Birçok kişinin Monument Valley ile tanıdığı dijital ürün stüdyosu ustwo, Web Summit’te otonom araçlara kullanıcı odaklı tasarım yaklaşımını açıkladı. Tim Smith sunumunu Humanising Autonomy: Where Are We Going? isimli kitaplarının tanıtımı çevresinde kurgulamıştı.
Tasarımda insan faktörünün yeri
Otomasyonlu sürüş deneyimi insanın en etkin olduğu kurgudan aracın her şeyi kontrol etmesine uzanan 5 seviyeli derecelendirme sistemiyle ölçülüyor. Sürüş sırasında otomobil ile sürücüsünün yükümlülüklerine göre belirlenen bu sistemin 5. seviyesinde araç her şeyi kendi kendine yapıyor. Otomobil şirketleri ve teknoloji geliştiriciler de yıllardır konsept sürücüsüz otomobil tasarlıyor. Farklı şekil ve formlardaki bu futuristik tasarımların hemen hepsinde ortak bir yön fark ediyor ustwo. Hiçbirinin dikiz aynası yok. Araç kendi kendine gittiği ve araçtaki kimsenin arkasına bakmasına gerek olmadığı için dikiz aynaları tasarımda yer almıyor. Fakat görme engelli bireyler için dikiz aynaları kilit rol oynuyor. Çünkü aynanın düz ve yuvarlak kısımlarından aracın hangi yöne baktığını anlayabiliyorlar. Bu noktada da Tim Smith, sürücüsüzü araçların tasarımında erişilebilirliğin de önemine dikkat çekiyor.
Kullanıcı odaklı yaklaşımda sürücüsüz araçların insanların kullanmak isteyeceği şeyler olması gerekiyor. Bu isteğin önündeki en büyük engel ise güven sorunları. Otonom kavramı üzerine insanların görüşleri ise oldukça farklı yorumlar içeriyor. Kendini bir robotun eline bırakmak istemeyenler, bir insanın kullanmak istediğini bilmek isteyenler, yolculuk boyunca sohbet etmek isteyenler… Bunlar yetişkinlerin yorumları olurken çocuklar da sürücü olmadığında korkacaklarını dile getiriyor.
ustwo’nun Auto & Mobility bölümü tarafından yayınlanan ve kullanıcı odaklı yaklaşımla sürücüsüz otomobilleri ele alan Humanising Autonomy: Where Are We Going? kitabı ücretsiz olarak indirilebiliyor.
Görsel: ustwo, Bigumigu