Güney Batı İngiltere’deki Stroud kasabasında bulunan The Long Table, yerel halkı desteklemek için kurulan bir restoran olsa da son zamanlarda dünyanın dört bir yanından gazetecilerin dikkatini çekiyor. Bunun temelinde de başlıkta bahsettiğimiz “ödeyebildiğin kadar öde” sistemi yatıyor. Bu restorana giren bir müşteri, yemeğini sipariş ediyor, ne kadar ödeyebileceğini söylüyor ve yemeğini beklerken bir yemek fişi alıyor.
Artan fiyatların birçok kişi için sağlıklı gıdayı erişilemez hale getirdiği bir dönemde The Long Table, hizmet ettiği topluluk için hayati bir kaynak haline gelmiş. İyi durumda olmasına rağmen müşteri bulamadığı için çöpe gitmek üzere ayrılan yiyecekleri müşterilerine sunan restoran, 22 tam zamanlı ve yarı zamanlı personeli istihdam edebiliyor. Böylece Stroud’da yaşayan düşük gelirli insanlara yiyecek sağlayabiliyorlar. Aynı zamanda da gıda israfının önüne geçmiş oluyorlar. Long Table’da haftanın beş günü öğle yemeği servisi yapılıyor. Restoranın mağaza kısmı her sabah kahve ve kek servis ediyor. Ayrıca perşembe, cuma ve cumartesi günleri sıcak akşam yemekleri de sunuyorlar. Restoran, bitki bazlı ve glütensiz seçenekler de dahil olmak üzere her gün yeni bir menü sunuyor; bu da onu müşterilerin sürekli sürpriz menülerle karşılaştığı bir restoran haline getiriyor.
Restoran adını, topluluğu bağ kurmaya teşvik eden uzun masalarından alıyor
Restoran, erişilebilir yiyecek modellerine ek olarak, topluluğa müşterileri arasındaki bağlara da oldukça önem veriyor. Restoran, ismini dahi bu bağları güçlendirmek üzere içinde kurulan uzun masalardan alıyor. Restoranın düzeni, müşterileri yemeklerinin tadını çıkarırken birbirlerinin karşısında oturmaya ve konuşmaya teşvik ediyor. İnternet sitelerinde bu durumu şöyle açıklamışlar: “The Long Table’da topluluk ve harika yemekler yan yana duruyor. Kim olursanız olun, hikayeniz ne olursa olsun, bir sandalye çekin ve bir restoranın nasıl olabileceğine dair fikir geliştirirken bize katılın.
Ne yazık ki restoran, değirmeni restorana dönüştürdükleri mekanın başkasına satılmasının ardından şu anda tahliye riskiyle karşı karşıya. Mekanın ismi Brimscombe Mill. Taşınmaları için 25 Ağustos 2024’e kadar süreleri var; ancak o zamana kadar topluluk üyelerine hizmetlerinden yararlanma şansı veren çok sayıda “Operation Fill-the-Mill” etkinliğine ev sahipliği yapacaklar. Şu anda, mülk sahipleri yeni bir yer arayışında, ancak topluluk üyeleri hala umutlu ve yeni ev sahibini The Long Table’ın bu mekanda kalmasına izin vermeye çağıran açık bir mektup hazırlamışlar.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Uzun Masa’nın geleceği belirsiz olsa da yerel topluluk üzerinde yarattığı etki kesinlikle büyük. Açık mektubun bir bölümünde şunlar yazıyor: “Hep birlikte bir çözüm bulunabileceğini umuyoruz, bu da bu sevilen ve çok ihtiyaç duyulan topluluk kaynağının Brimscombe Mill’de kalabileceği anlamına geliyor. Eğer bu mümkün değilse, o zaman inşa etmek için çok çalıştıkları harika ve önemli merkezi yeniden yaratacak yeni bir yer bulmaları için onlara daha fazla zaman tanımanızı rica ediyoruz.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
The Long Table ile ilgili detaylara internet sitesi üzerinden göz atabilir, restoranın akibetiyle ilgili gelişmeleri Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Gıda israfına karşı duyarlılık projeleri ilginizi çekiyorsa, aşağıdaki haberlere de göz atmak isteyebilirsiniz.
Restoranların Ellerinde Kalan Yiyecekleri İndirimli Satabildiği Uygulama
İngiltere’de Fiyatını Müşterilerin Belirlediği Artık Yiyecek Süpermarketi Açıldı
Danimarka’da Tüketim Tarihi Geçmiş Yiyecekler Satan Süpermarket İkinci Şubesini Açıyor
Görsel: The Long Table
