Sosyal medyanın insanlar üzerinde oluşturduğu en yaygın yan etki, sürekli internete bağlı olmak. Peki, bunun yalnızlaşma üzerinde ne gibi etkileri var? Facebook gibi sosyal ağlar, coğrafi açıdan uzakta olan arkadaşlarımıza ulaşmamızı kolaylaştırıyor. Ancak, paylaştığımız durum bildirimleri ya da fotoğraflar arkadaşlarımız tarafından beğenilmediği zaman, kendimizi dünyanın en yalnız insanı gibi hissedebiliyoruz.
Artık, yaşadığımız modern deneyimlerin pek azı bir sanat galerisinde sergilenen fakat herkesin dikkat etmeden önünden geçtiği bir tablo gibi değersiz hissetmemizi sağlıyor. Bir restoranda arkadaş buluşması için toplanıp, bu eğlenceli buluşmanın fotoğrafını sosyal mecralardan paylaştığınızda hiç kimseden beğeni gelmemesi ise derin bir yalnızlığa sürüklenmemize sebep oluyor,
New York merkezli RXM Creative tarafından hazırlanan “The Social Ego” projesi, sosyal medyadaki popülerlik arayışının somut bir göstergesi niteliğinde.
The Social Ego adındaki oyuncağı, tüm sosyal medya verilerinizin fiziksel ve anlık bir şekilde gösterilmesi olarak düşünebilirsiniz. Yuvarlak, siyah gözlü ve beyaz renkli bu sibernetik bebek, gelen beğenilere göre şişiyor, kaybedilen beğenilerle sönüyor.
Sosyal medyada yaşadığımız duygusal iniş-çıkışlardan, ego savaşlarından esinlenerek yaratılan Social Ego oyuncağı, sosyal medya alışkanlığını esprili bir biçimde ele alıyor.
Görsel: YouTube