İstanbul birçok yerde farklı farklı adlandırılır. Herkesin İstanbul’u özeldir ama herkesin İstanbul’la aşk ve nefret ilişkisi çok benzerdir. “60’lı yıllarda çekilmiş bir İstanbul belgeseli var. Belgeselde İstanbul hakkında yapılmış benim duyduğum en doğru tanımlama var. “Yaşlı ve Huysuz Kadın” diyorlar İstanbul’a” diyor Tarık Tolunay. Herkesin aşk ve nefret ilişkisi varken, Tarık Tolunay kendini yıllardır İstanbul’a borçlu hissediyormuş. Tarık Tolunay da, yaşlı ve huysuz bir kadın olan İstanbul’a, dünyanın en büyük kültür çorbası olan bu kente biraz tuz katarak ödemek istemiş borcunu. Ve gerçekten de çizgileriyle İstanbul’a herkesin iştahını kabartacak bir iş ortaya çıkarmış.
Fractal İstanbul çizerin 2012 yılından beri fiili olarak üzerinde çalıştığı bir proje. Aslında 2000’li yılların başlarında aklına İstanbul’u detaylı bir şekilde çizme fikri düşmüş fakat o zamanın bilgisayar teknolojisi ve yazılımlar çizere hayalini kurduğu harita çalışmasını veremiyormuş. Tarık Tolunay da geç olsun güç olmasın diyor ve kendi İstanbul’unu, kendi duyduğu kent-insan hikayelerini, çok detaylı bir şekilde bizlere sunuyor çizimlerinde.
İçine Baktıkça Sonsuza Kadar Giden Bir Ayrıntılar Zinciri
“Haritanın kökleri çocukluğuma kadar uzanır öncelikle, 70’li yılların bol araba kornalı, simit kokulu İstanbul’una kadar” diyor Tarık Tolunay bize projesinden bahsederken. Oğuz Aral Gırgır’ının son nesil çizerlerinden olan Tarık Tolunay, Gırgır’da çalışırken Cağaoğlu Alay Köşkü’ndeki binasına gitmek için Bakırköy’deki evinden çıkar banliyö trenine biner ve Cankurtaran’da inermiş. Normalde Gırgır’ın binasına gitmek için Sirkeci’de inmek de yetermiş ama çizer özellikle o büyülü, dar sokaklardan yürümeyi tercih edermiş. Yıllarca gidip geldiği bu yolların her bir detayı, ince ince işlemiş Tarık Tolunay’ın hafızasına.
Avni'siz olmaz.
Oğuz Aral ustamıza bir selam göndermiş olalım buradan 🙂#fractalistanbul#istanbul#HistoricalPeninsula#TarikTolunay pic.twitter.com/5xyxCzkj6f— tariktolunay (@tariktolunay) November 9, 2017
“Birçok kişinin bu tür çalışmalarla karşılaştıklarında ilk olarak hangi programı kullandığımı soruyorlar” diyor Tarık Tolunay ve ekliyor “maalesef aradığınız sihirli program henüz yazılmadı”. Çizer Tarık Tolunay, Fractal İstanbul projesini yaratma sürecindeyse bilgisayar destekli yazılımlarla eziyetli bir süreç yaşadığından birçok kez aylarca uğraştığı çizimleri çöpe atmak zorunda dahi kalmış. Fakat sonunda kullanmayı çok sevdiği ve aslında mimari bir program olan SketchUp’la çizerin proje özelinde de frekansları tutuyor ve Fractal İstanbul’un bilgisayardaki macerası başlıyor. Ama Tarık Tolunay çalışmanın arkasında binlerce saatlik dokümantasyon çalışması olduğunun altını çiziyor, kendi zihnindeki yazılımın esas yazılım olduğunu belirtiyor.
Fractal İstanbul sergisi çok yakında açılıyor
Projeye “Fractal İstanbul” ismini çok katmanlı ve derinliğine indikçe keşiflerinizin çoğalacağı bir şehir diye verdiğini söyleyen çizer, gerçekten de bu haritayla bizler Tarihi İstanbul Yarımadasının çok güzel bir haritalamasını sunuyor. Ayrıca çizer İstanbul’u altı parçalı bir yapboz gibi kurguladını ekliyor. Daha İstanbul’a dair göstermek ve çizmek istediği çok fazla detay var. Ve biz de detaylıca göreceğimiz, kuzeyde Galata, batıda Yenikapı, doğuda Üsküdar’ı görebileceğimiz bir kadraja ulaşacağız. İleride Fractal İstanbul tamamlandıkça projeyi belki de interaktif bir hale de getirebileceğini, geleceğin neler getireceğinin belirsiz olduğunu söylüyor çizer. Sonuçta çizerin yarattığı haritalar teknik alt yapı için birçok dijitalleşme hayaline de uygun. Yakın gelecek içinse, planlarındaki bir sergiden bahsediyor ve kısa süre içerisinde serginin yeri, tarihi gibi bilgileri takipçileriyle paylaşacağını söylüyor.
Fractal İstanbul, bizleri çok güzel detaylarla görmeye maruz bırakan bir eser. Belki şehirde yaşarken gözünüzden kaçabilir ama haritayı dikkatlice incelerseniz Ayasofya’da bir mermer üzerine kazınmış “Halfdan buradaydı” yazısını ve Vikinglerin gemilerle İskandinavya’dan yola çıkarak İstanbul’u yağmalamaya geldiklerinin kanıtı olarak bunu yazdıklarını görebilirsiniz. Ya da 1200-1300 sene öncesine kadar dünyanın merkezi kabul edilen Yerebatan Sarnıcı’nın yanında olan Milyon Taşı’nı yine dikkatlice görebilirsiniz. Fractal İstanbul günlerce bakıp yine de bir detay keşfedeceğiniz bir macera. Yani aynı İstanbul gibi.
Görsel: Tarık Tolunay