Yapboz kimilerimiz için yalnızca çocukluk yıllarına özgü bir oyunken, kimilerimiz için yaşam boyu devam eden bir tutku. Hatta sanatçıların ve tasarımcıların da sık sık yaratıcılıklarını ortaya koyduğu bir alan. Örnek vermek gerekirse Tarık Tolunay’ın 3.000 parçalı Fractal İstanbul yapbozu, Tim Klein’in farklı yapbozlardan ürettiği kolajlar, Clemens Habicht’in 5.000 parçalı CMYK yapbozları ve Nervous System’ın akik taşlardan ilham alarak tasarladığı yapbozlar yakın zamanda gördüğümüz en etkileyici yapboz çalışmalarındandı. Nervous System bu defa sonsuz farklı şekilde birleştirilebilen yapbozlarıyla bu alanda önemli bir fark yaratıyor.
Dünya ve Ay yapbozları
Adeta bir yapboz sihirbazı olan Nervous System, “sonsuz yapbozlar” olarak nitelendirdiği iki yeni yapbozla yeryüzünün ve uzayın derinliklerini keşfe çıkarıyor bizleri. Infinite Earth ve Infinite Moon adlı bu yapbozlar, sınırsız sayıda yeniden düzenlenebiliyor. Bu yapbozlarda sabit bir son şekil yok. Infinite Earth 442, Infinite Moon ise 186 parçadan meydana geliyor. Huş kontrplaklara basılan her bir puzzle lazer kesimle parçalarına ayrılıyor. Infinite Earth; Yeni Zelanda’da bir kivi, Güney Amerika’da bir alpaka, Afrika’da bir zürafa ile gergedan, okyanus boyunca farklı balinalar ve deniz hayvanları olmak dünyanın çeşitli yerlerine ait 16 hayvan figürü içeriyor.
Yapbozların ardındaki matematiksel sır, yapboza geleneksel sınırlar olmaksızın bir kürenin topolojisini uygulayan icosahedral harita projeksiyonu. Icosahedron‘u ise 20 yüzlü bir geometrik şekil olarak tanımlayabiliriz. Nervous System, bir Mercator projeksiyonu bir icosahedral projeksiyona dönüştürmek için öncelikle projeye özel bir yazılım oluşturmuş. Bu, NASA’nın Dünya Gözlemevi’nden ve Lunar Reconnaissance Orbiter adlı Ay keşif aracından gelen fotoğrafları icosahedral haritaya dönüştürebilmelerini sağlamış.
Nervous System‘ın çalışmalarını blogundan, Facebook sayfasından ve Instagram’ından takip edebilirsiniz.
Infinite Earth:
Infinite Moon:
Görsel: Nervous System blog