11-15 Mart tarihleri arasında Amerika’nın Teksas eyaletinin Austin şehrinde düzenlenen SXSW Interactive, müzik ve film ile birlikte SXSW deneyimini oluşturan üç ayaktan biri. Gelişen teknolojiyi konuşmalar, gösteriler ve yepyeni ürünler aracılığıyla sunan SXSW Interactive, yaratıcı teknoloji alanında belki de yılın en heyecan verici etkinliği. Bigumigu olarak beşinci kere katıldığımız festivalle ilgili hazırladığımız bütün haber ve videolara buradan ulaşabilirsiniz. Ancak bununla yetinmedik ve sizin için SXSW Interactive 2016’da öne çıkanlardan oluşan bir derleme yapmak istedik.
Bu yıl SXSW’da “devrim niteliğinde” ya da “dünyaları değiştirecek” bir teknolojiyle karşılaşmadığımızı söylemek lazım. Yine de bu festivalin olumsuz hanesine yazılması gereken bir durum değil, çünkü bu yıl daha çok hali hazırda elimizde olan teknoloji ve potansiyelinin karşı karşıya olduğumuz sorunları çözmek için nasıl kullanılabileceğine odaklanan bir festivalle karşı karşıyaydık. Yani bu yılki SXSW’nun temel sorusu, “Teknoloji dünyayı nasıl daha iyi bir yer haline getirir?” idi. Bu soruya verilmeye çalışan cevapları farklı başlıklar altında inceleyelim.
Gündelik Hayat
Festivalde “Teknoloji gündelik hayatımızı nasıl kolaylaştırır? Ona nasıl renk katar?” gibi sorular üzerinden hareket eden uygulamalar ve yenilikleri şöyle sıralayabiliriz:
YouTube’un kurucuları Steve Chen ve Vijay Karunamurthy’nin çıkardığı yeni mobil uygulama Nom, ikilinin yemek pişirme ve mutfak gereçlerine duyduğu tutku sonucu ortaya çıkmış. Bir internet sitesine de sahip olan uygulama, Nomcast adı verilen videolar aracılığıyla yemek yapmaktan keyif alan herkesin hazırlıklarını canlı ve gerçek zamanlı yayınlamasına olanak sağlıyor.
Bir diğer yeni girişim Gro, bahçenizin sizinle iletişim kurmasını sağlıyor. Toprağın nem oranı, su ihtiyacı, uygun bitki türü gibi bilgileri yerel hava durumu ve yağmur ihtimali gibi birtakım veriyle birleştirerek bahçenizin her karesine hakim olan Gro, hem su tasarrufu yapmanıza hem de bahçenizle daha kişiselleştirilmiş bir ilişki kurmanıza aracı oluyor.
University of Tokyo çıkışlı girişimcilerin bulduğu elektronik deri (e-deri) Xenoma, vücut hareketlerinizi takip ederek dijital ortama aktarıyor. Oyun oynarken, spor yaparken ya da sağlık durumunuzla ilgili bilgi sahip olmak istediğiniz her an kullanabileceğiniz bu “giyilebilir cihaz”, aynı zamanda yıkanabilir ve bir hayli dayanıklı.
Gündelik hayatımızda yer vermeye alışkın olduğumuz markalardan Sony ise Future Lab adını verdiği konsept geliştirme alanında sunduğu üç ürün prototipiyle teknoloji ve inovasyon alanında hedeflediği atağı çıtlattı. Boyna takılan ve sesle kumanda edilen kişisel asistan N, müzik dinlerken dış dünyadan kopmamak için geliştirilmiş kulaklık Open-Ear ve yansıtıldığı zemindeki objeleri, parmak hareketlerini, derinliği algılayabilen interaktif projektör ile ilgili detaylı incelememize buradan erişebilirsiniz.
Sanal Gerçeklik ve Yapay Zeka
Sahip oldukları öngörülen potansiyel ile günümüzün en çok ilgi çeken konularından olan, Bigumigu’nun da her zaman gelişmelerini heyecanla takip ettiği Sanal Gerçeklik ve Yapay Zeka alanları da SXSW 2016 içinde içinde kendine yer buldu.
Wired.com yazarı Kevin Kelly, yaptığı konuşmada IBM’in geliştirdiği insanlara doktor gibi teşhis koyabilen yapay zeka Watson’dan ve Boston Dynamics’in fabrikalarda insanlarla birlikte çalışmaya başlayan robotu Atlas’tan bahsettikten sonra sanal gerçekliğe de değinerek bu teknolojinin yakın gelecekte bilgisayar oyunlarının ardından iş dünyası ve sosyal yaşamlarımızda yer alacağını anlattı. CyArk, Kelly’nin söylediğini kültür-sanat alanına da taşımayı hedefleyen bir proje. Dünya kültür mirasına dahil olan mekanlara dijital koruma sağlamasının yanı sıra taşıdığı potansiyelle bu mekanları daha önceden hayal bile edilemeyecek bir şekilde deneyimleme imkanı sunuyor.
USA Today’in başlattığı VRtually There programı, sanal gerçeklik içinde haber deneyimi sunuyor. YouTube’dan paylaşılan içerikler, “kendinizi haberin içine koyun” sloganıyla hareket eden sanal gerçeklik uygulaması VR Stories üzerinden yayınlanan seri ile ilgili fikir veriyor.
