Sibel Gürcüoğlu, dijital pazarlama kariyerine sağlık problemleri nedeniyle ara verdikten sonra doğaya ve bitkilere olan tutkusuna odaklanmış. 2017 yılında Cocodema’yı kuran Gürcüoğlu, sürdürülebilir ve canlı bitki tasarımları üretiyor. Cocodema, ismini Japon bonsai sanatı Kokedama’dan alıyor ve oldukça yalın tasarımlar sunuyor.
Sibel Gürcüoğlu ile hobi olarak başladığı bitki tasarımının mesleğe dönüşmesi, bitki tasarımına dair prensipleri, Cocodema ile yarattığı fark ve Cocodema çatısı altında düzenlediği atölye çalışmaları hakkında sohbet ettik. Ürettiği nefis çalışmaları internet sitesi, Facebook sayfası ve Instagram’ı üzerinden takip edebilir; röportajımız aracılığıyla Cocodema’nın ilham verici hikayesini öğrenebilirsiniz. Keyifli okumalar!
“İki nesildir bitkilerle uğraşan bir ailenin kızıyım.”
Bigumigu okurları için kendinden biraz bahseder misin? Yaşın, doğduğun yer, eğitim hayatın, kariyerin, yaşamındaki dönüm noktaları ve benzeri detayları bizimle paylaşabilir misin? Sevdiği işi yapmaya cesaret edebilen biri olarak hikayenin tüm detayları önemli.
Sibel Gürcüoğlu: Rize’de doğup büyüyen, 2 nesildir bitkilerle uğraşan bir ailenin kızıyım. 29 yaşındayım ve son 10 yılımı üniversite eğitimi için geldiğim İstanbul’da geçirdim. Lisans eğitimimi reklamcılık, yüksek lisans eğitimimi ise psikoloji alanında tamamladım. Sonrasında da 6 yıl boyunca reklamcılık ve pazarlama sektöründe çalıştım.
Global bir şirkette dijital pazarlama alanında çalışırken, sağlık problemlerim nedeniyle işe ara vermek zorunda kaldım. Cocodema da bu sırada bir hobi olarak doğdu. Sonrasında hem bitki alanında kendimi geliştirmek, hem de yurt dışındaki bitki tasarım markalarının; bunu nasıl işletmeye dönüştürdüklerini görmek için New York’a gittim.
Bir dönüm noktası demek doğru olmaz ancak işten ayrılmak zorunda olmam vesile oldu diyebilirim. O dönem işten ayrılmasam da muhakkak başka bir kırılma noktası olurdu.
“Reklamcılıkla bağımı hiç koparmadım.”
Reklam sektörüyle bağlantın hala devam ediyor mu? Yoksa tamamen bırakıp Cocodema’ya mı odaklandın? Reklamcı olarak çalıştığın pozisyon neydi? Reklamcı olmanın Cocodema üzerinde ne gibi etkileri oldu?
Sibel Gürcüoğlu: Bence Cocodema’nın çok fazla kişiye ulaşmasını sağlayan, reklam ve görsel iletişim konusundaki yeteneğimi doğru kullanmamdı. Oradan beslendiğimi düşündüğüm için de, reklamcılıkla bağımı hiç koparmadım. Global bir sigorta şirketinde dijital pazarlama uzmanı olarak çalışıyordum. Şu an tüm odağım Cocodema’da ancak yakın çevremdeki girişimlere reklam alanında danışmanlık verdiğim oluyor.
Gecesi gündüzüne karışmış, kendi hayallerini zaman ve enerji ayıramadığı için rafa kaldırmış reklamcılara ne tavsiye edersin?
Sibel Gürcüoğlu: Benimki gerçek anlamda bir cesaret örneği sayılır mı bilmiyorum. İşimi bırakmak zorunda kaldıktan sonra Cocodema’ya yöneldim. Ama işin içine girdikten sonra, “mükemmeliyetçilik” adı altında ertelediğim şeyin, aslında korkaklık olduğunu gördüm. Sonuçla; yani iş bittiğinde “kimin ne tepki vereceği ile” değil de, aldığınız yol ile ilgilendiğinizde işin sahibi oluyorsunuz. Devamlılığını sağlamak ise “birgün bu iş biterse ne yapacaksın?”cılara direnç göstermekten geçiyor.
Bitki tasarımı bir trend haline gelse de senin bitkilerle olan hikayen çok farklı gelişmiş. Trend olduğu için bu işi yapanlarla senin Cocodema’daki tasarımların arasında ne gibi farklar gözlemliyorsun?
Sibel Gürcüoğlu: Bana göre doğaya yakın olmak aslında varoluşsal bir ihtiyaç. Cocodema; bir nedenle ertelediğimiz bu ihtiyacı, bitki odağındaki tasarımlarla sunuyor. Trend olduğu için ilgi gösteren işletmeler, bir süre sonra ticari kaygılarla taklit ettiği çizgiden ister istemez çıkıyor. Cocodema’da hiçbir zaman Sevgililer Günü için hazırlanan kırmızı güller ya da kırmızıya boyanmış kaktüsler görmeyeceksiniz. Ya da hiçbir zaman tek tip, emek verilmeyen ve tüketilen estetik anlayışını satmayacağız.
