Dijital olarak modellenen dünyalar içerisinde kullanıcıların farklı yolculuklara çıkmasını ve gerçek dünyaya zerre zarar vermeden çevresini değiştirmesini sağlıyor. Sanal gerçeklik, son kullanıcı için bu deneyimi yaşatmak için yeterli bir teknoloji olsa da tasarımcı ve üretici biri aktörler için etkileşim açısından bazı eksiklikleri bünyesinde barındırıyor. Bu noktada ise video oyunları için geliştirilen teknolojiler devreye giriyor.
Audi, araç tasarım sürecinden yüksek verim ve düşük maliyetle çıkmak için tasarımlarını sanal dünyaya taşıdı. Bir süredir sürdürdüğü bu çalışma modelini Cave Automatic Virtual Environment (CAVE) olarak isimlendiriyor. Bu ekosistem içerisindeki faktörleri analog kontrol cihazlarıyla ve müdahalelerle yönlendiriyorlardı. Fakat yapılan değişiklikle CAVE bünyesine; alt kol kas hareketlerini dijital düzeleme aktaran Myo ve Microsoft’un HoloLens ile birlikte geçmiş dönem teknolojisine dönüşen hareket algılama teknolojisi Kinect ekipmanları da eklenerek araştırmalar dijitale tamamen aktarıldı.
Araç tasarımlarında artık parçaları tek tek değiştirmek veya modüler faktörleri incelemek yerine sanal gerçeklik, Myo ve Kinect üçlüsüyle dijital dünyada tüm detayları değerlendirebiliyorlar. Audi’nin geliştirme mühendisi Katharina Kunz da “Video oyunları için geliştirilen teknolojiler, Audi için biçilmiş kaftan. Çünkü bu teknolojiler hızla gelişiyor ve görece düşük maliyetleriyle yaratıcılığa ortam hazırlıyor.” diyerek bu gelişmeyi yorumluyor.
Görsel; Audi