“Anlatılmaz yaşanır” diyerek kolaya kaçmayacağım ama orada olmalıydınız. Kristal Elma 26’nın en ilham veren sunumlarından biriydi James Temple’ın sunumu.
Temple, sunumuna R/GA Londra ekibine ilk kez Türkiye’den bir çalışanın katıldığını duyurarak başladı: Turkcell’den transfer olan Bahadır Varol (New-Business Director). Türkiye’de çalıştıkları markalar ise şimdilik Akbank ve Turkcell.
Konumuz, Beats by Dr. Dre markasının -başlığa bakmayın- aslında Apple’ın satın almasıyla 3 milyar dolarlık bir marka olmasının öyküsü olunca, hem heyecanlı, hem de bol müzikli bir oturum oldu elbette.
Beats Electronics, 2008 yılında efsanevi Amarikalı Rap müzisyeni ve yapımcı Dr. Dre ve InterscopeGeffen A&M Records yönetim kurulu üyelerinden Jimmy Lovine işbirliği ile kuruldu. Müzik tutkunları için yeni standartlar belirleyen marka, Beats kulaklık ve hoparlörlerinin üstün kalitesi ile müzik dinlerken stüdyolardaki profesyonel sese ulaşabilmenizi sağlıyor.
Markanın özü, Dr. Dre’nin yukarıdaki slaytta gördüğünüz bu sözünde. Yani sözün özü, markanın çıkış noktası ve sanatçının kendisinden geldiği için de müzik tutkusunun en has yerinden bir insight: “ben müziğimi nasıl yaptıysam öyle duyulmasını istiyorum.” İşte Beats Electronics başından beri bu kaliteyi yakalama iddiasıyla çalışıyor.
Çünkü marka çok basit ve doğru bir şey yapıyor. Kendi gerçek vaadine, yani bu öze odaklanıyor ve bunu ürün tasarımına ve pazarlamasına başarıyla yansıtıyor.
Evet, kulaklıklardan hoparlörlere kadar ürünler çok cool, çok seksi ve ünlüler tarafından tercih ediliyor. Ama yalnızca bundan ibaret değil. Çünkü marka, vaadini gerçekleştirmekte başarılı ve müzik stüdyo kalitesiyle kulaklarınızda. Sonuç ise ortada:
İnsanlara sunduğunuz ürün müzik olduğunda bir duygu yaratmanız gerekiyor. Aynı zamanda da çok iyi bir teknoloji ile çalışmalısınız.
Beats By Dr. Dre, müzik kültürünün bir parçası olmayı hedefliyor ve bunu başarıyor. Kırmızı kabloyu üzerinizde görenlerin, müzik ile aranızdaki ilişkiye, müzik deneyiminize dair bir izlenimi oluyor.
Kültürün bir parçası olabilmek ve yeni bir kültür yaratabilmek, müzik endüstrisindeki esas pazarlama dehalarını yani ikonları çok iyi tanımaktan ve onları izlemekten geçiyor.
Bunu yaparken de “anlar” büyük önem kazanıyor tabi ki. Bu da bizi Gerçek Zamanlı Pazarlama’nın müthiş örneklerine götürüyor.
2013 MTV Müzik Ödülleri’nde Miley Cyrus’un twerking performansından yalnızca dakikalar sonra Beats’in hoparlör markası Pills karakterlerinin oynadığı şu filmin yayınlanması gibi:
Dolayısıyla bir müzik markası olarak bu kültürün parçası olmak istiyorsanız önce uyum sağlamalı, sonra göze çarpmalısınız.
Markanın gerçek vaadine, yani ürünün esas kullanımına odaklanmanın bir diğer örneği, bu yıl Haziran ayında Bigumigu’da yer verdiğimiz müthiş Dünya Kupası Reklamı:
Ürünün sizi bulunduğunuz ortamdan koparacak kadar iyi bir ses kalitesi sunması üzerine giden bir film bu. Yoğun odaklanma isteyen spor branşlarında sporcuları performanslarına hazırlanırken Beats by Dr. Dre kulaklıkları kullanırken görüyoruz. Markanın müzik üzerinden spor kültürüyle ne kadar iyi bir bağ kurduğunu bu işlerde gözlemlemek mümkün.
Markanın özgün vaadi çevresinde bir mesaj kurgulayarak yaptığı işlere nefis bir örnek daha izleyelim:
Şimdi siz de bir Beats kulaklık takıp her şeyden kopmak istemediniz mi?