Bir sahnenin, hikayenin veyahut gerçek bir olayın belirli ölçülerle üç boyutlu olarak modellenmesine diorama deniliyor. Küçük dünyalara kapılar açan bu minyatür yapılar ince işçiliği ve detaylarıyla dikkat çekiyor. Simon Laveuve tarafından gerçekçi bir yaklaşımla sunulan minyatür boyutlardaki distopik manzaralar, İllüstratör Mar Cerdà’nın Wes Anderson filmlerinin sahnelerini kağıtlarla canlandırdığı üç boyutlu dioramalar ve Sanatçı Fırat Dövencioğlu’nun hazırladığı Kadıköy Moda’daki Rexx Sineması’nın minyatürü bu örnekler arasında gösterilebilir. İzleyeni küçük dünyaların içine sürükleyen bir başka sanatçı ise Vildan Hoşbak.
Vildan Hoşbak, küçük boyutlardaki işleriyle anlatmak istediklerini yansıtıyor
Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümden mezun olan ve aynı üniversitede Sanat ve Tasarım Bölümünde yüksek lisansını tamamlayan Vildan Hoşbak, kendini ifade etmek ve sanatını göstermek için minyatür yapılar tasarlıyor. Sanatçı, kişisel bellekten yola çıkılarak aslında birçok kişinin ortak hikayesi olabilecek anları veya kesitleri sunduğunu söylüyor. Anlatmak istediği mesele ile bu meseleyi ele alma şekli onu küçük boyutlarda işler çıkarmaya yöneltiyor. Önceleri masa, sandalye, oyuncak gibi ufak tefek küçük nesnelerle bu işe merak salan Vildan zamanla bu eşyaları bir mekan içerisine yerleştirmeye başlıyor. Her bir eserinde eşyaların detayları o kadar gerçekçi ve orantılı duruyor ki işin içine bir insan eli girmeden eserin minyatür olduğunu anlamak dahi mümkün olmuyor.
Üretimde her çeşit malzemeler kullanılıyor, atıklar değerlendiriliyor
Vildan için ahşap, kağıt, plastik ambalaj paketleri, karton kutular, küçük boncuklar, takı malzemeleri veya çöpe gitmek üzere olan her tür parça eserinde kullanılacak bir malzeme olabiliyor. Hiç bir şey hazır veya satın alma değil, her şey baştan modellenerek yapılıyor. Bu şekilde atık olarak görülen malzemeleri de değerlendirmiş oluyor. Malzemenin yapısını tanımak nerede kullanılabileceği ön görmek ise yeteneğe kalıyor. Bu şekilde daha yaratıcı işler ortaya çıkıyor.
İşlerin yapım süresi ise günlük olarak ayırdığı vakte ve işlerin büyüklüğüne göre değişiyor. Sanatçı her bir proje için ortalama 1-2 ay sürdüğünü ifade ediyor. Son olarak ortaya koyduğu eserini (Her şey burada başladı) yaklaşık bir hafta önce paylaşan Vildan, bu seride her şeyin başına, var olduğu yere gitmeyi hedefliyor. Varoluşun temel kavramlarını ve üretme amacını sorguluyor. Bu sayede yaratma içgüdüsünün en temel, en yol gösterici yerlerine doğru bir yolculuğa çıkıyor. Sanatçının bu alanda etkilendiği kişi ise minyatür sanatının günümüzdeki tek aktif temsilcisi Henry Kupjack oluyor. Vildan Hoşbak’ın diğer işlerine bakmak için Instagram hesabına göz atabilirsiniz.
Görsel: Vildan Hoşbak