Kendi alanında ufuk açıcı çalışmalar yapan, sanatı ve teknolojiyi farklı bir gözle bir araya getiren yaratıcıları keşfetmekten ve bu yetenekleri okurlarımızla tanıştırmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu heyecanımızı 22 Mayıs’ta ATÖLYE‘de gerçekleştirdiğimiz Yeni Yaratıcılar’ın on altıncı etkinliğiyle de fiziksel bir alana taşımaya devam ediyoruz. Bigumigu kurucularından Yalçın Pembecioğlu ile sohbet formatında gerçekleşen etkinliğimizin konuğu Pınar Akkurt idi. Pınar ile 90’lardan günümüze değişen çalışma biçimleri, ileri dönüşüm, yeniden değerlendirme ve üretim süreci üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
3 boyutlu tasarımda erken adımlar
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik bölümünü tamamlayan Pınar Akkurt, bölümünde 1 metre yükseliğinde bir el yapılması isteniyor. Ve o zamanlar Türkiye’de hizmet veren Wendy’s’den karton malzemeler toplayarak ödevini tamamlıyor. Bu işi de onun 3 boyutlu çalıştığı ilk iş olma özelliği taşıyor. Gelecekte de vizyon olarak bu işinin izlerini taşıyan işlere imza attığını gözlemliyor.
Pınar Akkurt üniversite sırasında bireysel inisiyatiflerle sürekli olarak üretiyor ve çalışıyor. 1997’de İstiklal Caddesi’ndeki Atlas Pasajı’nda bulunan Pulp’ın kurumsal kimliğini ve görsel dünyasını tasarladığı işi de bunlardan birisi. Günümüzde logonun sadece bir font ile temsil edildiği ve o fontu görür görmez farklı kullanımlarıyla tanıyabiliyoruz. 1997’de ise logonun farklı formlarda kullanılması oldukça yenilikçi bir yaklaşımdı. Pınar da Pulp için hazırladığı kimlikte logoyu tanımlayan şeyin font olduğunu belirleyerek uhu, tişört, çanta gibi farklı objelerle bir arada kullanmış.
İleri dönüşüm!
Pınar Akkurt hem grafik tasarımcı olarak çalıştığı işlerde hem de sanatçı olarak ürettiği işlere bir arada baktığında sağlıklı ve uzun soluklu, karşılıklı anlaşmanın varolduğu iş birliklerinin her iki taraf için de daha iyi sonuçlar doğurduğundan bahsetti. 2011’den beri devam eden Karaköy Lokantası’nın köşedeki vitrinine yaptığı yerleştirmeler de bunun en güzel örneği oluyor. 30’dan fazla iş yaptığı vitrin için kendisine sadece mutfak malzemeleri kullanma ve renk kısıtlaması koyarak brief’ini şekillendirmiş.
Karaköy Lokantası için yaptığı eserlerle aslında farkında olmadan ileri dönüşüm yapan Pınar Akkurt böylece içindeki maker’ı da keşfediyor ve şu anda üzerinde çalıştığı İleri Dönüşüm Kütüphanesi ve İleri Dönüşüm Merkezi’ne hayat veriyor. Pınar ile tasarım ve sanatın arasındaki belirsiz çizgi, seneler içerisinde tasarımın yaşadığı değişim, ileri dönüşüm ve malzeme kullanımı gibi konuları konuşma fırsatı yakaladık. Katılımcılar da bu sohbete ortak olma, Pınar Akkurt ile tanışma ve soru sorma fırsatı yakaladı. Bir sonraki Yeni Yaratıcılar etkinlikleri için bizi takip edin!
Görsel: Bigumigu