Hayvan hakları denince pek çoğumuzun aklına ilk olarak kedi ve köpek dostlarımız geliyor. Belki yaşadıkları dram çok daha görünür olduğu için… Oysa insanların kurbanı olan sayısız canlı türü var. Örneğin, evcil hayvan dükkanından bir muhabbet kuşu satın almayı hayvan sevgisine bağlıyoruz. Ama aslında hayvan sevgisine tam olarak ters düşüyor. Bu hayvanları özgürce yaşadıkları doğal ortamlarından koparıp kafese kapatmanın nesi sevgi olabilir ki? Dahası bu canlılar nakliye süreçlerinde de korkunç eziyetler çekiyor. Ancak çoğu insan ne yazık ki bunları sorgulamıyor. Hatta kocaman egzotik böcekleri kendi keyfi için plastik kaplarda stoklayan Adrian Kozakiewicz gibi fenomenleri de bayıla bayıla takip ediyor yüz binlerce kişi. Egzotik hayvanları internetten kargoyla sipariş edip evinde bir fanusa hapseden pek çok insan(?) var. Peki insanların, bu önlerine ne konursa sorgulamadan benimseyiş halini nasıl değiştirebiliriz? Egzotik hayvan endüstrisini, hayvanların gözünden aktaran Birdlime adlı animasyon bu anlamda değişime katkı sağlayacak işlerden biri.
Cartoon Network’ü takip edenleriniz rastlamıştır; Gumball’un efsane bölümlerinden biri, kafeste yıllarca mahkum olan Chris Morris adlı hamster’ın kaçışını konu alıyordu. Bence her çocuğun ve yetişkinin izlemesi gereken, insanın içini cız ettiren bir bölümdü. Kanadalı animatör ve yönetmen Evan DeRushie imzasını taşıyan kısa film Birdlime da aynı şekilde insana “keşke okul müfredatlarına girse” dedirten bir iş.
Birdlime, satıcılardan kaçarken yaralanan ve tedavi sürecini kafeste geçiren egzotik bir kuşun gözünden olayları aktarıyor. Stop-motion filmin sahneleri; el yapımı tropik ağaçlar, kuşlar, kafese girip çıkan insan eli görüntüleriyle dolu. Karakterlerin temel malzemesi, mobilya ve minder dolgusu olarak kullanılan bir tür sünger. Sünger, elle boyanarak renklendirilmiş. Evan DeRushie karakterleri ve sahneleri uzun süreli çekimlere dayanacak şekilde tasarlamış. İzlemesi keyifli, çocukların da kolaylıkla ilgisini çekebilecek rengarenk bir film. Endüstrinin trajik perde arkasını, satıcının olduğu kadar müşterinin de nelere sebep olduğunu akıcı bir anlatımla sunuyor.
DeRushie, bir Tayland seyahatindeki gözlemleri sonucu harekete geçmiş Birdlime için. Hayvanların animasyonlarda temsil edilme şekli ve bunun gerçek dünyadaki etkileri üzerine düşünmeye başlamış. Örnek vermek gerekirse; Kayıp Balık Nemo’dan hemen sonra palyaço balıklarının sayısı hızla azalmasına ve nesli tükenme riski taşıyan türler arasına girmesine vurgu yapıyor bu noktada. Bu da ona animasyonun ne kadar güçlü ve aynı zamanda korkutucu bir araç olabileceğini düşündürmüş kendisine. Bu yaklaşımla hareket eden animatör, izleyicinin filmin ana karakteri gibi kafeste olduğunu hissetmesini ve biraz kafasının karışmasını hedeflemiş.
Stop Motion Department Inc. adlı animasyon stüdyosunun kurucularından olan Evan DeRushie, 2015’te çekilen Küçük Prens animasyonunun yaratıcı ekibinde de yer almış. Çalışmalarını internet sitesi, Vimeo kanalı ve Twitter’ı üzerinden takip edebilirsiniz.
Görsel: Vimeo