Bildiğiniz gibi biz de bir süredir hazır ofisi anlayışının Türkiye’deki en yeni temsilcilerinden Kolektif House’dayız. Farklı disiplinlerde üretim yapan Kolektifli komşularımızı tanıdığımız serimizin yeni bölümünde, dünya şehirlerinin sembol yapılarını illüstrasyonlara dönüştürdüğü Symbolicities ile daha önce Bigumigu’da yer verdiğimiz, tasarımcı ve illüstratör Tamer Köşeli konuğumuz oldu.
Kariyerinin başlangıç hikayesini anlatır mısın? Emekleme döneminde yaşadığın zorluklar nelerdi?
Tamer: Kariyerime oldukça erken başladım denebilir. Her şey, ikinci anadal olarak Endüstriyel Tasarım bölümünde okurken seçmeli ders olarak aldığım Grafik Tasarım dersindeki ödevleri (o zamanlar baya popüler olan) DeviantArt’ta paylaşmamla başladı. Çoçukluğumdan beri grafik tasarıma ilgiliydim fakat yaptıklarımı yakın çevrem dışında kimseyle paylaşmıyordum. Bu bağlamda yaptıklarımı benimle aynı konulara ilgi duyan insanlarla sosyal bir alanda paylaşmak, görüşlerini ve yorumlarını almak beni daha fazla paylaşmaya teşvik etti. Bir süre sonra da profesyonel işler gelmeye başladı. Başta küçük çaptaki işlerle başlayan yolculuğum devamında büyüyerek ilerledi. Bu süreçte, birçok zorlukla karşılaştım. Öncelikle ne kadar ve nasıl bütçe vermem gerektiği konusunda karasızlıklar yaşadım, fatura kesmem gerektiği için şahıs firması kurdum. Tabi bu konularda en ufak bilgim olmadığı için hepsini araştırarak, sorarak ve yanlışlar yaparak öğrendim.
The North Face için
Fotoğraf: Can Görkem Halıcıoğlu
Bugün geldiğin noktaya ulaşırken geçtiğin en önemli aşamalar, atladığın temel basamaklar nelerdi?
Tamer: Önceliğin hiçbir zaman para kazanmak olmaması ve sadece sevdiğin işi yapmaya çalışmak. Yanlış anlaşılmasın, sonuçta yaşayabilmek için gelir sağlamak gerekiyor. Fakat sırf iyi bir bütçesi var diye aklıma yatmayan işi yapmamayı; yapsan bile sonrasında paylaşabileceğin bir şey olmadığını öğrendim. Serbest çalıştığım için her ay gelirimde farklılıklar oluyor. Bunu da ek modeller yaratarak sabitlemeye çalışıyorum. Örneğin tasarladığım fontları MyFonts üzerinden satıyorum.
Ne zamandır Kolektiflisin?
Tamer: 1 seneye yaklaştı sanırım.
The Wall Street Journal içinKariyerinin gelişiminde ve şu anki çalışma dinamiklerinde Kolektif’in yeni ve yaratıcı ofis anlayışının size ne gibi faydaları oldu?
Tamer: Kolektif yapının genel olarak birçok faydası oldu. Farklı disiplinlerden gelmelerine rağmen birçok ortak nokta yakaladığım arkadaşlardan geribildirim almak bu konudaki en büyük artı. Buna ek olarak düzenlenen etkinliklerin baya bir katkısı oldu. Normalde evden çalışıp, sosyalleşemediğim için Kolektif House ilaç gibi geldi. İşime odaklanabiliyorum, bir başkasının fikrine ihtiyaç duyduğumda hemen danışıp fikir alabiliyorum. Bunun dışında kolektif olarak bir proje üzerinde çalışma fırsatı da oldu, o da güzel bir deneyimdi.
2016 hedeflerin neler?
Tamer: Kesinlikle daha fazla yer görmek ve keşfetmek. Proje olarak geçen yıl ortaya çıkardığım işlerden daha da kaliteli işler çıkarmak. Daha fazla kişisel projeler üretmek.
Türkiye’de Tamer Köşeli’nin yaptığı işi yapmanın zorlukları ve kolaylıkları var mı? Neler?
Tamer: Birkaç kere Türkiye’de iş yapmaya çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü burada süreçler yurtdışında alıştığım süreçlerden baya farklı oldu. Bu süreçte, Türkiyede iş yapan meslektaşlarımın ne zorluklar çektiğinin farkına vardım. Öncelikle illüstrasyon çok basit bir iş gibi geliyor birçok insana. Tarzın sade ve yalın olması, bilgisayarla yapılıyor olması, basit ve çabuk yapılabilir yanılgısını yaratıyor sanırım. Genelde öyle bir algı var. Brief ya hiç verilmiyor, verildiğinde ise yine tam olmadığı için süreç uzuyor ki bu süre baştan kısa tutuluyor, tam verilmeyen brief, süreçte değişiyor. İşi teslim ettim diye düşünürken bu sefer de zamanında ödenmeyen faturaların takibini yapmak gibi bir süreç başlıyor. Bunlar benim birkaç işte deneyimlediklerim.
Görsel; Tamer Köşeli
