Greg Klassen tarafından tasarlanan River adlı mobilya serisi ağacın özgün yapısında bulunan dokuların ve kıvrımların ne kadar estetik gözükebileceğini ispatlar nitelikteydi. İsrail merkezli tasarımcı Hilla Shamia da masa sandalye koleksiyonu ile ahşabın doğal kıvrımlarını döküm alüminyum ile buluşturuyor.
Hilla Shamia koleksiyonu ile iki malzemeyi bir bütün haline getiriyor
İsrail merkezli tasarımcı Hilla Shamia, stüdyosunda doğanın kusurlu formlarından ilhamla mobilyalar üretiyor. Sarkaçlı saatler, mücevher kutuları, aydınlatma armatürleri en çok beğenilen serileri arasında yer alıyor. Doğanın ham güzelliği ile metalik rengin zarifliğini buluşturan masa sandalye koleksiyonu ise özü koruyarak neler oluşturulabileceğini gösteriyor. Tasarımcı, düzensiz şekillerdeki ahşap parçalarının arasına dökülen alüminyum ile şık tezgahlar ve tabureler üretiyor. Ortaya çıkan füzyon iki malzemenin birleşmesi değil bütünleşmesini temsil ediyor.
Eriyen alüminyum ahşabın en ufak aralıklarına kadar giriyor
Her biri diğerinden farklı formları sahip Gnarly ağaç parçaları hazırlanmış masa ve sandalye formlarına uygun olacak şekilde kesiliyor. Ardından eriyen alüminyum ürünün ayak kalıplarından başlayarak dökülüyor. Eriyen alüminyum tahta parçası ile buluştuğu noktada kütükteki tüm boşluklara giriyor. Bu sayede malzemenin üst yüzeyi her zaman mükemmel derece pürüzsüz kalabiliyor.
İki malzemenin birleştiği noktada ahşabın hafifçe yanması sınırları keskinleştiriyor. Malzemenin el değmemiş doğallığını ince bir çizgi ile bozuyor. Ağaç gövdesinin formunun korunması doğallığı sağlarken metalik renk ve köşeli kenarlar yapaylığı yani insan dokunuşunun temsilini sağlıyor.
Doğandaki malzemenin kusurlu yapısını yorumlayıp bu noktadan ticari bir marka çıkarması tasarımcının başarısını kanıtlıyor. Hilla Shamia tarafından tasarlanan farklı formlardaki diğer işlevsel mobilyaları görmek için Instagram hesabını ziyaret edebilirsiniz.
Görsel: Hilla Shamia