Hyundai Motor Group, geçtiğimiz yıl Boston Dynamics’in yaklaşık yüzde 80’lik payını Softbank’tan satın almıştı. Bu gelişme ile birlikte robot değer zinciri başlatmayı planladığını açıklayan marka; robot bileşenlerin imalatından birleştirilmesine, otomasyon işlerinden yedek parçaya kadar robotik geliştirmeye odaklandığını paylaşmıştı. Hyundai Motor Group’un gelecek vizyonlarını paylaştığı CES 2022’de de yarının dünyasına ışık tutarken robotları öne çıkarıyor.
Robotiğin akıllı mobilite çözümleri için önemli bir alan olduğuna inanan Hyundai Motor Group, CES 2022’de kişisel ulaşımdan akıllı robotlara, dış iskelet sistemlerinden metaverse aracılığıyla mobilite planlarına kadar geniş bir çerçevede “insanlığın gelişimi” vizyonunu paylaştı. Kişisel mobilitenin insanları yeni bir seviyeye ve gerçekliğe taşıdığı dünyayı hayal eden marka; robotları her türlü kişisel hareketliliği sağlamak, iletişim kurmak ve çeşitli görevleri özerk şekilde çözmek için kullanıyor.
Nesnelerin bağımsız olarak hareket edebileceği bir gelecek
Sunumdaki en büyük gelişmelerden biri Hyundai’nin Mobility of Things (Nesnelerin Hareketliliği) konsepti başlığında sunduğu Plug & Drive ve Drive & Lift otonom modüler platformlarıydı. Tek bir tekerleğe sahip silindirik formdaki Plug & Drive, her türlü nesnenin bir yerden bir yere zahmetsizce taşınması için geliştirilmiş yapay zeka destekli otonom bir robot. LiDAR ve kamera sensörleriyle desteklenen tek tekerlekli modüler platform nesnelere bağlanıp onların robotik olarak hareketlilik kazanmalarına imkan tanıyor. Bir diğer modüler platfrom Drive & Lift, robotların hem çalışma alanlarını hem iç hem de dış mekânda daha geniş bir çerçeveye yayıyor.
Bu iki yeni modüler platform geçtiğimiz haftalarda haberini yazdığımız dört tekerlekli bir robot olan MobED ile birleştiğinde cansız nesnelerden canlılara büyük ya da küçük birçok şeyin özerk olarak taşınabilmesinin önünü açan bir gelişme oluyor.
Hyundai, “metamobility” ile günlük yaşamı yeniden şekillendiriyor
Hyundai, daha önce Roblox’taki Hyundai Mobility Adventure ile metaverse deneyimini ve çevrim içi etkileşimi öncelikleri arasına almıştı. Markanın yeni kavramı “metamobility” de mobiliteyi robotik ve sanal gerçeklikle birleştiriyor. Metamobility’nin arkasındaki temel fikir; uzay, zaman ve mesafeyi tamamen önemsiz hale getirmesi.
Tam bu noktada robotları devreye sokan Hyundai, gerçek dünya ile sanal alanlar arasında çeşitli deneyimler için robotları bir aracı olarak kullanıyor. İnsanları göndermeyi düşünülemeyen veya gitmesinin riski olduğu bölgelerde görev alan Spot robotlarının gözünden yaşanabilecek deneyimler paylaşılıyor.
Otonom araçlar bu noktada sanal alanlara erişmek için bir bağlacı görev üsleniyor. Şirket, mobilite çözümlerini akıllı erişim platformu olarak da kullanıyor. Araçlar, kullanıcının ihtiyacına bağlı olarak farklı VR deneyimleri yaşamasına imkan tanıyor. Bu sayede aracın içi; iş için bir toplantı odasına, 3B video oyun platformuna ya da bir eğlence alanına dönüşüyor.
Robotları bu deneymiler için fiziksel elçi olarak konumlandıran Hyundai, insanların “orada bulunma” deneyimini güçlendirmek için Boston Dynamics’in robotlarına görev veriyor. Bir baba ile kızının araç içindeyken robot köpek Spot sayesinde yaşadığı Mars deneyiminin yer aldığı tanıtım videosu hayal edilebilecek bu örneklerden sadece biri. Şirket bu vizyonun insanlık için sınırsız hareket özgürlüğü ve ilerleme sağlayacağını vurguluyor.
İnsanların vücutlarını korumalarına ve güçlerini geliştirmelerine yardımcı olacak giyilebilir robotları Vest Exoskeleton (VEX), endüstriyel çalışmaları desteklerken arama kurtarma görevleri için de kullanılabilecek Chairless Exoskeleton (CEX), afet bölgesindeki hastaların tedavisi için otonom ambulanslar, Urban Air Mobility (UAM) konsepti gibi gelişmeler ve yenilikler de CES 2022’deki oturumda paylaşıldı. Hyundai Motor Group’un gelecek vizyonundaki tüm detayları merak edenler yaklaşık 45 dakika süren sunuma aşağıdan ulaşabilir.
Görsel. Hyundai