Salgının başlangıcından bu yana bilim insanları, teknoloji uzmanları ve tasarımcılar; hem sağlığımızı koruyacak hem de yaşamlarımızı iyileştirecek çözümler üretmeye çalışıyor. Sosyal mesafeyi koruyarak kamusal alanları paylaşmayı sağlayan bu türden çözümlere sıkça yer veriyoruz. Dezenfekte ederek korunma konusunda ise teknolojik yeniliklerin en sık kullandığı şeylerden biri UVC ışığı oldu. Studio Roosegaarde ise UVC ışığı çözümünü kamusal alanlara uyguladıkları URBAN SUN adlı projeleriyle ümit vadeden bir adım atıyor.
URBAN SUN salgınla mücadeleye güç kazandıracak bir umut ışığı
Bilimsel bir araştırma gösterdi ki uzak-UVC (far-UVC) ışınlarına maruz bırakıldıklarında koronavirüslerin % 99,9’u ortadan kalkıyor. Elbette UV’nin sağlığa zararları konusunda aklınıza soru işaretleri gelecektir. Çünkü UV radyasyonu cilt ve göz hasarına neden olabiliyor. Dolayısıyla geleneksel 254nm UVC ışık kaynakları kanserojen. Ancak bu bilimsel araştırmada da belirtildiği gibi dalga boyu 207 ila 222 nanometre arasında olan uzak-UVC ışığı, cilde zarar vermeden mikropları etkisiz hale getirebiliyor. İşte belirlenen alana UVC ışığı verebilen URBAN SUN da bu bilimsel araştırmalardan ilham alarak tasarlanmış. Amacı da kamusal alandaki buluşmalarda sağlık açısından daha güvenli bir ortam sağlamak.
URBAN SUN Studio Roosegaarde tarafından bir umut sembolü olarak geliştiriliyor. Proje; kültür-sanat buluşmalarında, spor etkinliklerinde, halka açık meydanlarda ve okul bahçelerinde şartları iyileştirmeyi hedefliyor. Böylece sosyal izolasyonun olumsuz etkileriyle mücadele ediyor. Virüsü uzun süre yenemesek de onunla birlikte yaşayabileceğimizin sinyallerini veriyor. Kim bilir belki URBAN SUN ve benzeri çözümler çoğaldığında kısıtlamalardan ve yasaklardan büyük oranda kurtulduğumuz daha kaliteli bir yaşama kavuşacağız. Ayrıca bu tür projeler, mevcut kurallara ek bir koruma katmanı olarak da işlev görebilir. Örneğin maskesiz biriyle yan yana gelmek zorunda kaldığımızda daha az risk altında olacağız.
Şimdilik sadece dış mekanlarda ve geceleri kullanılabiliyor
URBAN SUN’ın geliştirilmesinde, Roosegaarde’nin ekibine; Hollanda, ABD, Japonya ve İtalya’dan uzmanlar ve bilim insanları da katkı sağlamış. Tasarımda kullanılan uzak UVC ışık kaynağı, Hollanda Ulusal Metroloji Enstitüsü VSL tarafından ölçülmüş ve kalibre edilmiş. Dolayısıyla Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) tarafından belirlenen güvenlik standartlarına uygun olduğu belirtiliyor.
Dikkatinizi çekmiştir; haberdeki tüm görseller, ürünün geceleri kullanımına dair örnekleri gösteriyor. Şu anda gerçekten de URBAN SUN yalnızca gün batımından sonra kullanılabiliyor. Bunun nedeni de yaydığı ışığın gündüzleri görünmez olması ve güvenli alanın sınırlarının gündüzleri görülememesi. Görünür halka, Urban Sun’ın sınırını çiziyor. Far-UVC insan gözü ile görülebiliyor. Studio Roosegaarde bu yüzden arındırılan mekanın görünür olabileceği ek özellikler eklemiş. Şu an için dış mekanlara uygun olan ürün, iç mekanlarda da uygulanabilmesi mümkün. Ancak ek modellemenin yapılması gerekiyor.
URBAN SUN, maske ve mesafeye alternatif değil
Urban Sun’ın yerleştirileceği yüksekliği belirleyen faktörler değişken. Amaçlanan kapsama alanı, rüzgar, kapasite ve mekanın içindeki veya çevresindeki yapılar bu yüksekliğin belirlenmesinde rol oynuyor. Kurulumu yapılırken bu ve diğer faktörlere göre yapılması gerekiyor. Yine maliyet de bu faktörlerle belirginlik kazanıyor. Konum, istenen kapsama alanı ve sahaya özel gereksinimler gibi birçok faktörün göz önüne alınması gerekiyor. İlgilenenlerin ayrıntılı teklifler için, Studio Roosegaarde’ın [email protected] adresine e-posta göndermesi gerekiyor.
Studio Roosegaarde, internet sitesinde URBAN SUN’ın uvc yansıttığı alanları virüsten arındırdığı iddiasının arkasında duruyor. Bununla birlikte Dezeen’e verdikleri röportajda, insanların URBAN SUN devredeyken bile maske takması ve mesafe bırakması gerektiğini belirtmiş. Riski azaltmakla birlikte, “herkes için enfeksiyonu önlediğini iddia etmiyoruz” diyorlar. Öte yandan bilim, tasarım, kültür dünyasından yeni katkılarla URBAN SUN’ı geliştirmeye devam edecekler. Şu an için “tek başına koruma kaynağı olmadığının, ek koruma niteliği taşıdığının” altını çiziyorlar. URBAN SUN kullanılan alanların “güvenli” değil “daha güvenli” olarak düşünülmesi gerektiğini söylüyorlar.
Rotterdam’a yerleştirilen URBAN SUN yaklaşık 100 metre karelik bir alanda koruma sağlıyor. Ekip, 3.500 metrekare koruma sağlayan daha büyük ve daha küçük versiyonlar üzerinde de çalışıyor.
Görsel: Studio Roosegaarde