Biyolojinin sanata nasıl ilham verdiğine pek çok sanat projesinde şahit olduk. Catriona Secker’ın biyoloji kitaplarından esinlenerek yarattığı tuhaf varlıklar, Sally Warring’in New York’taki mikroskobik yaşamı belgelediği Pondilfe projesi ve mikroskobik canlıları sanat eseri gibi ölümsüzleştiren The Microcosm in Glass projesi bunun en güzel örneklerindendi. Laura Splan’ın çalışmaları da pandemi sonrası dünyanın en ilgi çeken eserleri arasındaki yerini aldı.
Koronavirüse dair bir biyo-sanat projesi
Pandeminin etkisiyle yaşamlarımız köklü değişimlere uğrarken, sanatçı Laura Splan kültürel ve biyolojik sistemler arasındaki bağları keşfetmek için virüs yapıları araştırmasına dalmış. Virüs yapılarına dayalı motiflerden, elektromiyografi dalga formlarından gelen veriye dayalı desenlere uzanan bir “görünmezi görünür yapma” oyunu bu sanatçıya göre. Bunu yapabilmek için de sürekli bilim adamları ve laboratuvarlarla doğrudan çalışma ve laboratuvarlarındaki en son teknoloji hakkında daha fazla bilgi edinme fırsatları arıyor.
Splan yeni sanatsal projesini, özel bir sanatçı rezidansı ile hayata geçirmiş. Proje için hastalık ve bağışıklığın belirteçlerini incelemek için bir hücrenin belirli bölümlerinin izolasyonu ve manipülasyonu olan “membran protein antikor keşfi” konusunda uzmanlaşmış bir laboratuvar olan Integral Molecular ile iş birliği yapmış. Splan, rezidansın ilk biyo-sanatçısı olarak haftalık laboratuvar ziyaretleri yapmış ve bilim adamlarının araştırma ve teknolojilerini gözlemlemiş. Ardından kendi stüdyosunda bu deneyime yanıt niteliğinde çalışmalar yapmış. Kısa bir süre sonra ise potansiyel aşıları geliştirmek amacıyla virüslerin yapısını haritalandıran PyMOL adlı yazılıma odaklanmış. Bilginin nasıl görselleştirildiğinin bilimsel ve yaratıcı sonuçlarını araştıran sanatçı, SARS-CoV-2 proteini modeliyle deneyler yapmaya başlamış.
Splan bu projede, 3B modelleme ve video sanatı becerilerini de kullanmış. Moleküler görselleştirme yazılımından faydalanarak iki protein yapısı arasında biçimlendirilmiş animasyonlar oluşturmaya odaklanmış.
Araştırmaları SARS-CoV-2 protein modelleriyle oluşturulan bir dizi animasyon üretmesini sağlamış. Bu animasyonlar, insan yapımı ve doğal dünyalar arasındaki görünmez yapıların meditatif görüntülerinden oluşuyor. Seri, bulaşıcılık da dahil çeşitli biyolojik durumları belirleyen “konformasyonların” (katlanmış protein formları) eğlenceli manipülasyonlarını içeriyor. Splan, bu formları biçimlendirmek ve çözmek için PyMOL adlı yazılımın yeteneklerini sıra dışı şekillerde kullanmış. Yazılımın kendi kitaplığından seçilen renk paleti; mavi gökyüzü, yeşil ormanlar, olgun meyveler ve romantik çiçekler gibi doğal dünyanın pastoral temsillerine gönderme yapıyor.
Laura Splan’ın çalışmalarına internet sitesi üzerinden göz atabilir, Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Vimeo