“The Last Message Received” isimli Tumblr hesabında birçok insanın zamanında kalbini kıran, üzen, sinirlendiren “son mesajlar” yer alıyor. Mesajların bazıları komikken, bazılarıysa insanın içini oyan cinsten.
Mesajların içinde; duygusuz bir mesajla ilişkiyi noktalayan sevgiliden, büyükannenin sonunda hayatını kaybedeceği ameliyata girmeden hemen önce attığı son mesaja, en yakın arkadaşların kavga edip mesajla noktaladıkları arkadaşlıklarından, o sırada hayatını kaybettiği için ya da umursamadığı için cevap yazmayan/yazamayan eski sevgililere kadar bazen iç acıtan, bazen güldüren, bazen sinirlendiren onlarca mesaj ve hikaye bulunuyor.
Her mesaj görüntüsünün altında ise, mesajı alanlardan kısa açıklamalar yer alıyor ve siz okurken hemen telefona sarılıp en yakınlarınızı arayıp seni seviyorum demek istiyorsunuz.
Hesap, bir anlamda dijital çağa farklı bir açıdan bakmamızı da sağlıyor. Dijital iletişim kayıtları, eski mektuplar gibi değil; her eski mesaj atıldığı andaki tazeliği sonsuza kadar koruyabiliyor. Muhatabı ya da göndereni ister kaybettiğiniz dedeniz olsun, ister eskiden yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmeyen, şimdilerde merhaba-merhaba’ya dönüştürdüğünüz arkadaşlarınız olsun, ister kalbinizi yırtıp geçen eski sevgiliniz olsun farketmez; WhatsApp ya da mesaj kayıtlarınızda artık konuşamadığınız birinin ilk anki tazeliğindeki eski mesajları sizi birbirinize dokunabildiğiniz zamanlara taşıyabiliyor. Hele ki o son mesajlar, dramatik ve iz bırakan bir tecrübenin tetikleyicisi olmuş ise…