Plastiğe karşı yürütülen mücadele son yıllarda hızını artırdı. Sivil toplum kuruluşları, sanatçılar ve markalar insanları bilinçlendirecek kampanyalarla; tasarımcılar ve bilim insanları ise plastiğin yerine geçecek çözümlerle çıka geliyor. Hatta Karayipler’de çöpler yüzünden çekim yapmakta zorlanan Pornhub ekibi bile çevre örgütü için bağış kampanyası başlatmıştı. Öte yandan bu mücadele ne yazık ki toplumun her kesimine yayılmış durumda değil. Plastik poşetlerin ücretli hala geldiği dönemde, tamamen yasaklanması için sesler yükseleceğine tam tersine olumsuz tepkiler geldini hepimiz gördük. Eğitimli insanların bile bu yeni uygulamadan şikayet ettiğine, plastik poşet kullanımını terk etmek istemediklerine şahit olduk ne yazık ki. Peki ama okyanuslarda plastik adalarının oluştuğu, içtiğimiz suyun bile mikroplastik parçacıklarla kirlenmiş olduğu bir dünyada, bu alışkanlarımızın adeta bir intihar olduğunu ne zaman fark edeceğiz? Selfish adlı kısa animasyon filmi, bunları hâlâ görmezden gelenlerin durumun ciddiyetini idrak etmesini sağlayabilir belki de…

Kendi çöplerimizi yediğimizi daha ne kadar görmezden geleceğiz?

Selfish bir suşi restoranında her şeyin normal göründüğü bir sahneyle açılıyor. Şef siparişleri hazırlamaya başladığında ise izleyici bu normal gibi görünen tablonun ardındaki gerçeklikle yüz yüze geliyor. Şefin taze balık tezgahından aldığı her şeyin aslında plastik atık olduğunu görüyoruz. Restorandaki deniz canlıları da masalarına gelen bu plastik çöpler karşısında dehşete düşüyor. Deniz canlılarının bu çöpleri yiyerek ölmesi kimilerinin umrunda olmayabilir. Fakat filmin kalan kısmında aslında bunun kesinlikle insanları ilgilendiren bir durum olduğu gözler önüne seriliyor. Örneğin süpermarketten satın alınan balıkların içinde mikroplastik olduğu gerçeğine, deniz ürününü sık tüketenlerin yılda yaklaşık 11.000 parça mikroplastik tüketme ihtimaline yer veriliyor. Hatta insan dışkısında çoktan mikroplastiklere rastlanmaya başlamış.

Bol ödüllü film, Vimeo’da da Staff Pick seçilerek öne çıkarılmış. Film, Kanada’da yaşayan animasyon sanatçısı PoChien Chen’in imzasını taşıyor. Chen, iki yıl önce Tayvan’daki küçük bir adaya yaptığı seyahatten ilham alarak bu animasyonu yaratmış. Herkes gibi o da beyaz kumların ve turkuaz okyanusun tadını çıkarıyormuş. Evine arabayla 10 dakika uzaklıkta olan sahile sık sık şnorkelle yüzmeye gitmiş. Gördüğü tropikal balıklardan ve mercan resiflerinden çok etkilenmiş. Öte yandan bu seyahate dair en unutamadığı şeylerden biri sahili kaplayan tonlarca çöp olmuş.

PoChien Chen’in çalışmalarını Vimeo kanalı, Behance profili ve Instagram’ı üzerinden takip edebilirsiniz.

Görsel: PoChien Chen