Ağrı kesici markası Panadol, yaşadığımız çağda baş ağrısının değiştiğini söylüyor. 7/24 akıllı telefonlara, ekranlara ve internete bağlı yaşarken bunun başka tür bir baş ağrısı yarattığını ve etrafımızla kurduğumuz bağları zedelediğini belirtiyor. Bu yeni bir söylem değil elbette, markalardan sık sık “Bağlantıyı kes, gerçek hayata dön” çağrıları ve gerçek dünyadaki güzellikleri hatırlatan işler geliyor. Panadol’un Avusturalya’da yaptığı çalışma ise kaçırdıklarımızı göstermesi açısından bunlara güzel bir diğer örnek.
Panadol’un bağımsız araştırmalarına göre Avusturalyalıların pek çoğu sürekli akıllı cihaz başında olmanın kendilerinde stres ve gerginlik yarattığını, baş ağrısı veya migrene neden olduğunu söylüyor. Panadol’un var oluş sebebi ise ağrıları kesmek. whiteGREY tarafından yaratılan çalışmada bu amacı klasik yolla değil; farklı bir yolla yapmayı deniyor. Yani baş ağrınızı Panadol alarak değil; Panadol’un “Home of Reconnection” (Yeniden bağlanma evi) isimli, akıllı cihazların giremediği bir evde birkaç gün geçirerek gideriyorsunuz.
Ev, yeşil kırlar ortasında bir bağ evi; muhteşem bir doğa, huzur ve sükunet vadediyor. Evde kalmak için illa Panadol tarafından davet edilmek ya da ünlü olmak gerekmiyor. Bu şansı yakalamak için mikrosite üzerinden ya da mağazalar aracılığıyla başvuru yapılabiliyor. Evde tek yapılması gereken akıllı cihazlarınızı bir kasaya kilitlemek, gerisi size kalmış. İsterseniz ateş yakıyorsunuz, isterseniz ağaçları tekrar keşfediyorsunuz, isterseniz uçurtma uçuyorsunuz.
Akıllı Cihazlar Olmadan Geçirilen Güzel Zamanlar
Çalışma; tüketici araştırmaları, halkla ilişkiler, aktivasyon, ünlü kullanımı, sosyal medya ve interneti kapsayan entegre bir kampanya aslında. Kampanyayı tanıtmak için çekilen 90 saniyelik filmde, Avusturalya’nın teknolojiye meraklı ünlü radyo sunucusu Ryan “Fitzy” Fitzgerald eve davet edilmiş. Evde -teknoloji olmadan- ailecek geçirdikleri zamanlar ve bunların kendilerine hissettirdikleri de güzel görüntülerle yansıtılmış. Filmin sonunda Fitzgerald’ın söyledikleri düşündürücü: “Çocuklarım için dünyada en çok istediğim şey bizim çocukluğumuzdaki gibi bir hayatları olması. En güzel yaşam buydu!”
Aktivasyon sayesinde bağlantıyı keserek, hayata ve sevdiklerinize yeniden bağlanmanın önemini anlatılıyor. Marka ise “Hayatta başınızı ağrıtan şeyleri kapatın” diyerek ürün vaadine dolaylı bir şekilde bağlıyor. Bu aynı zamanda Panadol’un ürün-odaklı olmayıp, sosyal hayata dair bir amaç güden ilk işi.
Kampanya önemli bir hatırlatma yapıyor zira çok değil; 20 sene öncesinde yaşadığımız hayatı bugün düşünmek bize imkansız geliyor artık. Telefonumuzu evde unutmak, şarjın bitmesi, internet olmaması en büyük kabusumuz oldu. Oysa “bağlantı” olmadan da bağlanmak mümkün ve yapılabilecek pek çok güzel şey; Instagram, Snapchat, Facebook olmadan da yaşanabilecek pek çok tatlı an var. Dengeyi bulmak ve ara sıra da olsa o telefonu elden bırakmak iyi olabilir.
Künye:
Reklamveren: GSK
Reklam Ajansı: whiteGREY
Yönetici Yaratıcı Yönetmen: Chad Mackenzie
Yaratıcı Yönetmen: Ronojoy Ghosh
Yaratıcı Ekip: Brett Terblanche, James Blow
Planlama Yönetmeni: Lynn Clift
İş İlişkileri Yönetmeni: Monika Vidovic
Müşteri İlişkileri Yönetmeni: Florent Moignard
Tasarım: Rachel Harley
Yapım Sorumlusu: Terry Kerr
Yapım: Hogarth
Halkla İlişkişer: Edelman
Medya: PHD
Sosyal Medya: Havas
Görsel: YouTube