Hangimiz son yıllarda satın aldığımız giysilerin kalitesinden şikayet etmedik ki? Amerika menşeili outdoor giyim markası Patagonia, hızlı moda sektörünün bizleri mecbur bıraktığı düşük kaliteyi ve dürtülerimizle oynayarak bizi nasıl birer tüketim canavarına dönüştürdüğünü yayınladığı 46 dakikalık belgesel film Shitthropocene ile bir kez daha gözler önüne seriyor.
Hızlı Moda Sektörü Dopamin Sistemimizi ‘Hack’liyor
Patagonia’nın bu belgeseli hazırlarken çıkış noktası hiç kuşkusuz ki, hızlı moda markalarından çıkan yüzde yüz polyesterden mamül kalitesiz “kullan at” giysiler ve tabii bu giysilerin oluşturduğu devasa “çöp” dağları. Çünkü Patagonia’ya göre dayanıklı, çevre ve insan sağlığına dost (Pamuklu – yünlü – deri) giysiler tercih edip bunları yıllar boyunca kullanmak aslında insanlığın esas giyim kodlarını temsil ediyor. Fakat kapitalizm yıllar içinde bu kadim bilgiyi değiştiriyor ve insanların dayatılan güzellik ve “sürüye uygun olma” standartları nedeniyle kitlelerin satın alma dürtülerini manipüle ediyor. Zaten belgeselin ismi olan ve esprili şekilde kurgulanmış Shitthropcene kelimesi de buradan geliyor. Çünkü bu isim, mağara çağında yaşamış ilk insandan bu zamana kadar değişen insanın, artık kontrol edemediği dopamin döngüsü nedeniyle dönüştüğü ‘Dürtülerine yenilen’ güncel hali temsil ediyor.
Patagonia işte tam da bu pencereden, uzun süre dayanmayan; giyeni konforlu ve sağlıklı hissettirmeyen ve koşullara uygun olmayan giysileri “Crap” yani çöp olarak tanımlıyor ve daha önce takındığı tekstil çöplerine karşı tavrını bir kez daha vurgulamış oluyor. Shitthropcene isimli belgeselde ZARA, H&M gibi hızlı moda devlerinden, TEMU ve Shein gibi Çin kökenli yeni nesil kullan at giysi üreticilerine kadar birçok markayı etik dışı anlayışları nedeniyle ‘usulünce’ eleştiriyor.
Belgesel şu anda YouTube göstermini haricinde, ABD çapındaki fiziksel gösterimlerle de izleyicilerin beğenisine sunuluyor.
Görsel: Patagonia