Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Ölüm Bizi Kucaklayana Dek: Duck, Death and Tulip

Ölüm Bizi Kucaklayana Dek: Duck, Death and Tulip

Aynı adlı çocuk kitabından uyarlanan animasyon kısası Duck, Death and Tulip 5 dakikada kalpleri yumuşatıyor ve ölümle ördeğin dostluğunu bizlere gösteriyor.

Hayatın olduğu bir yerde ölüm kaçınılmaz. Eğer var olabiliyorsak yok da olacağız demek bu. Ölüm bir gün herkes ve her şey için gelecek. Sadece canlılar da ölmüyor ya zaten. İlaçların, yemeklerin, eşyaların da bir son kullanma tarihi var. Cansızlar ömürlerinin ne zaman dolacağını biliyor biz canlılar ölümle sürpriz bir şekilde karşılaşıyoruz sadece. Şaşırıyoruz, hep en beklenmedik anlarda geliyor. Ölüm döşeğinde birinin başında beklesek dahi onun gözlerini son kez kapatışı bizi şaşırtıyor. Alman çocuk kitapları yazarı Wolf Erlbruch‘ın animasyonlaştırılan hikayesi Duck, Death and Tulip de bizi ölümle karşılaşan bir ördeğin hikayesine sürüklüyor ve ördeğin son hikayesini bizlere aktarıyor.

Jorge Sandoval ve Ella Yoon’un sakin ve huzurlu bir şekilde animasyonlaştırdığı Duck, Death and Tulip sanki Ingmar Bergman bir çocuk filmi yapmış gibi hissettiriyor. Hikaye ölüm ve arkadaşlık hakkında ve sanki bir öyküden değil şiirden uyarlanmış gibi hissettiriyor izlerken. Çok şiirsel ve felsefik. Hikayede kullanılan görsel ve metinsel sembolleri bir kenara bırakırsak da kalpleri ısıtan bir arkadaşlık hikayesi izliyoruz. Çocuk kitabı olduğu hikayenin her an kırılacakmış gibi naif bir şekilde anlatılmasından belli oluyor.

Ölüm Geldiğinde Onu Kucaklayabilir Misiniz?

Ölüm sinemada ve edebiyatta geçmişte genellikle kötü niyetli bir güç olarak temsil edilirdi. Korkuyla karışık bir saygı duyulan Ölüm bekçilik görevi üstlenirdi bazen. Ama burada, bu hikayede ölüm tam aksine en yakın dostunuzun sıcaklığını hissettiriyor size. Ölüm ve ördeğin konuşmalarını ve bir gününü izlerken sanki başka şehirde yaşayan arkadaşlarınızda uzun zaman sonra bir araya gelmişsiniz gibi hissediyorsunuz. Ölüm ördeği en yakın dostu gibi kucaklıyor. Bir çocuk hikayesi olduğu için zaten ölümü kibar bir şekilde anlatmaları gerekiyor, bunu da çok güzel bir şekilde başarıyorlar. Evet hikayede hüzün var ama olması gerektiği kadar. Animasyonu izlerken insanın yüzünde buruk bir gülümseme kalıyor ama kalplere acı serpmiyor. Bu hikayede bunu anlatıyor zaten. Ölüm hepimiz için gelecek ama iyi bir dost olarak bizi kucaklamaya gelecek diyor bu hikayede.

Animasyon bir kaç yıllık bir geçmişe sahip, fakat internet bizlerin kıyıda köşede bırakıp ya da geçmişte izleyip bazen yine de tekrar açıp izleyebileceğimiz bir alan. Bu yüzden bu hikayeyi geç de olsa yazmak ve bu güzel dostluğu anlatmak güzel. Sandoval ve Yoon animasyonu Cinema 4D ve After Effects kullanarak gerçeğe dönüştürmüşler. Filmin estetiği hikayenin kitaptaki çizimlerini tutuyor ve filmin de belirleyici özelliği oluyor. Yaratıcı ekip hikayeyle ilk karşılaştığında hikayenin minimalliğinden, soğuk kalpleri bile ısıtabileceği düşüncesinden çok etkilenmişler. Daha projeyi çalışmadan bu etkilenmeyle birlikte renk paletlerini, güneş ışığının gelişlerini planlamışlar hemen.

Duck, Death and Tulip 5 dakikada kalplerinizi yumuşatacak ve izleyenleri dinlendirecek bir animasyon.

Görsel: Vimeo