Güneş enerjisi gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşması her şeyin ötesinde doğaya karşı sorumluluklarımız arasında yer alıyor. Temiz enerji üretmek ve yeşili korumak gibi duyarlılıklar bir yana şu an yaşadığımız şekilde vurdumduymazca yaşamaya devam edersek, fosil yakıtların tamamını tükettiğimizde tükenmişlikle baş başa kalacağız.
Bu döngüyü kırmak adına Güney Kore, 32 kilometrelik bir otoyoldaki bisiklet yolunu güneş panelleriyle kapladı. Hem bisikletçileri güneşten koruyup hem de enerji üreterek çift eksenli fayda sağlıyor. Google ise Sunroof projesiyle, San Francisco ve Boston’dan başlayarak ABD ve tüm dünyadaki binaların güneş paneli kullanımına ne kadar elverişli olduğunu ortaya çıkarıyor.
Michigan Eyalet Üniversite’nden Kimya Mühendisi ve Malzeme Bilimi üzerine çalışmalar yürüten Prof. Richard Lunt, geliştirdiği güneş paneli teknolojisiyle uygulama alanını büyük ölçeklerle değiştiriyor. Transparan parlak güneş ışığı yoğunlaştırıcı ismini verdiği saydam güneş paneli prototipiyle tüm binaları, çevremizdeki tüm camları birer güneş paneline dönüştürme imkanına nail olabileceğiz.
Kızıl ve mor ötesi ışıkları toplayarak camın kenarındaki noktalardan ileten sistem, avuç büyüklüğündeki prototip ve laboratuvar ortamında yapılan deneyle çalıştığını ispatladı. Yapay güneş ışığını alan paneller, minik bir fanı çevirecek enerjiyi üretti ve hareketi sağladı.
Güneş enerjisi kullanımının yaygınlaşması ve daha kolay ulaşılabilir hale gelmesi, gezegenimiz ve sürdürülebilir enerji alışkanlıkları için büyük önem taşıyor.
Görsel; MSU today