Teknolojinin sunduğu olanaklarla birlikte çağdaş müzik aletleri konusunda da yaratıcılığın sınırları genişliyor. Eski elektronik eşyaları ileri dönüştürerek yeni müzik aletleri tasarlayan Electronicos Fantasticos’un barkod okuyucularla yaptığı müzik aletleri Barcoder ve Barcodress bunun en keyifli örneklerindendi. Sıradan eşyaları enstrümana dönüştüren Dada Machines otomatı, hem duvar heykeli hem de etkileşimli bir enstrüman olan Ghost Box, kamera ile gösterilen objeleri müzik aletine dönüştüren Color Band, işlevini kaybetmiş silahları müzik aletlerine dönüştüren Disarm projesi, müzik yapan Sound Poster, Brooklyn Köprüsü’nü dev bir arpa dönüştüren Human Harp projesi gibi örnekler akıllarımıza kazındı. Şimdi ise MASARY Studios’un SXSW 2020’de Music & Audio Innovation kategorisinde finale kalan Sound Sculpture adlı çalışması var karşımızda.
MASARY Studios ses, ışık, etkileşim ve performans içeren yerleştirmeler yoluyla disiplinler arası işler ortaya koyan bir sanatçı kolektifi. 2015 yılında Boston’da kurulan stüdyonun pratikleri; canlı perküsyon performansı, elektronik müzik ve prodüksiyon, video projeksiyon haritalama, sanatsal araştırma, teknoloji ve malzeme üretimi ve animasyonun genişletilmiş kullanımı şeklinde sıralanıyor. MASARY Studios Sound Sculpture’ı; interaktif bir müzik aleti, oyunu ve bağlantı kurmayı kolaylaştıran fiziksel bir ses ve ışık ortamı ve de yaratıcı bir ifade aracı olarak tanımlıyor.
Her küp mekansal ve zamansal boyutta bir notayı temsil ediyor
Katılımcılar heykel bloklarını hareket ettirip oynayabiliyor. Öte yandan bu hareket değişken ve dinamik ışık ve ses yapıları ortaya çıkmasını sağlıyor. Konumunu algılayabilen 25 taşınabilir blok, müzikal kompozisyonların mekansal ve somut bir temsil bulduğu heykel kompozisyonları yaratıyor. Daha basit şekilde ifade etmek gerekirse, müzikal kompozisyonu daha fiziksel ve heykelsel hale getiriyorlar. Proje galerilere, okullara, kamusal alanlara, bilim müzelerine, müzik festivallerine ve benzeri yerlere yerleştirilmek ve deneyimlenmek üzere tasarlanmış.
Yüksek yoğunluklu polietilenden yapılmış blokların kenarları 17 inç (43,18 cm) uzunluğunda. Her birinin içinde bir konumlandırma etiketi, bir pil, küçük bir işlemci, wifi antenleri ve bir dizi LED ışık yer alıyor. Bağımsız “konum sabitleyicileri” ve özel bir yazılım aracılığıyla bloklar, aktive edilen alanda takip edilebiliyor, hareketleri ve yerleri sürekli güncelleniyor. X ekseni ritmi, y ekseni ise ses perdesini temsil ediyor. Yazılım, tanımlanan alan boyunca her bloğu izliyor ve her bloğa bir sinyal göndererek onları sesle ve ışıkla aktive ediyor. Böylece bloklar konumlarına karşılık gelen sesleri çıkarıyor ve aynı zamanda da dışarıya ışık veriyorlar. Bu aşamada izleyici heykelle etkileşime girerek kendi müziğini yapmış oluyor. Yerleştirmenin teknik detaylarına buradan göz atabilirsiniz.
Görsel: Sound Sculpture
Manşet görseli düzenlenmiştir.