Küçükken arkadaşlarla bir oyun oynardık. Etraftaki garip lekelerden resim çizmece. Bazen hepimiz farklı çatlaklarda ya da lekelerde kaybolup yeni dünyalar keşfe çıkardık, bazen de aynı noktaya bakıp “sen maymun gördün, ben at adam gördüm” gibi diyaloglara düşerdik. Ama ne olursa olsun, bir yere ya da birine baktığınızda oranın ya da o kişinin içine bakmak en keyiflisi. Daha derine yani içeriye doğru baktıkça dünyanın katmanlarını muz kabuğu gibi soyabiliyor ve hep bir şekilde görünmeyeni görebiliyorsunuz. Zaten en basitinden bulutlu bir gün gökyüzüne de baksanız bir takım şekillere rastlayabilirsiniz.
İstanbul’da yaşayan ve üreten Burak Tozkoparan da Alice BBDO’da sanat yönetmeni olmasının dışında şehrin görünmeyenini görenlerden. Kendisi illüstrasyona gönülden bağlı ve şehirde gezerken duvarlarda, çatlaklarda ve lekelerde bazı karakterler görüyor. Belki biz o karakterlerin yanından hızlı hızlı geçiyoruz ve onlarla ilgilenemiyoruz ama Burak onları gördüğünde bir selam vermeden gitmiyor. Onların şeklini kafasına bir fotoğraf karesi gibi resmediyor ve sonra onları illüstrasyonla birleştiriyor.
Dikkat! Gözden Kaçan Lekeler Birer Yaratığa Dönüşebilir
Hidden Creatures adını verdiği serisindeki ilk canavar Zincirlikuyu metrobüs durağı duvarında beliriyor. Duvarda beliren canavar sanki metrobüse yetişmek istercesine atına binmiş koşuyor dört nala. Ya da yine Zincirlikuyu duvarından çıkıp canlanan maestro kılıklı canavarımız sıraya girmeden tek başına metrobüsü bekliyor. Serinin şimdilik son canavarıysa bizlere salata suyundan iştahla göz kırpıyor. GIF formatıyla işlerini fotoğraftan sanala taşıma yolculuğunu da anlatan çizerin işlerini Behance’inden ya da sitesinden takipleyebilirsiniz.
İlla canavar görmek zorunda değiliz ama belki de yaşadığımız şehirlere, yağmur ve soğuğun otobüste yaptığı buğulara ya da belki de bir bebeğin yemek önlüğünün üzerindeki yemek lekesine dikkatli bakarsak biz de başka dünyalar görürüz. Evet, belki canavar değil ama belki şekerden bir dünya göreceksiniz sizde. O lekeler, çatlaklar kim bilir bizleri ne hikayelere ulaştıracak? Sonuçta hayal etmek Şirinler’i görmek gibi ama sadece iyi bir çocuk olmamıza gerek yok.
Görsel: Burak Tozkoparan