SXSW Interactive 2013’te sadece oturumdan oturuma, panelden panele koşturmadık. Eda’yla iki girişimin CEO’suyla da özel birer basın seansı ayarlama şansı bulduk. Birisini bu haberde anlatacağım, diğerini Eda yazıyor.
Beyin dalgaları ile kontrol konusu pek acaip. 2011 sonunda İspanya’da Campus Party diye bir festivale katıldım. Bu festival, sırasında Granada kentinin gizli hazinelerinden birisi olan Parque de las Ciencias adlı bilim müzesini de ziyaret ettim. Orada Mindball adlı bir beyin dalgası ile kontrol oyununu deneme fırsatım da oldu. Bu oyunda arkadaşınızla karşılıklı oturup kafaları modüle dayıyorsunuz, zihnini en çok sakinleştirip, beyin dalgalarını en aşağıya çeken taraf, ortadaki bir topun da rakibine doğru gitmesine sebep oluyor. Sakin olanın kazandığı bir masaüstü maç gibi. Aşağıda benim -meditasyon tecribelerinin de faydasıyla- rakibimi nasıl alt ettiğimin grafiğini görebilirsiniz. Solda aniden iniş yapmış dalga boyu bana ait.Gerçekten etkileyici bir deneyimdi, Mindball firması farklı etkinlikler için bunun benzeri oyun ve araçları da pazarlıyor.
Mindball oyunu sonuç ekranı
Sonra geçtiğimiz yıl SXSW Interactive 2012’de, daha önce internette görüp “hadi len!” dediğim projelerden birini, Prius Bike projesini yakından gördüm. Bu konsept bisikletin özelliklerinden birisi de, viteslerinin beyin kontrolüyle değiştirilebilmesiydi ve geliştiricisi gözlerimizin önünde bir demo da yaptı, burada yazmıştım hatırlarsanız.
Prius Bike konsept bisikletin basın görsellerinden, kaynak: Toyota
Bu arada 2012 boyunca bu teknolojilerin prostetik uzuvların kontrolünde kullanılması gibi sağlık sektöründe çığır açacak gelişmeleri de izlemeye başladık.
SXSW 2013 için yola çıkmadan önce Muse adlı son kullanıcıya yönelik ilk beyin dalgası kontrol ünitesinin üreticisi olan Kanadalı InteraXon firması benimle iletişime geçince, tüm bu gelişmeleri takip eden birisi olarak heyecanlandım doğrusu. Muse kısa bir süre önce CES 2013’te de gösterimişti, ancak ben SXSW’te bizzat CEO ile görüşebilecek ve ürünü deneyebilecektim.
Muse’un üreticisi InteraXon’un kurucularından birisinin Dr. Steve Mann olduğunu da bu arada ekleyeyim. Steve Mann’ı, yine SXSW 2012 dosyamızdaki bu ve bu haberden hatırlarsınız; kendisi ilk cyborgyani makine insan olarak kabul edilen bir bilim adamı ve bizim şu anda Google Glass olarak beklediğimiz ürünün de bir nevi mucidi ve 30 yıllık geliştiricisi (detaylar için bağlantılarını verdiğim haberlere bir göz atın).
InteraXon’un icra kurulu başkanı Ariel Garten’la buluştuğumda biraz şaşırdım. Beklediğim CEO tipinden bir hayli uzaktı, bunun nedenini biyografisini okuyunca anladım. Kendisi aynı zamanda hem bir sanatçı, hem de bir bilim insanı olması nedeniyle ninjaneer diye anlandırılan yeni yetenek grubunun da bir parçası.
InteraXon CEO’su Ariel Garten beni kırmayıp Muse’la poz veriyor
Bu yenilik dolu ürün hakkında konuşmaya başlamadan önce Ariel’le Türkiye’nin politik ve ekonomik durumu hakkında sohbet ediyoruz. Türkiye’ye olan ilgisi, mevcut politik durumu iyi okumasını da kolaylaştırıyor. Bir yandan da her gittiği fuar ve konferansta gittikçe daha çok Türkle karşılaştığını söylüyor.
Bu sohbet çok uzayabilir, ama ben asıl konumuza dönüyorum ve Muse’u elime alıyorum. Beklediğimden daha ağır. Ariel, daha hafif bir prototip geliştirmeyi başardıklarını, ancak fokus gruplarda tüketicilerin hafif prototipi oyuncak gibi algıladığını, bu nedenle ürüne ağırlığın sonradan eklendiğini söylüyor (yine şaşırıyorum). Muse esnek bantı olan, camı ve çerçevesi eksik bir gözlük gibi takılıyor. Beynin elektrik dalgalarını (EEG) alın bölgesine denk gelen bantın arkasındaki algılayıcılarla tespit ediyor.
Kafam Muse, aklımda dünyayı ele geçirme planları
Muse’un asıl cazip tarafı şu, ürün Bluetooth üzerinden iPhone uygulamasından kontrol ediliyor. Beynin faliyetleri de yine uygulama ekranı üzerinden telefondan görüntülenebiliyor. Yazının başında bahsettiğim Mindball ürününün bir langırt masası boyutlarında olduğunu düşünürsek Muse’un geldiği aşama çok etkileyici.
- Kısaca Muse, tüketiciler için geliştirilmiş bir beyin dalgası algılayıcı kafa bandı. İnsan beyninin tüm spektrumunu okuyabilme, kaydedebilme ve analiz edebilme yeteneği sayesinde kullanıcılar nöron aktivitelerini anlamlı ve etkileşimli bir yolla görselleştirebiliyor. Güçlü analitikler ve kişiselleştirilmiş geribildirimle desteklenen bu yüksek seviyede içgörü, kullanıcılara zihinlerinin güçlerine erişerek bilişsel becerilerini geliştirme, oyunlar oynama, aygıtları kontrol etmede ve gelecekte bir çok farklı konuda yardımcı oluyor.
- Muse’un ilk uygulaması, yüksek stresli ortamlarda sakin kalabilme gibi becerileri geliştiren, hafıza konsantrasyonunu artıran bir beyin eğitimi uygulaması.
Muse’un teknolojisi ile farklı ürünler ve Muse için yeni uygulamalar da yoldaymış. Ürünü buradan 199$ fiyatla ön sipariş edebilirsiniz (Türkiye’ye gönderim için 30 dolar daha ekleyin). Bu siparişler 2013 son çeyreğinde gönderilmeye başlanacak. Aşağıda ürünü denerken çektiğim bir videoyu izleyip aygıt ve uygulama arabirimi hakkında fikir sahibi de olabilirsiniz.
Ariel’le sohbetimizde elbette konu pazarlama alanında bu genç ürünün nasıl kullanılabileceğine de geldi. Ariel’in söylediğine göre Lexus gibi premium otomobil markaları, etkinliklerde ve araç sergilemelerde araç içindeki sakin ortamın beyin üzerindeki etkisini göstermek için kullanmayı düşünmüş. Dikkat dağınıklığı (ADD) tedavisinde özellikle çocuklar da kullanılabilen uygulama ile Muse kendi beynimizin kontrolünü ele aldığımız ilk arabirim olmaya çalışıyor.