Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
2037’den Sevgilerle: The Postcard

2037’den Sevgilerle: The Postcard

Barselonalı animasyon stüdyosu Device, yıllar değişse de insanın değişmeyecek bazı yanlarını bize çok hoş bir kısa filmle hatırlatıyorlar.

Hiç 2030’larda dünyanın nasıl olacağını düşündünüz mü? Birçok bilimkurgu filmi ya da kitabında okumuş olabilirsiniz ya da Black Mirror’da yakın gelecek senaryolarını izlemiş olabilirsiniz o yüzden düşünmediyseniz merak etmeyin, gayet normal. Zaten artık bir bilimkurgunun içerisinde yaşıyoruz, hayatlarımız sadece komedi ya da dramdan ibaret değil.

Barselona’da 2011 yılında kurulan animasyon stüdyosu Device ise çok spesifik bir zamanı hayal etmiş ve çizgilerle bizlerin de görmesini sağlamışlar. 2037 yılından bahsediyoruz. Onların 2037 yılında, her şey ne kadar teknolojiyle birlikte değişse de, kartpostallar hala varlar. Ve insanlara geçmiş ve geleceğin çok da birbirinden farklı olmayacağını hatırlatıyorlar.

Ateş Başında Gitar ve Güneşi Avuca Almak Birer Gelenek Mi?

Animasyonda Güneydoğu Asya’ya giden karakterimizin yolladığı kartpostalı izliyoruz. Kartpostalı arkadaşına yollayan karakterimiz, tüm tatil boyunca neler yaptığını anlatıyor, tabiri caizse arayı kapatıyor. Teknoloji ilerlediği için kartpostal teknolojisi de gelişmiş ve artık birbirimize bir kart üzerinde video atabiliyoruz. Sahne geçişlerinde bazı bazı kullandıkları glitch efektleri ve gelecekteki markaları kullandıkları yerlerse gayet hoş detaylar. Her sporcu için ürün çıkaran Nike, gerçekten de Güneydoğu Asya’da tarlada çalışanlar içinde bir hasır şapka yapabilir, neden olmasın?

Ayrıca The Postcard bize yıllar geçse de insana ait bazı oluşmuş hareketlerin de devam edebileceğini gösteriyor. Belki henüz farkında değilizdir ama güneşi avcumuza alıp fotoğraf çekilmek bir gelenek olmuştur?

Görsel: Vimeo