Yaratıcı bünyeler için günlük besin kaynağı
SXSWi 2012 – Oyunlaştırma ve Sosyalleşme

SXSWi 2012 – Oyunlaştırma ve Sosyalleşme

Dün beyler kanlı canlı etkinliklere katılırken, ben de boş durmadım SXSW'nin sitesinde yer alan canlı yayınlara baktım.

İlk canlı yayının konusu olan sağlık özellikle moderatörün yeterince iyi  olmaması ile beni uyuttu. İkinci oturum olan Gamify and Socialize: Beyond the Buzzwords oturumu Bing Gordon ile kesinlikle ekran karşısına beni kitledi (haber resminde gözleri kapalı olduğuna bakmayın, gözlerinde bir şey yok :P)

Bing Gordon'un öncelikle bir oyun delisi olduğunu belirtiyim (26 sene EA'de görmüş, geçirmiş). Oyun tasarımına – dünyasına kafası yatan birinin hayatın her aşamasında istediği işi kotarabileceğinden bahsetti ve 'MBA yapmadıysanız, Warcraft alın oynayın' dedi :)) Ekiplerin ufak ufak olmasını (5 ile sınırladı) ve bir oyun delisinin olmasını önerdi.

Gordon, Fortune 500 listesinde yer alan her firmada mutlaka bir oyun oyanayan kişi olmalı dedi. Oyun oynayan bir kişinin (oyun oynamak için bahane de diyebiliriz bunlara :D)

  • dünyaya daha farklı baktığını,
  • gelişmenin her zaman her konuda olabileceğini inandığını,
  • bir işi yapmanın farklı yolları olduğunun bilincinde olduğunu,
  • daha hızlı hareket ettiklerini ve geri dönüşlerinin daha direkt olduğunu belirtti.

Eskiden dinleyip bir şeyler yapıldığını ama artık yeni bir dönem olduğunu ve deneyerek bir şeyler yapıldığından bahsetti. Hatta burda konuyu, oyun oynayan bir kişinin daha hızlı işlerinde duvara tosladıklarını ama onların çok daha hızlıca sorunları bulup, sonraki adımlara geçtiğini anlattı (yaşadıkları bu donklamanın sürecin bir parçası olduğunu biliyorlar ve hemen yeniden ayağa kalkıp yeni bir şey deniyorlar).

Her şeyin oyunlaştırılabileceğini öne süren Gordon, özellikle iş hayatını bir yarışma meydanı değil, beraber iş yapma (cooperation) yeri olarak konumlandırmayı dile getirdi. Şirketlerin, çalışanlarını ödüllendirme mekanizmaları ile istediklerini davranışları, sonuçları alabileceklerini ama bu etkinin de var olabilmesi için istenen davranışların aslında gerçekten orda olması gerekliliğinden bahsetti.

Oyun dünyası için artık 1 Milyon'un hayal olmadığı, artık 500.000 tekil kullanıcı değil, 10 Milyon kullanıcının hedeflenmesini anlatan Gordon'un söyleşi esnasında devamlı telefonu çalıyordu.

Sonunda bu kesin kızım diyerek telefonu açtı :)) Telefondan sonra ilk dediği aslında sosyal dünyayı yeni doğan bir bebek gibi görebilirsiniz, herkes bir şeyler der ama bebeği elinize alana kadar anlamazsınız benzetmesi baya güzeldi. Aynı zamanda dışardan bıdı bıdı yapmanın işlerde kolay olduğunu, içine girip yaşamanın da gerekli olduğunu dile getirdi.

Konuşmanın soru – cevap kısmında yanılmıyorsam Click-Zen oyunlarına konu geldi. Click-zen, televizyonda devamlı zap yapmamız gibi, oyunda devamlı sağa sola bizi tıklatan oyunlarmış. Örnek olarak Diablo oyununu verdi 🙂

Ogilvy'nin aldığı notları da aşağıda bulabilisiniz;