Kolektif Molektif, 2019 yılında Ekin Kılıç Ezer ile Özbir Erciyas tarafından kuruldu. Kuruluş hikâyesi, iki yakın arkadaşın birlikte vakit geçirirken geliştirdikleri ortak görme biçimiyle, kentin yüzeylerine ve “aralıklarına” duydukları ilgiden besleniyor. Kolektif; sabit bir form yerine, akışkan ve çoğalan bir üretim pratiğini savunuyor.
İkili, başlangıçta bir atölye kurma hayaliyle yola çıksa da kent, onlara adeta kendi atölyesini açtı. Elektrik kutularını boyamaktan duvar resimlerine, küçük yüzey müdahalelerinden fanzin yapmaya uzanan üretimler, sokakta tanım gerektirmeyen alanlarda ortaya çıktı. Yapılan işler bazen kısa ömürlü, bazen provokatif, ama her zaman kentle temas halinde ve Özbir Erciyas’ın deyimiyle “niyetli”ydi.

Kentsel dönüşüm süreçlerinin ürettiği “bekleme hâli”nin mekânları
Özbir Erciyas, Bigumigu’ya yaptığı açıklamada ikilinin üretim ritmi ve son dönemdeki üretim biçimleri hakkında şunları söyledi: “Zaman zaman Ekin’in sağlık durumları nedeniyle işler yavaşladı gibi görünse de Molektif hiç durmadı. Çünkü bu kolektif, kesintisiz bir hızla değil, devam etme arzusuyla büyüyor. Ekin son yıllarda kişisel ve grup sergilerine odaklanıyor; üretimlerini evde yoğun bir çizim pratiğiyle sürdürüyor. Ben ise Ankara’daki kentsel dönüşüm süreçleriyle ilgileniyorum. Şehrin ortasında öylece duran, içi boşalmış ve yıkılmayı bekleyen binalara giriyorum; duvarlara yazılar yazıyor, görseller topluyor, mekânın unutulmuş hafızasını dinlemeye çalışıyorum. Bu işler, ilk olarak binalardan sökülüp dış cepheyi kapatmak için kullanılan kapıların karşıma çıkmasıyla başladı. O kapılar benim için hem bir yüzey, hem bir hikâye taşıyıcısı, hem de şehrin unuttuğu bir objenin yeniden konuşmaya başlamasıydı. Zamanla tamamen bir üretim alanına dönüştüler.”

Kolektif Molektif’in pratiği, sokak sanatı ile kamusal müdahale, grafik dil ile çizgisel ifade, metin ile görsel, geçiciyle kalıcı, bireysel ile kolektif olan arasında bir arayüz kuruyor. Ne tamamen galeride ne sadece sokakta; ne kurumsal ne tamamen bağımsız. Tam da bu “aradalık”, kolektifin nefes aldığı alan. Onlar için kent; yalnızca bir üretim zemini değil, aynı zamanda konuşulan, direnen ve iz bırakan bir yol arkadaşı.

“Molektif, büyük iddiaların değil, küçük ve ısrarlı dokunuşların kolektifi.”
Kolektif’in gözünde sokakta fark edilmeyen bir köşe, terk edilmiş bir kapı ya da yüzeyi dökülmüş bir duvar; hepsi potansiyel bir malzeme, hafıza ve diyalog alanı. Bu küçük müdahalelerin toplamı, kente bırakılan sessiz ama ısrarlı izleri oluşturuyor. Sanatçı ikili, büyük laflardan ziyade; yürürken göz ucuna çarpan o küçük titreşimlerle ilgileniyor ve bu titreşimler şehirle konuşuyor.

Kolektif Molektif; iki kişinin enerjisinden doğmuş olsa da zamanla kentin kendisiyle büyüyen, kamusal alanın görünmez katmanlarına dokunan bir yapı hâline geliyor. Onlar için önemli olan, kente “küçük ama niyetli” izler bırakmak; bu izlerin çoğalmasını ve yeni yüzeylere taşınmasını sağlamak. Özbir Erciyas’ın ifade ettiği üzere “Molektif, büyük iddiaların değil, küçük ve ısrarlı dokunuşların kolektifi. Bu dokunuşlar şehirde yankı buldukça ikili de üretmeye devam ediyor.”
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Bu gönderiyi Instagram’da gör
Görsel: Kolektif Molektif, Ankara Apartmanları
Aşağıdakiler de ilginizi çekebilir.







