Bağımsız endüstriyel tasarımcı Sinan Anayurt, kariyerinin başlarında olmasına rağmen başarısını çoktan kanıtlamış bir isim. Kişisel projeleriyle, 2016-2018 yılları arasında 5 uluslararası tasarım ödülü kazanmış. Özellikle geçtiğimiz yıl “yüksek teknolojili bir dekoratif obje” olarak tanımladığı konsept tasarım Wave TV ile kazandığı Red Dot ödülüyle dikkatleri çekti.
Biz de ilham veren yaratıcı isimlerle yaptığımız röportajlarımıza bir yenisini daha ekleyerek Sinan Anayurt ile sohbet ettik. Kendisine ödüllü tasarımı Wave TV, ilham kaynakları, tasarıma yaklaşımı, endüstriyel tasarımda başarının anahtarı, geleceğin TV tasarım eğilimleri gibi konularda sorular sorduk. Şimdi bu sohbetle baş başa bırakıyoruz sizleri.
Sinan Anayurt’un projelerine röportajın yanı sıra Behance profili ve Instagram’ı üzerinden göz atabilir, kendisini takip edebilirsiniz.
Eğitim ve kariyer dönemlerinden bahseder misin? Kaç yaşındasın ve hedeflerin neler? Tasarım haricinde nelere ilgi duyduğunu anlatır mısın?
Sinan Anayurt: 26 yaşındayım. Eğitimimi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünde tamamladım. Okul dönemi geliştirdiğim bir kaç proje ile uluslararası yarışmalarda başarılar kazandıktan sonra, Nurus ile başlayan ve çeşitli markalarla devam eden freelance kariyerimi 2 senedir sürdürüyorum. Şu sıralar hayata geçirmek istediğim ürünlerin koşuşturması içerisindeyim, ileriye dönük hedeflerimin arasında da bu çalışmalarımı insanlara ulaştırmak var.
Genelde günlerim ya üzerinde çalıştığım projeler ya da çalışmak istediklerim üzerine düşünmek ve araştırmakla geçiyor. Tasarım haricinde ise sakin bir hayatım var. Derinlerde beslenecek yeni şeyler aramayı seviyorum. Farklı müzik gruplarını keşfetmek, az bilinen filmlere fırsat vermek veya spesifik konular üzerine podcast’ler dinlemek gibi. Bunların dışında ise ülkemizde yavaş yavaş varlık göstermeye başlayan, genç sanatçıların işlerini sergileyen galerileri de ziyaret etmek bana esin kaynağı oluyor.
“Genç arkadaşlara sıra dışı olmaktan çekinmemelerini ve fikirlerine güven duymalarını öneririm”
Sence seni bir tasarımcıdan başarılı bir tasarımcıya dönüştüren şey nedir? Genç tasarımcılara neler tavsiye dersin?
Sinan Anayurt: Hala öğrenecek çok şeyi olan yine genç bir tasarımcı olarak mesleğe adım atmak isteyen genç arkadaşlara sıra dışı olmaktan çekinmemelerini ve fikirlerine güven duymalarını öneririm. Tasarım, doğru şartlar altında bizlere sınırı olmayan bir alanda kendimizi ifade etme, duygularımızı yansıtma olanağı sağlayan bir iş aslında. Mutlu hissettiğiniz çalışma ortamını oluşturduğunuzda ortaya çıkaracağınız bütün tasarımlar başarılı olacaktır.
Biyografinde “fonksiyonel çözümleri basit tasarım çizgileriyle birleştiren araştırmaya dayalı bir teknikle” çalıştığını yazmışsın. Bunu Wave TV örneği üzerinden biraz açıklar mısın?
Sinan Anayurt: Bu benim neredeyse en basit ürünü tasarlarken bile kendime görev edindiğim bir anlayış. Zaten tasarımlarımın genelinde fikirlerin bir araya gelmesiyle oluşan bir görsellik söz konusu olur hep. Wave TV de aslında ilk bakışta fark edilmeyen bir çok fonksiyona sahip bir konsept. Ürünün taşıyıcı kısmını oluşturan ve adını veren dalgalı cam kısım aslında diğer medya cihazlarını TV’nin ardında tutmaya yarayan bir ayırıcı görevi görüyor. Yine merkezde bulunan subwoofer, TV’nin standı durumundayken aynı zaman elektronik bileşenleri ve kablo girişlerini de bir arada tutan bir görev edinmiş durumda. Bu gibi çeşitli fonksiyonel yaklaşımları heykelsi bir bütünlükte ele almaya çalıştım. Bunu yaparken simetrik ve yalın bir görüntü oluşturmak öncelikli hedefim oldu.
