Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
Beyaz Saray Resim Koleksiyonunu Silen Akrilik Tablolar

Beyaz Saray Resim Koleksiyonunu Silen Akrilik Tablolar

Shawn Huckins'in ilk bakışta bir Photoshop denemesiymiş görünen tabloları aslında el emeği, akrilik ve altında önemli politik sorular barındırıyor.

Geçmiş dönem tablolarının farklı şekillerde tekrar yorumlanması yeni değil. İspanyol sanatçı Lino Lago, Fake Abstract serisinde yağlı boya tabloların üzerini adeta renkten bir buharla kaplayıp arkasındaki kadınların bizi izlediği bir alan yaratmıştı. Şimdi de ABD’li sanatçı Shawn Huckins Erasure serisiyle kafaları karıştırıyor.

Huckins’in resimlerine ilk bakışınızda serinin dijital olduğunu düşünebilirsiniz. Sanki dijital ortamda kullanılan Photoshop gibi bir programda resimler dosya olarak açılmış ve rastgele şekilde yüksek çözünürlüklü görsellerden kesitler seçilip silinmiş değil mi? İşin aslı öyle değil. Huckins’in işlerini benim gözümde şahane yapan tüm bu dijital gibi görünen eserlerin aslında akrilik tablolar olması.

Unutkan Zihinlerimizden Silinen Tarih ve Miraslar

Sanatçı Beyaz Saray Sanat Koleksiyonu‘nu (White House Art Collection) bir hayli detaylıca tekrardan yorumluyor. Sanatçı burada yapıtların anlamını yeniden düşünmeye açıyor. Huckins’in amacı insanları tarih, bize miras kalan fikirler, geçmiş ideolojiler ve bunların günümüzde silinip silinemeyeceğini düşündürtmek. Özellikle Trump sonrası Amerikan başkanlığının yeni döneminde Beyaz Saray Koleksiyonu üzerinden politik sayılacak bir dil yaratmış olması çok hoş. Ve bu fikri bizim hemen bağ kurabileceğimiz dijital bir arayüzle birleştirerek eserlerin anlamlarını çabucak çıkarmamızı da sağlıyor.

Dijitalden alışkın olduğumuz desenler piksel ve tekdüze bir görünüşe sahipler. Fakat Huckins için bu tarihin yok oluşunu sembolize ediyor. Sanatçı Erasure serisi için paylaştığı manifestoda seçtiği temel eserlerin bizden önce gelenlerin bize bıraktıkları mirasın günümüzde nasıl yok olmaya yüz tuttuğunu açıklıyor. İnternetin herkesi yayıncı olarak konumladığını da belirten Huckins, dijital düzenleme araçlarının piksellerden gerçekler yarattığı bir dönemde olduğumuzu vurguluyor. The Erasure işlerinin de tam olarak burada bize, bireysel etki ve kurumların uzun ömürlülüğü ile ilgili varsayımlarımızda meydan okuduğunu düşünüyor. Sanatçıya göre bu seri kırılganlık ve yok oluş ile ilgili sorular soruyor bize.

İnternet sayesinde sadece yayıncılık hakkımız yok. Artık bizim de dünya politikasında geçen sözlerimiz var. Belki de gelecekte parlamenter sisteme dahi bu kadar ihtiyacımız kalmayacak ve bireysel olarak politik gücümüz demokraside artış gösterecek. Şu an internette linç kültürü hakim fakat geçtiğimiz yıl yapılan Web Summit ve SXSW gibi pek çok konferans ve festivalde bu durumun değiştirilmesi gerektiği ve empati yapmamızın önem vurgulandı. Huckins’te bir noktada bu konuya dikkat çekiyor. Manifestosunda izleyiciye, bir kişinin diğerinin etkisini silme becerisine dair çeşitli sorular soruyor. Günümüz olaylarında herkesin bir tuş vuruşu veya bir tık ile kendi gerçekliğini yaratabileceğini veya yeniden oluşturabileceğini işaret ediyor.

Huckins’in etkileyici Erasure serisi 18 akrilik tablodan oluşuyor. Eserleri Fool’s Gold isimli bir solo sergide, 11 Temmuz’dan itibaren, San Francisco’da bulunan Modernism Gallery’nin yeni alanında sergilenecek.

Görsel: Shawn Huckins