Edward Snowden, 2013 yılında yayınladığı belgelerle ABD’nin halkını nasıl gözetlediğini ABD halkı ve dünyaya duyurmuş ve kendinden söz ettirmişti. Eski NSA ve CIA çalışanı Snowden, NSA tarafından yürütülen küresel izleme aletlerinin detaylarını; PRISM, XKeyscore ve Tempora gibi internet yazılımları ile birlikte ABD ve Avrupa’da gerçekleşen telefon görüşmelerinin verisini yayınlamıştı. Şu anda Rusya’da geçici oturma izni ile yaşamına devam eden Edward Snowden, video konferans ile katıldığı Web Summit’te kişisel verilerin devletler ve şirketler tarafından kötüye kullanımı üzerine konuştu.
Sohbet, 2014 yılında Edward Snowden ve NSA arasındaki ilişkiyi ve muhbirlik sürecini ele alan Citizenfour isimli belgeselin fragmanıyla açıldı. The Bureau of Investigative Journalism’den James Ball‘un ilk sorusu, bu bilgiler Snowden’in eline geçtikten sonra neden halk ile paylaşmaya karar verdiği oldu.
Ailesi devlet memuru olan Edward Snowden’in kendisi devlet için çalışan, ülkesini seven birisi olarak CIA’deki ilk gününde hizmet yemini ediyor. Bu yeminin merkezinde anasaya ve ABD’yi oluşturan halka karşı hizmet etmek yer alıyor. Aradan yıllar geçiyor ve Standard Form 312 isimli bir başka gizlilik sözleşmesi imzalatılıyor. Bu gizlilik sözleşmesi ile birlikte devletin insanların rızası dışında pek çok şeyi değiştirebildiğini görüyor ve anayasaya karşı ettiği hizmet yemini pratikte geçersiz kalıyor. Ve bildiklerini halk ile paylaşması gerektiğini düşünüyor.
“Toplumdaki en güçlü kurumlar topluma en az sorumlu hale geldiğinde ne yaparsınız?”
Bu yaptıklarıyla halkın neyi görmesini bekliyordu sorusuna karşılık ise teknolojik ve demokratik olarak iki ayağı olduğunu söylüyor Edward Snowden. Bilgi toplamak ve insanları gözetlemek için geçmişte polisler ve ajanlar kullanılıyordu. Belirli hatları dinlemek, suç baronlarının merkezlerine böcek yerleştirerek dinlemek gibi araçlarla toplum için kötü kişiler bunun için seçilmiş kişiler tarafından gözleleniyordu. Yaşanan dönüşümden sonra devlet herkesi her zaman gözetlemeye başladı. Yanlış hiçbir şey yapmamız, kimseye zarar vermemiş, yasalar ve kanunlar açısından hiçbir tehdit teşkil etmeyen kişiler bile bir gün işe yarayabileceği düşüncesiyle izlenir oldu. Bu da istihbarat kuruluşlarının bireylere karşı bakışını değiştirdi ve herkes potansiyel birer suçluymuşçasına takibe alındı.
Snowden, kimsenin bu durumu durdurmaya çalışmadığını çünkü herkesin bundan bir çıkarı olduğunu söyledi. Sistem bu gözetleme alışkanları çevresinde yeniden düzenlendi ve gerekli kişilere, kurumlara imtiyazlar tanındı. Bu noktada da topluma karşı olan demokratik sorun baş göstermeye başladı.
“Birini korumanın tek yolu herkesi korumaktır.”
Edward Snowden, konuşmasında Amazon, Google ve Facebook gibi şirketlerin doğasının sistemi ve insan faktörünü kötüye kullanma üzerine kurulu olduğundan bahsetti. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yayınladığı Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK – GDPR) hakkında da bunun iyi bir başlangıç olduğunu ama asla yeterli olmadığını söyledi. Çünkü konuyu verilerin korunması üzerinden ele aldığımızda insan faktörünü es geçiliyor. Burada esas konu verilerin korunmasından ziyade toplanması olmalı. Snowden’in bakış açısına göre internete bağlanmanın temel sisteminin değişmesi gerekiyor.
Teknoloji dünyasındaki büyüklerin veriyi değil insanları kötüye kullandığını tartışan Snowden, tüm tarayıcıların ve servis sağlayıcıların üzerine inşa edildiği kurumlar tarafından kötüye kullanıldığını ve insanların bu kurumlara güvenmemeleri gerektiğinin de altını çizdi. Snowden’in konuşmasındaki son sözleri ise “birini korumanın tek yolu herkesi korumaktır” oldu.
Konuşmanın tamamını aşağıdan izleyebilirsiniz.
Görsel: Web Summit