Nüfus arttıkça ayakkabı atıklarının da artması, bunların uzun süre doğada yok olmadan kalması ve de geri dönüşümünün zor olması onu en tehlikeli ürünlerden biri haline getiriyor. Geri dönüşümünü zorlaştıran etkenlerden biri yapımında kullanılan malzeme çeşidinin fazla olması ve bu nedenle ayrıştırılma sürecinin problemli olması. Bu çarpıcı gerçekler, dev spor ayakkabı üreticilerinin ve bağımsız tasarımcıların bu konu üzerine eğilmesine yol açtı. Bu alandaki çözümlere buradan göz atabilirsiniz. Konuya tamamen organik malzeme kullanımı açısından yaklaşanlar da oldu. Örneğin Laura Muth’un son kullanma tarihi olan ayakkabıları gerçekten ilginçti. Jen Keane’in dokumasını bakterilerle yarattığı ayakkabı This is grown ve Emilie Burfeind’ın dökülen köpek tüylerinden yapılan kompostlanabilir ayakkabısı Sneature’u da anmadan geçmeyelim.
Şimdi de mimar ve sanatçı Yussef Agbo-Ola ve onun yönetimindeki Olaniyi Studio‘nun Kajola isimli ayakkabı koleksiyonu var sırada. Tamamen biyolojik malzemelerden yapılan bu ayakkabılar, zamanla bitkiler gibi solup çürüyor.
Şu anda işlevsel değiller ama 2023 yılında satışa sunulacak giyilebilir versiyonları geliştirilecek
Kajola; kil, volkanik toz ve kakao tozu gibi doğal malzemelerden yapılmış dokuz deneysel ayakkabıdan oluşan bir kapsül koleksiyon. Londra merkezli Olaniyi Studio, ayakkabıları işlevsel nesnelerden ziyade el yapımı sınırlı sayıda “yaşayan” sanat eserleri olarak kurguladığını açıklamış. Koleksiyon, şu an için işlevsel değil olmasa da Olaniyi Studio, 2023 yılında satışa sunulacak giyilebilir bir versiyon geliştirmeyi hedefliyor.
Ayakkabıların biçimsel değişimini kontrol edebilmek için bitkilerin çürüme süreci araştırıldı
Ayakkabıların tabanı; kil, nişasta ve diğer organik malzemelerle karıştırılmış bitki lifleriyle yapılmış. Her bir ayakkabının üst kısmı elle kesilerek şekillendirilmiş ve doğal liflerle birlikte dikilmiş. Bu üst kısımdaki parçalar; ayakkabının bozulma oranını kontrol etmek için seçilen otlar, kum, çiçekler ve algler gibi doğal katkı maddeleri içeriyor. Yapım sürecinde, deri ürünleri onarmak için tasarlanan bir Japon ayakkabı yama makinesi kullanılmış.
Ekip, bitkilerin kabuklarının ve yapraklarının çürümeye başladığında büzüşeceğini göz önünde önünde bulundurarak bu tasarımları üretmiş. Hatta bu büzüşüp kıvrılma süreci onlara ilham vermiş. Bitki derisinin özellikleri, bu malzemenin ve çürüme sürecinin ayakkabı için bir sistem olarak nasıl kullanılabileceği hakkında araştırma yapmışlar. Kajola koleksiyonu, adını Nijerya’nın bir bölgesinden alıyor. Agbo-Ola’nın organik maddedeki bozulma sürecini araştırdığı orman da bu bölgede yer alıyor.
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Amaç, bitkilerle yapılabilecek malzemelerin potansiyelini bilinenin çok ötesine taşımak
Tasarımcılar şu anda, geri dönüştürülmüş okyanus plastikleri ve geri dönüştürülmüş kauçuk ile kaynaştırılmış bitki bazlı yapay derilerin 3B baskılı taban bileşimi için bir formül olarak kullanıldığı bir dizi prototip geliştirmeyi hedefliyor. Bunun için de bir mühendis ve malzeme bilimci ekip oluşturuyorlar. Amaç, bitkilerle yapılabilecek malzemelerin potansiyelini bilinenin çok ötesine taşımak.
Agbo-Ola bitkiler, sanat ve tasarım açısından güçlü bir özgeçmişe sahip. Yakın zamanda kakao çiftçisi Tabita Rezaire ile iklim odaklı Back to Earth sergisinin bir parçası olarak Londra’daki Serpentine Gallery’de sergilenen bir iş – şifalı bitkileri araştıran bir yerleştirme – üretmişler.