemelerin çoğu petrol bazlı olup doğada 1000 yıla kadar yok olmadan kalıyor. Karmaşık yapıları ve yapıldıkları farklı malzemeler nedeniyle, geleneksel spor ayakkabıların parçalarına ayrışltırılması ve geri dönüştürülmesi neredeyse imkansız. Emilie Burfeind bu yüzden mümkün olduğunca az bileşenden oluşan ve kullanımdan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir spor ayakkabı tasarlamak istemiş.

Evcil hayvanların dökülen tüyleri çöpe giden bir sürdürülebilir malzeme

Ayakkabının bağcıkları yok. Büyük ölçüde, Berlin’de bulunan start-up Modus Intarsia tarafından köpek sahiplenenlerden kitle kaynaklı olarak toplanan köpek tüylerinden yapılmış tek parça bir dikişsiz çoraptan oluşuyor. Bu köpek tüyleri, ısıyı tutmada koyun yününden yüzde 42 daha iyi olan ve tarihsel olarak Amerika’nın Batı Kıyısındaki yerli toplumlar tarafından kullanılan yüksek kaliteli bir iplik olan Chiengora’ya dönüştürülüyor.

Oysa bu madde henüz yeteri kadar hak ettiği değeri görmüyor ve sadece Almanya’da her yıl 80 tonu çöpe gidiyor. Yalnızca iplik üretimi için yetiştirilen çiftlik hayvanlarıyla karşılaştırıldığında, evcil köpeklerin evlerde bakılması çevreye ek bir yük değil, zaten süregelen olumlu bir kaynak.

Ayakkabının çorap kısmı, 3 boyutlu baskıya benzer bir teknoloji olan 3 boyutlu örgüyle yapılmış. Bu teknoloji, dijital ve üç boyutlu bir modelin dikiş veya atık olmaksızın tek bir “baskıda” gerçekleştirilmesine izin veriyor. 3B örgü teknolojisini kullanmak, her bir dikişin programlanmasıyla son derece çeşitli bir tasarımlar yaratmaya olanak sağlıyor. Örgü, bazı bölgelerde daha yumuşak veya daha sıkı, bazılarında daha nefes alabilir veya daha elastik olacak şekilde manipüle edilebiliyor.

3 boyutlu örgüyle elde edilen çorap daha sonra hevea brasiliensis ağacının özünden türetilen sıvı doğal kauçuğa daldırılmış. Böylece taban boyunca uzanan su geçirmez bir çamurluk elde edilmiş. Mantarların miselyumu, kenevir ve diğer tarımsal atık ürünlerden oluşan bir selüloz substratı ile karıştırılmış ve bu karışım dış ve iç tabanı oluşturmak için bir kalıpta büyütülmüş.

Sneature, Burfeind’in geçen yıl mezun olduğu Offenbach Sanat ve Tasarım Üniversitesi’ndeki çalışmalarının bir parçası. Henüz ayakkabının dayanıklılığı hakkında uzun vadeli bir veri bulunmuyor. Ancak tasarımcı, çok yıpranma göstermeden yaklaşık iki yıl boyunca kullanılabileceklerini tahmin ediyor. Bu sürenin sonunda miselyum kompoziti parçalanabiliyor, toz haline getirilebiliyor ve yeniden kullanılabiliyor. Örgü kumaş da sökülüp tekrar kullanılabiliyor.

Alternatif olarak, malzemeler bir endüstriyel kompost makinesinde yaklaşık dört hafta içinde parçalanabiliyor, böylece ekolojik malzeme döngüsüne yeniden dahil edilebiliyorlar.

3B örgü teknolojisinin kullanılması, tasarımın talep üzerine hızla üretilmesine izin veriyor ve böylece aşırı üretime/stoklamaya ihtiyaç kalmıyor. Bu üretim biçimi, kullanıcıların ayakkabının boyutunu, renklerini ve desenlerini de özelleştirmesine olanak tanıyor.

Burfeind’e göre, süreç aynı zamanda geleneksel bir spor ayakkabı üretiminden çok daha hızlı. Ayrıca daha küçük üretim tesislerinde ve daha az enerjiyle üretim yapılabiliyor.

Görsel: Emilie Burfeind