8 ila 19 yaşları arasındaki 10 çocuktan dokuzunun çevrim içi oyunları oynadığına dikkat çeken İsveçli kâr amacı gütmeyen kuruluş ChildX, yeni kampanyasında bu ortamların istismarcıların da uğrak yeri olduğunu ortaya koyuyor. Kuruluşun sağladığı istatistiklere göre ne yazık ki dört öğrenciden biri, daha 15 yaşına bile gelmeden cinsel istismar amaçlı bir yetişkinle karşılaşıyor. Kampanya, reklam ajansı NORD DDB Stockholm’ün imzasını taşıyor.
Artık istismarcılar kamufle olabilecekleri giysilerin ve aksesuarların ardına saklanmak zorunda da değil. Bunun yerine sevimli avatarlar kullanmak gibi çok daha kolay ve etkili yöntemlere sahipler. Bu avatarların ardından tatlı dille konuşuyorlar, rüşvet veriyorlar ve çocukları uygunsuz fotoğraf ve videolar paylaşmaya ikna ediyorlar. Bu istismar türünü tanımlamak için online child grooming / çevrim içi istismar ya da siber uşaklaştırma gibi terimler kullanılıyor.
ChildX, 0yun geliştiricilerini bu konuda harekete geçmeye çağırıyor
Kampanya filminde, bir çocuk mağduru soruşturmacılara yaşadığı zorlu süreci anlatırken izliyoruz. Suçlunun eşkâlini belirlemek için polis, mağdurun tarifine göre çizim yapıyor. Ne yazık ki bu prosedür çevrim içi istismar söz konusu olduğunda işe yaramıyor. Filmdeki “aranıyor” postelerinde, istismarcıların tek boynuzlu at veya ejderha şeklinde tasvir edildiği görülüyor.
ChildX genel sekreteri Ida Östensson kampanya hakkında şu açıklamaları yapmış: “Ebeveynler güçsüz ve çocuklar savunmasız kalıyor. Oyun şirketlerinin platformlarındaki çocukları korumak için daha fazlasını yapması gerekiyor.”.
Çevrim içi istismara karşı ebeveynler nasıl tedbir alabilir?
ChildX’in ebeveynlerin çevrim içi oyunların karmaşıklığıyla başa çıkmalarına yardımcı olacak bazı önerileri var. ChildX’e göre öncelikle düzenli konuşmalar yapmak önemli. Çocuğunuzun okuldaki gününü sorduğunuzda, onun çevrim içi etkinliklerini tartışmayı bir alışkanlık haline getirin. Dijital deneyimlerini düzenli olarak kontrol etmek, ortaya çıkan sorunları tartışırken kendilerini rahat hissedecekleri açık bir ortamı teşvik edebilir. “Siz veya bir arkadaşınız internette hiç garip yetişkinlerle karşılaştınız mı?” gibi sorular İnternetteki hakları ve sorumlulukları konusunda önemli konuşmalara giden yolu açabilir.
Özellikle küçük çocuklar için çevrim içi profillerin oluşturulmasına da ebeveyn ya da bakıcı tarafından yardımcı olunması tavsiye ediliyor. Gerçek adı veya konumu gibi kişisel bilgileri açıklamayan bir profil resmi ve kullanıcı adı seçilmeli. En sevdikleri çizgi film karakterinin resmi veya genel bir avatar tercih edebilir. Ayrıca miniklerim güçlü şifreler oluşturmasına da yardımcı olunması tavsiye ediliyor.
Ebeveynler, çocuklarının kullandığı oyun ve uygulamaları indirip kişisel olarak test etmek için zaman ayırabilir. Bu sayede, yorum alanları veya sohbet özellikleri gibi oyun içindeki etkileşimlerin doğasını anlayabilir ve tehlike potansiyeli olan özellikleri daha en baştan tespit edebilir. Böylece süreci denetlemek daha kolay olabilir.
Bazı çevrimiçi kullanıcıların çıplak fotoğraf gibi uygunsuz içerikler gönderebileceği gerçeğini de çocukla tartışmak önemli. Ebeveynler, çocuğun bu eylemlerin yasa dışı olduğunu ve böyle bir durum yaşarsa çocuğun kendilerine bunu çekinmeden söyleyebileceğini, hatta bu tür olayları yetkililere bildirebileceğini bildiğinden emin olmalı.
Çocuklara yabancılarla etkileşimlerin sıklığı ve kendisini rahatsız hissedip hissetmediği de dahil olmak üzere çevrim içi etkileşimleri hakkında sorular sorması faydalı olabilir. Çevrim içi ortamda bazı kişilerin iyi niyetli olmayabileceğini, çoğu zaman akran kılığına girerek çocuğun merakını veya güvenini sömürmeye çalıştıkları çocuğa uygun bir dille açıklanabilir.
Görsel: ChildX