Wave TV’yi bir cümle ile tanımlar mısın?
Sinan Anayurt: Yüksek teknolojili bir dekoratif obje olarak tanımlayabilirim.
Wave TV bir konsept tasarım. Peki hayata geçirilme olasılığı var mı?
Sinan Anayurt: Bunun için girişimlerde bulunuyorum aslında. TV’yi tasarlarken esinlendiğim birkaç global marka ile görüşme şansı elde ettim. Her ne kadar tasarım adına çok olumlu geri dönüşler alsam da, üretime gelince ürünün kendine has dili, ar-ge, maliyet ya da market gibi konular devreye girdiğinde uyumsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Yine de uygun şartlar oluştuğunda hayata geçirmeyi tabi ki çok isterim.
“Öncelik yenilikçi olmak”
Wave TV ile geçtiğimiz yıl Red Dot ödülü almışsın. Başvuru hazırlığından itibaren süreci biraz anlatır mısın? Başvuracak diğer tasarımcılara tavsiyelerin neler? Ödül sana yeni kapılar açtı mı?
Sinan Anayurt: Bu tarz prestij yarışmaları için öncelik sanırım yenilikçi olmak. Red Dot’ın konsept dalında özellikle bu noktaya önem verildiğini düşünüyorum. Ben kazanmak için özel bir çabada bulunmadım aslında. 2017 yılı içerisinde Wave TV’nin dahil olduğu birkaç projeden oluşan Dots And Lines adında bir konsept koleksiyonu hazırlamıştım. Çizgi bütünlüğü olan birbirinden farklı ürünlerden oluşuyordu. Yarışma tarihi denk gelince onların içinden TV ile birlikte bir projeyle daha katılarak 2 ödül kazandım. Diğer projemde de yine Wave gibi sıra dışı ve inovatif bir yaklaşımla hareket etmiştim.
Bu yılki Milano tasarım Haftası’nda LG’nin kıvrılan televizyonu ve Panasonic’in şeffaf televizyonu gibi 2 yeni dikkat çekici tasarım tanıtıldı. Bu TV’lerin hepsinde ortak nokta, kullanılmadığı zamanlarda boş siyah ekranın yarattığı görüntü kirliliğinin önüne geçmek. Wave TV’de de benzer bir yaklaşım görüyoruz. TV tasarımının hangi noktaya gittiğiyle ilgili başka öngörülerin varsa bizimle paylaşır mısın? Gelecekte TV’ler nasıl bir görünüm alacak?
Sinan Anayurt: Televizyon sektörü elbette gelişen ekran teknolojilerini son kullanıcıya ulaştırma adına en uygun alan oluyor. Bu nedenle katlanma, bükülme, saydamlık veya incelik gibi farklı teknolojileri ilerleyen zamanlarda yine buralarda görecek olmamız oldukça normal. Ancak Samsung ve LG gibi global markalar bazen çok farklı ürünler sunabiliyor. Samsung’un Bourellec kardeşlerle tasarladığı Serif TV ve LG’nin yakınlarda tanıttığı Objet serisi gibi televizyonu mobilya olarak ele alan tasarımların büyük hayranıyım. Yine Loewe TV ve Bang & Olufsen sıradışı yaklaşımlar sunan ürünlerle kendi pazarları içerisinde harika işler çıkarıyor. Ben elbette bu anlayışın daha çok yayılmasını ve ulaşılabilirliği kolay ürünler haline gelmesini isterim ama pazarda talebin incelik ve gelişen teknolojiler üzerine olmasından dolayı bu gibi ürünlerin biraz niş kalmasından daha fazlasını beklemeyiz sanırım.
Görsel: Sinan Anayurt
