Peugeot 308’in Kuzey Kıbrıs’ta gerçekleşecek lansmanına giderken, aracın internette yayınlanan fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla çok heyecan verici olmayacağını düşünüyordum. Bu konuda yanıldığımı Ercan Havalimanı’na inip, az sonra direksiyonuna geçeceğim otomobili gördüğümde anladım. Peugeot 308’in dış tasarımını kolayca anlatmak mümkün değil. Bir bakımdan oldukça muhafazakar bir 2013 model otomobil olduğunu söyleyebiliriz. Heyecan verici detaylardan yoksun gibi görünüyor. Oysa etrafına geçtiğinizde ilginç bir şekilde gözlerinizi 308’in üzerinde gezdirmekten zevk alıyorsunuz. Basit görünen dış tasarımın inanılmaz bir bütünlüğü olduğunu söylemeliyim. Heyecan verici mi? Hayır. Ancak şu anda piyasada rekabetin topluca gittiği yöne doğru giden bir çok güncel tasarımlı araç gibi genelgeçer de değil. Daha ilk bakışta bu modelin 10 yıl sonra bile şık ve modern görüneceğini hissediyorsunuz. İlk jenerasyon Audi A3’te vardı bu his örnek vermem gerekirse.

Peugeot 308’in asıl sürprizi ise aracın içinde. Uzun zamandır bir otomobilin iç tasarımından bu kadar çok etkilenmemiştim. Almanların aşırı fonksiyonel kabin tasarımının yarattığı moda yüzünden gittikçe birbirine benzeyen ve sıkıcılaşan iç tasarımlara oldukça iddialı bir yanıt vermiş 308. Aynı zamanda olağanüstü derecede yalın ve bir o kadar şık olunabileceğini göstererek, dev bilgi-eğlence sistemi ekranının da kullanışlı olabileceğini kanıtlamış.

308’in kabin içi yalınlığında iki anahtar faktör var. Çok küçük direksiyon simidi ve alıştığımız gibi direksiyon simidinin altından değil, üstünden görünen hız ve devir göstergeleri; ve bir de havalandırma düğmelerinin de kaldırılıp kontrollerin 9,7 inçlik bilgi-eğlence sistemi ekranına dahil edilmesi. Fakat benim asıl beğendiğim, bu sadelik içinde kabin içinde, özellikle ön göğüste hissedilen tasarım bütünlüğü ve tematik çizgilerdi. Peugeot tasarımcıları, çok zarif bir şekilde araca bunca sadeliğe rağmen müthiş güçlü bir kimlik vermeyi başarmış. Parlak siyah (piano black) plastik ve alüminyum görünümlü gri çerçeveler, Peugeot 308’in içini vakit geçirmesi çok iyi hissettiren bir mekana dönüştürmüş.

Kullandığım model 156 hp gücünde 1.6 Turbo benzinli motora sahipti. 6 ileri düz şanzımanla birlikte bu motordan çok büyük bir keyif almasam da şanzıman ve genel performanstan memnun kaldım. Peugeot’nun 208’de kullanmaya başladığı yeni ufak direksiyonu 308’de de yer bulmuş. Bu direksiyonla ilgili düşüncelerim biraz karışık. Sportif kullanım için mükemmel bir tutuş pozisyonu ve aksiyon hissi veren direksiyon şehir içi kullanımda gayet ideal. Ancak uzun yol ya da çevre yolu gibi nispeten düz ve az açılı virajlara sahip yollarda tek parmakla kontrol edilen büyük direksiyonların konforunu yakalamak mümkün değil.

308’in yol tutuşu muazzam. Günümüzde bu segmentte tüm modeller gittikçe sportif ayarlarla tüketici karşısına çıkıyor. Bence asıl maharet, aracın sürüş keyfini, yol tutuşunu ve dinamikliğini artırırken konforundan ödün vermemekte yatıyor. 308’i bu konuda çok başarılı buldum. Aracın şasisi gerçekten çok iyi tasarlanmış ve süspansiyon özellikleri de buna uygun şekilde geliştirilmiş. Bu otomobille her türlü yolda çok rahat ve keyifli sürüş garanti diyebilirim. Üstelik sportif beklentilere de bir noktaya kadar karşılık verebiliyor.Peugeot 308’in hem dışında, hem de içinde büyük bir kalite hissi de var. Aracın içindeki ses izolasyonu etkileyici.