Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Oddviz’den Farklı Şehirlerin Sokak Kültürlerini Belgelediği Envanter Sergisi

Oddviz’den Farklı Şehirlerin Sokak Kültürlerini Belgelediği Envanter Sergisi

20 Ekim'e kadar gezilebilecek “Envanter” sergisi, kamusal alanın ve sokak mobilyalarının geçici özelliklerini vurguladıkları bir kültür projesi.

2016 yazında yeni görüntüleme tekniklerini kullanarak üretimde bulunmak üzere kurulan Oddviz ekibinde mimar Çağrı Taşkın, sanatçı Erdal İnci ve mühendis Serkan Kaptan bulunuyor. Temel üretim aracı olarak fotogrametriyi benimseyen üçlü, üç boyutlu ve foto-gerçekçi belgeleme çalışmalarının ilk çıktısı “Otel” videosunu 2017’nin bahar aylarında Time dergisindeki “Bu sanatçılar fotoğrafa yeni bir boyut kazandırıyor” yazısıyla duyurmuştu, bizler de böyle güzel bir haberi es geçmemiştik.

3 boyutlu modelleme, fizikseli dijitalde yeniden yaşatma gibi odaklarla video, sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik mecralarına içerik üreten Oddviz, Hotel isimli çalışmasında fotogrametrinin nimetlerinden faydalanarak Teşvikiye’deki Sofa Hotel’i her katmanıyla 3B olarak yaratmıştı. Akabinde ekip üretmeye devam etti. Sokak sanatçısı Canavar‘ın boyadığı ve yıkılacak bir evi hatıralarımızdan silinmemesi adına kaydeden ekip, Arter’de 12 Eylül 2017-18 Şubat 2018 tarihleri arasında gerçekleşen Canan’ın ilgi gören sergisi Kaf Dağı’nın Ardında’yı fotogrametri yöntemiyle belgeleyerek katman katman 3B şekilde yeniden üretmişti.

Ayrıntıları Kaçırmayan, Sokağa Bakan Üç Çift Göz

Ekip, 2018 yılının büyük bölümünü Envanter sergisine hazırlanarak geçirdi. Ve sergi 11 Eylül’de açılıyor. Yani yarın. Devam etmekte olan “Envanter” serisi, kamusal alanın ve sokak mobilyalarının geçici özelliklerini vurguladıkları bir kültür projesi. Fotogrametri sayesinde üçlü nesneleri detaylı bir şekilde toplayabiliyor ve bu nesneleri birer birim olarak kullanıp kompozisyonlar oluşturuyor.

Kendi mahalleleri olan Kadıköy’deki komşu mobilyalarla başladıkları projede, geniş bir yelpazede, karmaşıklıkta, büyüklükte ve sayıdaki nesneleri yakalama metodolojisi ve süreciyle devam etmişler. Manhattan sokaklarında yangın muslukları, hizmet direkleri, stantlar ve heykeller gibi 400 farklı sokak nesnesini ele geçirdik. Venedik’te 150 antik kuyu çeşmesi ve Berlin’deki Kreuzberg semtinde 200 cepheli kaldırım belgelemiş ekip.

Kamusal alanın etiketlerle, duvar yazılarıyla kaplandıkça kültürleri yüzeylerinde topladığına ve bunları katman katman biriktirdiğine inanıyor ekip. Haklılar da. Sokakta bir katmanı diğerinden ayırırsanız geçmişten başka anonim bir detayla karşılaşabiliyorsunuz. Her şehrin, semtin sokakları harika birer yelpaze ve bu anlamda dokuya sahip. Sokak mobilyalarının sürekli yenilenme veya yenilenme tehlikesi altında olduğunu söyleyen ekip, fotogrametri kullanarak, yüksek çözünürlüklü doku ile 3 boyutlu sokak kültürünü belgeliyor ve koruyor. Böylece müzelerdeki veya galerilerdeki koruma altındaki kültürel nesnelerden farklı olmaksızın sokakları da koruma altına alıyorlar.

Sokakların Kültür Koruyucuları İş Başında

Şehirlerin dokularını da korumak isteyen ekip, İstanbul sokak eşyalarının ilk kompozisyonunu yaratırken, tesadüflerin yol göstermesine izin vermiş. Şehrin kaotik ruhuna referans veren rastgele bir düzenlemeyi uygun bulmuşlar. Manhattan envanterinin bileşimi sırasında da, kentin dikey büyümesine vurgu yaparak, grid tabanlı şehir planına benzer bir düzenleme kullanmışlar. Büyük Kanal etrafında kurulan Venedik envanteri ve Berlin ise, Alman hassasiyetini korumuş.

Envanter sergisi 11 Eylül’den 20 Ekim’e kadar Art On Istanbul’da gezilebilir ve incelenebilir.

Görsel: oddviz