Çevre felaketleri ve iklim değişikliği birer distopya olmaktan çıkıp günlük yaşamda kendini göstermeye başladı. Haliyle alınan önlemler de günlük yaşamda görünür hale geldi. Örneğin Londra’da çift katlı otobüslerde fosil yakıt yerine kahve atıklarından elde edilen biyoyakıta geçiş yapılacağı açıklandı. Ülkemizde de yeni yılla birlikte ücretli plastik poşet uygulaması başladı. Çevre duyarlılığı olanlarda “tamamen yasaklanması” için beklenti yaratan bu uygulama, doğa adına olumlu bir adım olmasına rağmen toplumda ne yazık ki büyük tartışma yarattı. New York şehrinin yeni yıla temiz bir başlangıç yapma şekli ise polistiren köpük yasağı oldu.
Plastik endüstrisinin lobi çalışmalarına rağmen yasak yürürlüğe girdi
New York şehri, 1 Ocak 2019’da başlayan uygulama ile ABD’de polistiren köpükten yapılmış yiyecek ve içecek kaplarını resmi olarak yasaklayan en büyük idari alan haline geldi. Öncesinde ise plastik endüstrisi, şehrin çevre girişimine karşı 5 yıl süren bir lobi çalışması yürüttü ve hukuki savaş açtı. Ancak endüstrinin bu çabaları sonucu değiştiremedi ve neyse ki yasak yürürlüğe girdi.
Belediye Meclisi 2013 yılında, New York’taki restoranların, yiyecek satıcılarının ve mağazaların yiyecek ve içecekler için polistiren köpük kapları bulunduramayacaklarını, satamayacaklarını veya teklif edemeyeceklerini belirten bir tüzüğü onaylamıştı. Buna ek olarak, mağazaların taşımacılıkta kullanılan taneli polistiren köpüğü de satamayacakları veya teklif edemeyecekleri bildirilmişti.
Yasağın 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girmiş olmasına rağmen, uygulamaya başlamadan önce işletmeler gerekli değişiklikleri hayata geçirebilmeleri için altı aylık bir uyarı süresine sahip. 30 Haziran’dan itibaren ise yasağı ihlal edenler, ilk seferde 250 dolar para cezasıyla karşı karşıya kalacaklar.
Polisteren köpük kullanımı hızla terk ediliyor
New York şehrindeki pek çok yemek hizmeti kuruluşu, yasakla birlikte çoktan polistiren kapları terk etti ve daha çevre dostu seçeneklere geçti. Polistiren yerine kompsotalaşan kağıt veya kolay geri dönüştürülebilen plastik kap kullanımı tercih edilmeye başladı. Bu çevre dostu seçeneklerin fiyatları ise polistiren köpükle neredeyse aynı. Buna rağmen, yıllık brüt geliri 500.000 ABD dolarının altında olan işletmeler, karşılaştırılabilir bir fiyatla ikame bir ürüne geçemezlerse, yasaktan feragat alabilecek.
1970’lerde piyasaya sürülen polistiren köpükten yapılmış yiyecek ve içecek kapları, küçük parçalara ayrılarak şehir sokaklarını, parkları ve plajları kirletiyordu. Daha da kötüsü, köpük yerel su kaynaklarına karışıyor; balıklar ve kuşlar tarafından yiyecek zannedilerek yutuluyordu. Kapların bir asırdan fazla doğada çözünmeden kalması ise kabusun bir başka boyutu idi.
Dilerim yeni yılda ülkemizde de çevreyi korumaya yönelik yeni ve köklü yasaklar gündemimizi meşgul eder. Her şeyden önce toplumun da kötü alışkanlıkları geride bırakmaya hazır olması, olumlu adımlara direnmemesi gerekiyor.
Görsel: pixabay.com/felixgeronimo