Neyin sanat olup ne olmadığına karar veren bir bir mercii olmadığı gibi sanatı bulabileceğimiz tek bir adres de bulunmuyor. Sanat algısını her disiplinin altında bulabilirken iki disiplinin birleşiminden de bambaşka bir eser doğabiliyor.
Video oyunları, sokak sanatları ve fotoğrafçılığın yorumları gibi gibi vizyonlar sanatın nasıl algılanabileceğine ışık tutuyor. Şiirsel anlatım, dijital dokunuşlar veya bozulmalar da bu ışığın gölgesinde beliriyor.
Fotoğraf Çekmek Yerine Yaratıyor
İsveç doğumlu Erik Johansson, doğru zamanda doğru yerde olmak istemeyen bir fotoğrafçı. Ona fotoğrafçı diyebilmemiz de tanımların karmaşasını doğruyor. Çekmek istediği fotoğrafların eskizlerini çıkartarak ihtiyacı olan parçaları tasarlıyor. Daha sonrasında uygun parçaları buluyor, yakalıyor veya yaratıyor. Bu parçaları Photoshop ile birleştiriyor ve onların bir bütünlük kazanmasını sağlıyor. Dolayısıyla ortaya çıkan sonuçlar da sürreal ve algıyı yanıltan çalışmalar oluyor.
Halı Tasarımında Dijital Bozulma Görüntüleri
Azerbaycan doğumlu Faig Ahmed, Azarbaycan Sanat Akademi’sinde heykeltraşlık bölümünü bitirmiş bir sanatçı. Geleneksel olandan kopmadan oldukça ilginç halılar tasarlamış. Kimisi 3 boyutlu kimisi graffitili kimisi ise adeta analoga taşınmış glitch dokunuşlu halılar oldukça dikkat çekici. Halıları yaparken ahşap ya da plastikten yapılma strüktürlere yerleştiriyor. Onları bozarak, üzerinden oynayarak tekrar tasarlıyor. Halıların hepsi el yapımı.
Beyin Kanseri Bir Çocuğun Oyuna Uyarlanmış Hikayesi
Simon Karlsson, kendi çocuğunu kazara öldüren bir babanın hikayesini anlatmak için Kickstater’da destek toplama cesaretini gösteriyor. Ve projesi gereken desteğe kavuşuyor. Bu binanın üzerindeki bir başka kat olan That Dragon, Cancer oyunu da realizm ve tecrübe kelimelerine atıfta bulunuyor.
Bir Bilinçaltı Sanat Olarak Graffiti Silmek
Matt McCormick’in “The Subconscious Art of Graffiti Removal” adlı kısa filmi Sundance Film Festivali dahil 5 ayrı ödül kazanmış. 17 dakikalık kısa filmde Portland’daki graffitisiz alanları, endüstriylel bölgeleri görüyoruz. Sokak resimlerinin, çizimlerinin nasıl silindiğini, imha edildiğini anlatan film aynı zamanda modern resimlerin önemli özelliklerini keşfediyor. Graffiti kaldırma yöntemleri sonucu oluşan şekillere de yer veren filmde anlatıcı ses olarak Miranda July ile karşılaşıyoruz.
Brain Lapse: Kendini Yok Ederek Yapılan Animasyon
Boston’lı sanatçı ve deneysel animatör Jake Fried, bilinç akışı yöntemi gibi aklındakileri öncelik sırasına koymadan, kurgulamadan aktarıyor. Brain Lapse ismini verdiği son çalışması da bu vizyonunun son halkası değerinde. Animasyonu yaparken plan, senaryo veya görsel hikaye taslağı kullanmayan Fried, eserindeki bir kareyi deforme ederek ondan sonra gelecek olan kareyi oluşturuyor. Bu olmayan kurgu dahilinde bir mesaj kaygısı da taşımıyor.
Dali’nin Filler Tablosunun LEGO Versiyonu
Koreli LEGO sanatçısı (böyle bir şey varmış, evet) Jin Kei, Salvador Dali’nin ünlü Filler tablosunda görünen fili LEGO ile heykelleştirmiş. Sanatçının detaylara gösterdiği özen ve LEGO’nun doğal yapısının esere verdiğiSteampunk görünüm, LEGO ile yapılan işlerden bıkmış olan bana bile muhteşem göründü.
Uçman Balaban’dan “Her Güne Bir Saçma Çizim”
Grafik tasarımcı ve illüstratör Uçman Balaban, yaklaşık 2 hafta önce Facebook profilinde her gün bir çizim paylaşmaya başladı. Seride popüler kültür, çizgi roman ve animasyon dünyasının figürlerini siyah beyaz çizimlerle sanatçının gözünden yorumlanmış şekilde görüyoruz. Sanatçının başka bir açıklama yapmadan paylaştığı seri üç basamakla numaralandırılıyor, bu da daha birçok güzel çizimin yolda olduğunun işareti.
Oyunların Fotoğrafçılıkla Yeniden Doğması
Video oyunları arasından sahip olduğu sanat ve tasarım perspektifi ile sıralamaya kalkarsak mutlaka bazı oyunlar gözden kaçacaktır. Özellikle son yıllarda genişleyen ve gelişen bağımsız oyun yapımcıları ile oyunculara farklı tecrübeler vaadediliyor.
Oyunların sunduğu bu vizyonu kendi perspektifiyle sunmayı amaçlayan bir isim var. Sitesinde dahi ismi geçmeyen “tek kişilik bir proje” olarak kendinden bahseden bu isim ekran görüntüleri alarak oyunlardaki sanatı dışa vurmayı amaçlıyor. Yayınladığı tüm görseller Photoshop veya benzeri bir program ile değiştirilmeden yayınlanıyor. Ekran görüntüsünü alırken bulunduğu konum ve yaşadığı tecrübe itibariyle kişi özel olan bu görüntüler; sunulan eserlerin farklı bir boyut ile yeniden üretimini sağlıyor.
İtalyan ses tasarımcısı ve besteci Diego Stocco, kuru temizleme dükkanındaki aletleri kullanarak müzik yapabiliyor. Kimi zaman aletlerle ritim tutan sanatçının ilk yaratıcı işi bu değil. Stocco ağaç, kum gibi şeyleri kullanarak bile müzik icra edebiliyor. Diego’nun sanat projeleri bana Sound of Noise adlı filmi hatırlattı. Bu filmde de bir grup sanatçı her türlü eşyayı kullanarak müzik yaparlar.
Çarpıcı Renk Paletiyle Üretilen Çağdaş Sanat Eserleri
Miami doğumlu sanatçı Jen Stark, keskin renk değişimleri ve simetrik hareketlerle geometrik eserler üretiyor. Renkleri saf tonlarını ele alıp animasyon, heykel, yerleştirme, tablo veya duvar boyama gibi farklı alanlara yansıtıyor.
Heykellerinde hammadde olarak kağıt ve tutkal kullanıp farklı boyutlara ve algı yanılmaları yaratıyor. Üç boyutlu dünyanın derinlik algısını başta heykelleri olmak üzere tüm eserlerinde yoğun bir şekilde kullanıyor.
Görsel;