Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Orta Sınıfta Bir Centilmen: Yeni MINI Clubman

Orta Sınıfta Bir Centilmen: Yeni MINI Clubman

Yeni MINI Clubman'ın tanıtımına katılmak için Stockholm'daydık.

MINI yeni bir ürün planına geçiyor. Bu plan çerçevesinde marka, ürün gamındaki bazı modelleri aşama aşama kaldırıyor ve bir yandan da yeni modelleri ekliyor. Örneğin daha önce test ettiğim MINI 5 Kapı bu açılımın bir parçasıydı. BMW Group markası olan MINI, şimdi de yepyeni Clubman‘le karşımızda. Clubman’in platformu, muhtemelen bir sonraki nesil BMW 1 serisinde de kullanılacak olan, önden ve 4 teker çekişe izin veren esnek bir platform. BMW 2 Serisi Active Tourer, 2 Serisi Gran Tourer ve X1 modelleri bu platform üzerinde inşa edilmiş. Yakında yenilenecek MINI Countryman da yine bu platformu kullanacak. Yani Clubman’in altyapısı kesinlikle çok modüler ve sınıfına uygun.

Sınıfı derken şunu açmak lazım; bir önceki nesilde MINI Clubman biraz daha hobi aracıydı. Yeni Clubman ise, tam bir C segmenti oyuncusu. Kompakt segment de denilen bu sınıfta Mercedes-Benz A Serisi, BMW 1 Serisi ve Audi A3 gibi premium oyuncuların yanında kendine bir yer kapmaya çalışacak artık MINI de yeni Countryman’le.

Stockholm çevresinde yaklaşık 3 saat kullandığım yeni MINI Clubman’le ilgili görüşlerim son derece olumlu. Bu otomobili gerçekten sevdim. Kompakt sınıf benim günlük hayatta da müşterisi olduğum sınıf olduğu için, bu otomobili incelerken tam olarak kendi iç görülerimi yansıtmak isterim.

1- MINI Clubman güzel bir otomobil.

Aracın tasarımı çok iyi. MINI’nin klasik çizgileri korunurken son derece modern bir ürün ortaya çıkartmayı başarmış MIINI tasarımcıları. Çok uzun bir süredir Porsche’de gördüğümüz klasik formdan vazgeçmeden yeni tasarımlar yaratma mottosunu MINI de başarıyla uygulayacak gibi. Önceki nesil MINI modellerinde beni biraz da rahatsız eden aşırı retro tarzının hakimiyeti bu nesildeki araçlarda dengelenmiş gibi görünüyor. Clubman, tüm açılardan görür görmez MINI olduğunu anlayacağınız kadar marka DNA’sına sahipken, bir yandan da sınıfında belki de başka hiçbir modelde olmayan bir klasik tarzı da yansıtıyor. Özellikle arkasındaki iki kapılı bagajı ve karakteristik enine stop lambalarıyla.

2- MINI Clubman sürüş keyfinden ödün vermiyor.

MINI’nin ikonik görüntüsü kadar önemli bir başka marka özelliği, “go-kart handling” denilen yol tutuş ve sürüş keyfidir. Marka yeni Clubman’e bu özelliği taşıyabildiği kadar taşımış. Taşıyabildiği kadar diyorum, zira ufacık ilk jenerasyon MINI’yle karşılaştırılamayacak bir büyük boyuttan bahsediyoruz. Clubman orta sınıf oyuncusu olduğu için elbette çok sportif değil süspansiyonlar. Müşterilerin çocuklarını da taşıyabilecekleri bir segmentte spor ve konfor dengesinin iyi tutulması gerek. Clubman’da sportif sürüş ön planda da olsa, konfor, daha önce kullandığım ufak MINI modellerinden daha ön plandaydı. Yine de aracın boyutunu hissettirmeyen bir yol tutuş ve direksiyon hissini hayata geçirmeyi başarmışlar. Ürün yöneticilerinin söylediğine göre bunda süspansiyon sisteminin yanısıra, aracın ön ve arka akslarının üzerinde, burulma direncini (rijidite) artırma amaçlı bükülme çubuklarının (torsion bar) kullanılmasının da büyük etkisi olmuş.

3- MINI Clubman rakiplerinden çok farklı görünüyor.

Her premium otomobil üreticisi modellerini spesifik olarak özel bir grup insanı düşünerek tasarladığını iddia etmeyi sever. Rafine zevkleri olan, hayattan keyif almayı bilen kişilerdir bu hedeflenen insanlar genellikle. İşte MINI Clubman, bence tam olarak rakiplerinden bu alanda ayrılıyor. C Segmenti bir araca ihtiyacı olan ama kendini C segmenti bir araç kullanırken hayal etmekten hoşlanmayacak kişiler için üretilmiş sanki Clubman. Kompakt sınıfın olumlu yönleri -pratik boyutlar, yeterli kabin alanı, kullanışlı bagaj- son derece kişilikli bir marka kimliğiyle paketlemişler MINI Clubman tasarım ekibi.

MINI gibi markalar için Clubman gibi modeller bir miktar risk içeren genişlemeler. Markanın adı bile doğrudan ufak boyutu çağrıştırırken büyük bir otomobili MINI amblemiyle pazarlamak göründüğü kadar kolay değil. Bence MINI yeni Clubman’la markanın karakterini hafif bir şekilde olgunlaştırmayı başarmış. İlk otomobili bir MINI Cooper olan ve o otomobiline aşık olanlar için artık yeni hayatlarında sıkıcı seçenekler arasında yine bir MINI opsiyonu bulunuyor. Hayatında hiç MINI kullanmamış kişiler içinse MINI’ye adım atmak için önceki MINI modellerinde göre çok daha rasyonel bir MINI var.

Araç 2016’nın ilk aylarında Türkiye’de satışa çıkacak. İlk etapta grupta diğer modellerden tanıdığımız 1,5 litre 3 silindirli turbo benzinli 136hp gücündeki motor ve 6 ileri otomatik şanzımanla satın alınabilecek MINI Clubman. Araçla ilgili teknik bilgileri MINI Türkiye internet sitesinden öğrenebilirsiniz.

Fotoğraflar; Bigumigu ve MINI