Bunu yaratmak için özel bir çaba sarfetmedim ama Cocodema’nın müşteri kitlesi, kişiye özel bir şey yaptırsa dahi bizdeki tasarım gücüne güvenerek çok fazla müdahaleci olmuyor. Nadiren suni görünecek istekler geldiğinde ise kibarca geri çeviriyorum.
“Cocodema’nın birincil prensibi ‘sürdürülebilir’ olması.”
Sibel Gürcüoğlu: Bitki yaşayan bir varlık. Tasarım yaparken bu açıdan bağlı kaldığın prensipler var mı? Bitkinin ihtiyaçları ile tasarımın şıklığı arasındaki dengeyi nasıl koruyorsun?
Cocodema’nın birincil prensibi “sürdürülebilir” olması.Bu sık duyduğumuz için duyarsızlaştığımız bir kelime haline geldi. Şöyle açıklayayım; estetik kaygısıyla farklı su ve ışık ihtiyaçlarına sahip tropik bir bitkiyle, kaktüsü aynı aranjmanda kullanmıyoruz. Satın aldığınız her ürün, emek verirseniz uzun süre sizinle yaşıyor. İşlevi 1 günlük olan gelin buketi yapımında bile kalıcılığı her zaman ön planda tutmaya çalışıyorum.
Bunun yanında kullanılan tüm materyaller doğa dostu. Çerçeveler kurumuş sarı çam ağaçlarından, hava bitkilerinin askıları yüzyıllardır insanın elinin altında olan bakırdan, Cocodema altlıkları ise el yapımı olarak seramik ve topraktan üretiliyor. Ekolojiye ve diğer tüm canlılara saygı duyarak üretirken; yerel üreticilerle çalışarak, el emeğinin de karşılığını vermeyi amaçlıyorum. Bu şekilde çalıştığınızda “Bu nasıl üretiliyor?” sorusuna da her zaman içiniz rahat bir şekilde cevap verebiliyorsunuz.
Kişisel olarak en sevdiğin, evinde en çok yer verdiğin bitki hangisi? Belirli bir nedeni var mı?
Sibel Gürcüoğlu: Zor soru. Favori bitkim sürekli değişiyor ama sanırım doğal habitatında da görebildiğim bitkilerden daha çok etkileniyorum. Yaprakları bereket’i simgeleyen Venüs Saçı Eğreltisi (Adiantum Capillus) karadenizdeki dere kenarlarını hatırlatıyor ve evde görmek gerçek anlamda rahatlatıyor.
Bunun dışında hızlı büyüyerek kendi alanına sahip çıkan Devetabanı (Monstera Deliciosa) ve Pothos gibi bitkilerden de vazgeçemiyorum.
Bitki aşıkları için, bitkiler hakkında önerebileceğin kaynaklar var mı?
Sibel Gürcüoğlu: Türkiye bitki çeşitliliği açısından çok zengin. Birçok coğrafyaya göre çok fazla sayıda endemik bitkimiz olmasına rağmen Türkçe kaynaklar kısıtlı. İç mekan bitkilerinin bakımıyla ilgili hem web sitemizdeki blog’dan hem de Instagram hesabından detaylı bilgi sahibi olabilirsiniz. Bitkilerin nereden alındığı önemli olmaksızın, bakım ile sorulara da 24 saat içinde muhakkak dönüş yapıyoruz. Belki ileride bir YouTube kanalı da açabiliriz.
Dış mekanda ya da doğada görüp merak ettiğiniz bitkiler için de PictureThis uygulamasını önerebilirim.
“Hiçbir canlının yaşama hakkına müdahale etmediğinizden emin olun.”
İnternet sitenizde, kurumsal ya da bireysel atölye çalışmaları düzenlediğiniz yazıyor. Şimdiye kadar bu atölyelere katılan insanların ortak noktası neydi sence? Genelleme yapmak gerekirse, kimler tercih ediyor bu deneyimi yaşamayı? Senin ulaşmak istediğin başka bir kitle var mı?
Sibel Gürcüoğlu: Atölye katılımcılarının ortak paydası kesinlikle toprakla haşır neşir olmak. Her atölye öncesinde eğitim kapsamına daha konforlu hissettirecek detaylar eklemeye çalışsak da, gelenler sadece üretirken keyif almaya ve toprak kokusuna odaklanıyor. Bu farkında olmadan özlemini duyduğumuz bir his sanırım.
Daha önce hiç yapmadım ancak 6-10 yaş grubu çocuklarla gerçekleştirebileceğim bir atölye yapmayı isterdim.
Sürdürülebilir bir geleceğin mümkün olması adına bitkiseverlere ne önerirsin?
Sibel Gürcüoğlu: Mimar ya da son kullanıcı… Yaşam alanlarınızı planlarken/bir hediye seçerken yıllarca sizinle kalabilecek, sürdürülebilir tasarıma destek olun. Bunu yaparken hiçbir canlının yaşama hakkına müdahale etmediğinizden emin olun. Sorun. Bu gerçek mi? Nerede, kim üretiyor? Satışı, direkt olarak üreticisini mutlu eden ürünleri tercih ettiğinizde, ürüne dair cevaplanmamış sorunuzun da kalmadığını göreceksiniz.
Görsel: Cocodema
Manşet görseli düzenlenmiştir.