Oyuncaklar ve özellikle de Barbie sıklıkla yazdığımız konulardan. Marka dünya çapında ikonlaşmış, klasikleşmiş bir marka olunca ve sık sık ürün gamında yaptığı yeniliklerle gündeme gelince haber olması kaçınılmaz oluyor. Bu sene 75. yılını kutlayan Mattel, Web Summit’te yine karşımıza çıktı.
“What next for Barbie? Mattel at 75.” isimli oturumda, firmanın CEO’su Ynon Kreiz, Fast Company’den Stephanie Menta ile bir araya gelerek hem markanın geleceğini nasıl gördüğünü hem de kriz ortamında karşılaştıkları farklı dinamikleri anlattı.
Kreiz, konuşmasına pandemi dönemindeki markalar için çok da alışıldık olmayan bir bilgiyi vererek başladı. Buna göre Mattel yılın 3. çeyreği itibariyle son 10 yılın en yüksek cirosunu yakalamış ve bu artış hala da devam etmekte. Bunun nedenini tahmin etmek aslında zor değil. Uzaktan eğitim ve karantinayla artış gösteren ekran süreleri ebeveynleri endişelendirirken, ekrana bir alternatif arayışı da kaçınılmaz oluyor. Fiziksel oyunu teşvik eden oyuncaklardan her zamankinden daha fazla talep görüyor.
Kreiz’in sunduğu bir diğer bilgi de çevrim içi satışların patlamış olması. 3. çeyrekte %50 oranında artan satışların %30’u çevrim içi olarak yapılmış. Pandemi koşulları düşünülünce bu da aslında gayet beklendik bir durum. Fakat zaten giderek güçlenen bu satış kanalının, COVID salgının da tetiklemesiyle ivme kazanması ve artık anaakım bir kanal haline gelmesi Kreiz için kesinlikle değerlendirilmesi gereken bir trend. Markaların online satış dünyasında etkileşim ve güçlü bir deneyim sunan, satışa teşvik eden bir yaklaşım benimsemeleri gerekiyor. Bu anlamda Mattel de e-ticaret dönüşümünde ön sıralarda olmayı kendisine hedef olarak koymuş durumda.
Kreiz’e göre kriz ve pandeminin bize tekrar tekrar hatırlattığı 3 ana nokta bulunuyor: 1. Kalite algısı 2. Büyük ve güvenilir bir marka imajı 3. Satın alma deneyimi. Bu 3 nokta gelecekte de asla odaktan çıkarılmaması gereken noktalar.
Barbie nereye gidiyor?
Barbie’ye gelince Barbie’yi Mattel’in hikayesi, mirası olarak tanımlıyor Kreiz. Kültürel bir fenomene dönüşmüş bu küçük oyuncak bebek; tüketiciyle kurduğu bağ ve ürünün sunduğu yüksek kalite ile fiziksel oyun ihtiyacına yanıt veriyor. Bunun yanı sıra son yıllarda atılan çeşitlilik ve kapsayıcılık adımlarıyla da hala güncel kalmayı başarıyor. Barbie artık beyaz, sarışın, güzel bir kadın değil yalnızca; farklı kültürleri, farklı beden tiplerini kucaklayan ve merkezinde olduğu diyalogun çerçevesini yeniden çizen bir ikon.
View this post on Instagram
Mattel için yeni dünyada Barbie ve diğer Mattel oyuncakları sadece oyuncak olarak kalmıyor. Filmler, canlı etkinlikler, bilgisayar oyunları, uygulamalar ve bunun gibi pek çok alanda var oluyor. Böylece sadece bir oyuncak değil; zihni de besleyen, büyük bir dünyanın parçası haline geliyor.
Dünyada giderek önem kazanan ve Mattel’in de ağırlık verdiği sürdürülebilirlik konusu da odakta. Firmanın 2030 yılı hedefleri arasında ambalaj ve ürüne dair tüm malzemeleri %100 çözünebilir ve geri dönüştürebilir hale getirmek var.
Kreiz’e göre kriz sonrasında da tüketiciyi farklı seviyelerde yakalayan bu duruş devam edecek. Mattel şu anda olduğu gibi gelecekte de kalite ve tasarım-odaklı anlayış ile tüketicilerle kurduğu bağı yeni satış kanalları ve inovatif çözümlerle, yaratıcı bir yaklaşımla pekiştirmeye devam edecek. Bu sayede de bir oyuncağın ötesinde, bütünsel bir deneyim sunacak.
Görsel: Instagram – Web Summit