Kadınların gebelikten korunmak için kullanabileceği kalıcı veya geri dönüşü olan doğum kontrol yöntemleri bulunuyor. Doğum kontrol hapları, rahim içi spiraller, belirli aralıklarla düzenli olarak iğneyle enjekte edilen hormonlar, rahmin ağzını örten şapka şeklindeki bir kapak olan diyafram bu örnekler arasında. Hatta erkek döl hücrelerini öldüren tablet veya fitiller dahi yalnızca kadınların kullanabileceği bir gebelik önleme yöntemi. Erkekler için ise kondom ve vazektomi (erkeğin sperm kanallarının bağlanması) dışında bir seçenek bulunmuyor. Erkekler için bu kadar az alternatif olması, kadınlar için sunulan alternatiflerin bazılarının bedene ve bünyeye zarar veriyor oluşu kamuoyu tarafından tartışılan bir konu.
Erkek doğum kontrol yöntemleri eksikliği üzerine ortaya çıkan tasarım
Alman tasarımcı Rebecca Weiss, kendi hikayesinden de ilham alarak erkekler için kullanıcı dostu bir doğum kontrol yöntemi geliştiriyor. Ultrason dalgalarını kullanan erkek doğum cihazı COSO, sperm rejenerasyonunu geçici olarak durduruyor. Geçici bir çözüm olması ve bedene zarar vermemesi nedeniyle doğum kontrol sürecinde erkeklerin güvenle sorumluluk almasının önünü açıyor.
Weiss, kendisinde rahim ağzı kanseri öncü lezyonlarının tespit edilmesi ve artık doğum kontrol hapı alamayacağının bilgisinden sonra erkekler için doğum kontrol cihazını geliştirmeye başlıyor. Eşiyle birlikte alternatif yöntemler aradıklarında kondom ve kalıcı vazektomi dışında erkek odaklı seçeneklerin olmadığını fark ediyorlar. COSO doğum kontrol cihazının tasarım ve geliştirme aşaması bu hikayenin arkasında yükseliyor.
Bir ev aletine benzeyen COSO, kâse benzeri küçük bir cihaz. Şık ve sade görünümün yanı sıra kullanımın oldukça kolay olması kadın ve erkek için sunulan diğer yöntemlerle kıyaslayınca oldukça başarılı bir ürün olabileceğinin sinyalini veriyor.
COSO kullanan erkeklerin sperm üretimi en geç 6 ay sonra yeniden başlıyor
Cihazın tabanında pil, mikrodenetleyici, ultrason modülü ve LED şerit yer alıyor. Kullanıcı doktor tavsiyesine ve testislerinin boyutuna göre bu cihaza belirli bir ölçüde su koyuyor. Su belirli bir sıcaklığa kadar ısıtıldıktan sonra ultrason işlemi için hazır hale geliyor. Kullanıcı testislerini cihaza yerleştirerek birkaç dakika bekletiyor. Bu sırada ne kadar beklemesi gerektiğini COSO uygulaması üzerinden takip edebiliyor. Tedavi sürecinin ardından cihaz otomatik olarak kendini kapatıyor.
COSO, diğer erkek doğum kontrol yöntemlerinin aksine fiziksel müdaheleye, ağrıya ya da herhangi bir yan etkiye neden olmaksızın korunmaya yardımcı oluyor. Etkinin geri dönüşümlü olması nedeniyle son uygulamadan en geç 6 ay sonra spermatogenez yani sperm üretimi yeniden başlıyor.
Ürün geliştirme aşamasında katılımcılar ve uzmanlar dinleniyor
Rebecca Weiss, kullanıcı dostu bir ürün geliştirmek ve ürününün hitap ettiği kitleler tarafından rahatça kullanılabileceğinden emin olmak için 400’den fazla katılımcıyla anket gerçekleştiriyor. Bu ekipten seçilen 25 kişiyle daha sonra tasarım atölyeleri düzenliyor ve cihazın nasıl olması gerektiğiyle ilgili onlardan fikir alıyor ve örnek çizimler istiyor. Ardından bu örnek çizimleri üroloji, androloji, cinsel terapi ve psikoterapi uzmanlarıyla da değerlendirerek ürünün prototipini geliştiriyor. Test denemelerinin ardından nihayi tasarım ortaya çıkıyor. Tasarımda farklı renk seçenekleri de bulunuyor.
COSO hala geliştirme aşamasında. Doğru ve tutarlı verilere ulaşmak için klinik araştırmaların yapılması gerekiyor ve tasarımcı Rebecca Weiss bunun için finansal destek arıyor. Şimdiye kadar bu prosedür hayvanlar üzerinde denendi ve klinik araştırmalardaki veriler olmadan projenin kullanıcıya ulaşması mümkün değil. Weiss bu nedenle araştırma kurumları ve endüstri ortakları ile dirsek teması kuruyor.
Tasarım, bu yıl The James Dyson Award’da ulusal alanda ödül kazandı. Uluslararası ödül için sarılma hissi veren koltuk OTO ve portatif yol aracı Roadfix gibi rakiplerle yarışacak.
Görsel: The James Dyson Award, Rebecca Weiss