Krush’ın yeni ürünü Moveo, “fiziksel olanı sanal olanla buluşturan” bir simülatör. Sanal gerçeklik deneyimini serbest rotasyonla birleştiren Moveo, bu alanda bir ilk ve potansiyeli oldukça heyecan verici.
“Hal’den Her’e: Sesin Gücüyle Teknolojiyi İnsanlaştırmak” başlıklı panelde günlük hayatımıza iyice girmiş sesle kontrol edilen arayüzlerin eksikleri ve gelecekteki hedefleriyle ilgili konuşulurken bir diğer panelde Rethink Robotics’in kurucusu Rodney Brooks, robotların gelecekteki istihdamı ve olası sonuçlarını anlattı.
SXSW’da büyük şirketlerin de sanal gerçeklik teknolojisini kullandıklarını gördük. McDonalds bizleri bir Happy Meal’ın içine sokarken Discovery ile bir araya gelen Gillette, yarattıkları basınç odası aracılığıyla Clinical Clear Gel deodorantlarının en baskı dolu anlarda bile insanların sakin kalmalarını sağladığını anlatmayı hedefliyordu.
Cinsiyet Eşitliği ve Sosyal Konular
SXSW’nun bu yıl cinsiyet eşitliği ve sosyal konulara çok önem verdiğini söylemek lazım. Obama Ailesi’nden tasarımcılara, akademisyenlerden markalara kadar herkes, teknolojinin dünyadaki sorunları düzeltmek için kullanılabileceğini ifade etti.
Festivalin açılış konuşmasını yapan Başkan Barack Obama, hükümetin teknoloji ve inovasyon konusunda yaptıklarını ve geliştirmesi gerekenleri anlattı. Apple ve FBI arasındaki dava üzerinden güvenlik ile teknolojinin çatıştığı alanlara değinen Obama, insanların katılımları ve bu alanlarda uzmanlaşmalarının bu tür sorunları çözmekteki önemini vurguladı. First Lady Michelle Obama ise Let Girls Learn (Bırakın Kızlar Öğrensin) inisiyatifinin tanıtımını yaparak cinsiyet eşitsizliğinin eğitime yansıyan bariyerlerini kırmaktan bahsetti.
Akademisyen Iris Bohnet de yaptığı konuşmada cinsiyet eşitliğini kendi deneyimleri ve Coca Cola’nın Diet ile Zero kampanyalarının farkları üzerinden vurguladı. Festivalin cinsiyet eşitliği konusunda en çok ses getiren işi ise “Elephant in the Valley” araştırması oldu (Doğrudan çevirisi “Vadideki Fil”, ancak burada bir kelime oyunu var. “Elephant in the Room”, yani “Odadaki Fil”, üzerine konuşmanın daima reddedildiği büyük meseleleri anlatmak için kullanılıyor, Silikon Vadisi’ne uyarlamak için “Valley”, yani “Vadi” sözcüğü seçilmiş). Silikon Vadisi’ndeki kadınların ve azınlıkların temsil sorunlarını gözler önüne seren araştırma, çarpıcı istatistiki bilgiler veriyor. Örneğin bu araştırma aracılığıyla kadınların %60’ının rızaları dışında cinsel yaklaşımlarla karşılaştıklarını ve %88’inin müşterilerce daha iyi bildikleri konularda bile önyargıyla yaklaşıldığını öğreniyoruz.
Bir diğer girişim, Dove ve Twitter’dan geldi. #SpeakBeautiful kampanyası, sosyal medya paylaşımları ve diyaloglarının cinsiyetçi ve özgüven kırmaya yönelik doğalarını ortaya koymayı hedefliyor.
Tanıtım ve Tasarım
SXSW Interactive her ne kadar teknolojiyi merkeze alıyor olsa da içinde “teknoloji” başlığı altına yerleşmeyecek, ama oldukça ilgi çekici içeriklere sahip etkinlikler ve yenilikler de vardı. Biraz da onlara göz atalım.
ShakeShack’in kurucusu ve Modern adlı restoranın sahibi Danny Meyer, restoranında bahşiş sistemini kaldırdığını, onun yerine artırdığı yemeklerin fiyatlarını çalışanların saat ücretlerine ekleyerek sadece garsonların değil, aşçıların ve diğer çalışanların da kazandığı daha adil bir sistem kurduğunu anlattı. New York’daki spor salonlarını sevmedikleri için kilo vermenin yanı sıra 45 dakikalık ruhani bir yolculuk da vaat eden SoulCycle’ı kuran Elizabeth Cutler ve Julie Rice ise müşterilerin bireyselliğini ön plana alan pazarlama stratejilerine değindi.
4. Sokak ve Kongre Caddesi’nin köşesinde Mr. Robot dizisindeki fsociety’nin karargahını gezip çeşitli etkinliklere katıldıktan sonra o hengameden uzaklaşmak isteyenleri Hollandalı sanatçı Simon Hejidens’in The Silent Room (Sessiz Oda) adlı enstelasyonu 60 saniyelik mutlak sessizlik sunmak üzere Trinity Caddesi’nde bekliyordu. Bir diğer enstelasyon ise Kodak’ın yeni uygulaması Kodak Moments’ı tanıtmak için yaptığı ve insanları “anıları içine adım atmaya” çağıran The Memory Observatory (Anı Gözlemevi) isimli çalışmasıydı.
Görsel; American Libraries Magazine, Nom, Xenoma, Krush, White House, Elephant in the Valley