Siberpunk evreninden fırlamış gibi duran bu nesne, elektrik prizine veya pile duyulan ihtiyacı ortadan kaldırmak için yaratılmış. Bu sistem, bir mikroişlemciyi tam bir senedir alglerle (su yosunları) çalıştırıyor.
Cambridge Üniversitesi’ndeki mühendisler bir süredir; akıllı çamaşır makineleri, ulaşım araçları, kahve makineleri, otonom tarım ekipmanları, çevresel sensörler ev güvenlik sistemleri gibi nesnelerin interneti elektroniklerini bağımsız olarak çalıştırmanın bir yolunu arıyordu. Bu kategorideki birçok cihazın elektrik şebekesinden çok uzakta çalıştırılmasına ihtiyaç duyuluyor. Hatta uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar yaşam alanlarını da şebekeden uzak noktalara taşıma eğiliminde. Bu nedenle tüm bu cihazlarda ve makinelerde, kendi enerjisini üreten bir kaynağa ihtiyaç var.
Bu alg türü, iyeceklerini geceleri işlemeye devam ettiği için karanlıkta da elektrik üretiyor
Elbette güneş enerjisi, son zamanlarda en çok tercih edilen alternatif ancak güneş ışığı olmadığı zamanlarda bu kaynağın kullanılamaması nedeniyle bu konuda çözüm arayışları devam ediyor. Biyolüminesan bakteriler gibi daha esrarengiz “canlı” güç kaynakları da var, ancak tüm canlı varlıklar da olduğu gibi onların da yaşamak için gıda ile beslenmeleri gerekiyor.
Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacıların önerdiği çözüm ise synechocystis adı verilen yaygın bir mavi-yeşil alg türü. Fotosentez yoluyla doğal olarak kendi besinini ve enerjisini yaratıyor. Bu nedenle özel bir ilgiye ihtiyaç duymuyor. Fotosentez, güneş ışığının varlığında gerçekleşiyor ancak bu alg türü, yiyeceklerini geceleri işlemeye devam ettiği için karanlıkta da elektrik üretmeye devam ediyor.
Ekip, algleri bir AA pil boyutunda bir yapıya yerleştirmiş. Ardından bunu bir mikroişlemcide bir ARM Cortex-M0+ çipini çalıştırmak için kullanmış. Daha sonra mikro bilgisayarı bir pencere pervazına bırakmışlar. Burada altı aylık bir testten geçmiş ve sonraki altı ayda da çalışmaya devam etmiş..
Araştırmacı ekibin liderlerinden Christopher Howe, “Fotosentetik cihazımız pil gibi bitmiyor çünkü enerji kaynağı olarak sürekli ışık kullanıyor” diyor. Ekibin bulguları Energy & Environmental Science dergisinde yayınlanmış. Diğer bir ekip lideri Paolo Bombelli “Sistemin uzun bir süre boyunca ne kadar tutarlı bir şekilde çalıştığından çok etkilendik – birkaç hafta sonra durabileceğini düşündük, ancak devam etti.” açıklamasını yapmış.
Bu mikroişlemci deneyi, şebekeden uzak alanlarda cihazları çalıştırmak için umut verici bir konsept olarak nitelendiriliyor. Öte yandan teknoloji devlerinin yakın gelecekte yosunla çalışan bilgisayarlar piyasaya sürmesini de beklememek gerek. Bu mikroişlemci, bir masaüstü bilgisayarın kullandığı miktarın yalnızca ufacık bir kısmıyla çalışıyor (saatte 0,3 mikro watt).
Son dönemde alglerle yapılan bir başka ilginç proje, likit ağaç projesiydi. Bu yapay ağaçlar şu anda Sırbistan’ın başkenti ve aynı zamanda en büyük şehri olan Belgrad’da havayı temizlemek için kullanılıyor. Projeye buradan göz atabilirsiniz.
Görsel: Cambridge Üniversitesi